HABER MERKEZİ – İşgalci Türk devletinin başta Şengal, Mexmûr ve Qendîl bölgeleri olmak üzere Güney Kurdistan’da birçok bölgeye gece saatlerinde hava saldırısı yapmasına karşı Avrupa Kürt gençlik hareketleri JCA ve TCŞ bir açıklama yayınladı.
“Herkes alanlara akmalı, katliamın hesabı sorulmalı” başlığıyla yayınlanan açıklamada, faşist Türk devletinin soykırım saldırılarına karşı direniş ve mücadeleden başka bir yolun olmadığı belirtilirken, Avrupa’da yaşayan başta genç kadınlar olmak üzere tüm Kürt halkı ve enternasyonalist dostlarını eyleme geçmeye çağırdı.
JCA ve TCŞ açıklamasının tamamı şöyle:
İşgalci Türk devleti gece 00.00 sularında Qendîl, Zap, Xakurke ve Diyana’nın da içerisinde olduğu Medya Savunma alanlarını, Şengal ve Maxmur Şehit Rüstem Cudi mülteci kampını, Pençe-Kartal operasyonu adı altında bombalayarak Kürt halkını yok etme, Kürdün yokluğuyla kapitalist, milliyetçi, sömürgeci anlayışını var etme üzerinde derin politikalarına devam ediyor. Tüm dünyanın koronavirisüne karşı önlemler aldığı, ABD faşizminin George Floyd adında siyahi bir insanı katlettiği için binlerin, on binlerin, yüzbinlerin sokağa döküldüğü böylesi bir dönemde AKP-MHP faşist, katliamcı, soykırımcı rejimi tıpkı yıllar önce dediği gibi “Kadın da olsa, çocuk da olsa, yaşlı da olsa gereