HABER MERKEZİ- Tarihte Fedailik
Her toplum bir temel üzerinde büyür, şekillenir. Tarih toplumların temeli, ilkle yaşanılan anı buluşturan şekillenmesidir. Her şekillenme bir birikimin ürünüdür. Tarihte fedai çıkış, fedai şekillenme de bu birikimin en cesaretli, en bilinçli, en sorumlu, en iradeli ve en insanca yanının toplamı ve sentezi olacak, kendini kuşaktan kuşağa zamandan zemine aktaracaktır. Zaman, zemin, sima çok farklı da olsa öz birbirine benzeyecek, bir önceki sonrakinin etkileyeni, sonraki önceki halkaların tamamlayanı olacaktır. Şamandan halk önderliğine kadar bu tarihi zincirin halkaları birbirini besleyen değerli düğümler olacaktır. Bu gelişmeler kendi somutunda tarihi toplumsal diyalektiğin gelişim seyrini gösterecek, mitolojik insandan günümüz özgür insanına “tarih günümüzde gizlidir, biz tarihin başlangıcında gizliyiz” formülasyonunu hem bir tarihi miras, hem de güncel gerçeklik olarak hatırlatıp, kavratacaktır. Bu tarihsel gerçeklik arada binlerce yıl geçmesine rağmen, güncelde tarihi dün yaşanmış gibi yakınlaştıracak yeni çıkışta bin yılların tarihini buluşturacaktır. Şamanın bilgeliği, Hz. İbrahim’in korkusuzluğu ve bilinci, Zerdüşt’ün aydınlığı, irade gücü, eşitlikçi, özgürlükçü sosyal anlayışı, Hz. İsa’nın kendini adanmışlığı, Hallac-ı Mansur’un insan değeri, tanrı çözücülüğü, Pir Sultan’ın yoluna bağlılığı, Sokrates’in insan özüne ve iradesine olan tutkusu, bilgiye ve erdeme olan sevgisi, Şeyh Bedrettin’in paylaşımcılığı, Denizlerin, Mahirlerin yaşam tutkusu eylemciliği ve halkların kardeşliğine derin bağlılığı, tarihsel güzelliklerin, birikimlerin, onurlu, fedai değerlerinin birer seçkin örnek ve özellikleri olarak 21. yy’da uygarlığı doğuran coğrafyada ezilen tüm kesimlerin, halkların, kadın cinsinin, özgürlük ve kurtuluş umudunun fedai sesi, soluğu, duruşu APOCU fedailik olarak tarih sahnesine çıkacaktır.
Tarih toplumsal mücadelelerin, ilişkilerin, çelişkilerin hem ürünü hem de zeminidir. Önderlikler de tarihsel süreçlerdeki tarihi toplumsal mücadelenin hem bir sonucu, hem de yeni süreçlerin, çıkışların yaratılmasında tarihe yön veren kişiliklerdir. Toplumsal ilişkiler geliştikçe çelişkiler artacak; çelişkiler de tarihsel zeminde zamanın ruhuna denk düşen çözüm arayışlarına yöneltecektir insanı. Tarihi toplumsal sorunların büyüklüğü bir ihtiyaç temelinde tarihi Önderliksel çıkışları zorunlu ve gerekli kılacaktır. Tarihsel önderlikler kendilerine en fazla ihtiyaç duyulan dönemlerde çıkarak geçmiş ve eski olanı yıkma gücünü, cesaretini ve yeteneğini göstermek kadar; yıkılanın yerine yenisini koyma yaratıcılığını sergileyen, bunun düşünce ve eylem rotasını belirleyen, olağanüstü dönemlerin olağanüstü gelişmelerini yaratmada rol oynayarak misyonlarını yerine getireceklerdir. Önder iddiasıyla ortaya çıkan bir lider bu misyonu yerine getirdiği oranda tarihin kendisi tarafından bu sıfata layık görülecektir. Büyük bir düşünce, çözüm gücü ve eylem adamı olan tarihsel önderlikler, büyük toplumsal arayışlara cevap olduklarında toplumsal dinamikleri harekete geçirerek toplum gücünü yıkma ve yapma özelliği ve yeteneğiyle; kendilerindeki öngörü, cesaret, kahramanlık ve çözümleyici perspektifleri buluşturduklarında toplumsal akışı yeniye doğru götüreceklerdir. Bir liderin tarihi önderlik misyonu böylesi gerçeklikte bir anlam ifade edecektir.
Her önder lider olamayacağı gibi, topluma önder iddiasıyla ortaya çıkan her kişilikte tarihsel bir önder değildir. Tarihsel önderlik misyonu ancak ve ancak tarihsel çıkışlar gerçekleştirilerek, tarihsel sorumlukları yerine getirilerek gerçekleşir. Böylesi kendine özgü yasalarıyla işleyen tarihi toplumsal diyalektiği bütünselliğinde tarihi önderlikleri ele almak Kürdistan gerçekliğinde ortaya çıkan ve Önderliğimiz şahsında somutlaşan tarihi APOCU fedai Önderliksel çıkışı yeri yerine oturtmak, bunun evrensel insanlık değerleriyle buluşan yönlerini ve özelliklerini tespit etmek, hem tarihi önderlikler gerçeği ve rollerini hem de somutumuzda önderlik gerçeğini ve yaratımlarını anlamak açısından önemlidir.
Başkan APO’da somutlaşan APOCU fedai Önderliksel çıkış kendi koşullarında kendine has özellikler taşıyan bir çıkıştır. Bu çıkışı genel Önderliksel çıkışların mantığı ve biçimiyle ele almak, onu aynı kalıplara sokmak ve değerlendirmeye tabi tutmak APOCU fedai Önderliksel çıkışı yetersiz ele almak anlamına gelecektir. Böylesi bir değerlendirme yetersiz olabileceği kadar, yanılgılara da götürebilecektir. Şüphesiz APOCU fedai Önderliksel çıkış tarihi önderliksel çıkışlardan böylesi tarihi birikimi, oluşumun bütünselliğinden ayrı bir şey değildir. Onlarla örtüşen bir çok yönü vardır. Bir anlamda APOCU fedai Önderliksel çıkış, tarihi önderliklerin eksik kalan 20. yy’daki Kürdistan halkasıdır. Bu halka zincirin diğer halkalarına benzediği, onlarla bütünleştiği kadar, renk-ton ve biçim olarak onlardan ayrı yönlere ve özelliklere sahip olacak, onlarla örtüştüğü oranda birleşecek; özgün yönleriyle kendini ortaya koyduğu oranda da kendi koşullarında tarihsel önderlik pozisyonuna geçecektir.
APOCU Önderliksel çıkışın özgünlüğünü doğuran şey, Kürdistan’ın toplumsal gerçekliği ve Kürdistan dışındaki dünya gerçekliğinin Kürtlere ve Kürdistan’a yaklaşımından doğan bir sonuçtur. İnsan toplumsal bir varlık olduğundan dolayı o bağrından çıktığı toplumu ve toplumsal gerçekliği ifade edecek, onunla anlam bulacak, eğer varsa özgün yanları onu da bağrından çıktığı zeminden edinecektir. Böylesi birey ve toplum ilişkisi gerçekliğinden hareket edildiğinde APOCU Önderliksel çıkışın özgünlük kaynaklarına inilmede zorlanılmayacaktır.
Kürdistan toplumu bir çok toplumsal durumu iç içe yaşayan gerçekliğin kendisidir. Böyle olduğundan dolayı onu sadece bir toplumsal gerçeklikle izah etmek, yetersiz olacaktır. Kürdistan farklı toplumsal gerçeklikleri iç içe yaşadığından dolayı çok yönlü ve farklı sorunlarının birleşik bir ifadesi olarak var olmada kendini kurtaramayacaktır. Farklı toplumsal gerçeklikleri iç içe yaşayan bir yer elbette ki farklı politik yaklaşımların sergilendiği, farklı güç dengelerinin kendisini konuşturduğu saha haline gelecektir. Böylesi bir tabloda egemen güçlerin Kürt halk gerçekliğini yok etme, çarpıtma sorunlarını çözümsüz bırakma, çelişki ve çatışmaları derinleştirme yaklaşımları beklenilen olağan sonuçlar olurken, diğer taraftan böylesi toplumsal gerçeği ve bundan kaynaklı sorunları çözme iddiasıyla ortaya çıkan öncü gücün hangi zorluklarla yüz yüze geleceği tahmin edilmeyecek bir sonuç değildir. Böylesi büyük bir soruna ancak büyük ve farklı bir çözümle cevap olunabilecek, büyük ve kalıcı bir çözüm de buna denk düşen büyük çözme gücünü gerektirecektir. Yani hastalığın köklü olması ve büyüklüğü ameliyatın büyüklüğünü, o da hekimin büyüklüğünü zorunlu kılacaktır. PKK önderliğinin tarihi fedai çıkışı, bu çıkışta özgünlükleri diğer Önderliklerden farklılıklarının anlaşılması; Kürdistan toplumunun tarihi toplumsal gerçekliğinin bilince çıkarılması, bölge ve dünya gerçekliğinin yüz yüze kaldığı sorunların anlaşılmasıyla mümkündür. APOCU fedai Önderliksel çıkışın anlaşılması, ancak ve ancak böylesi bir hareket noktasından yola çıkılarak gerçekleşir.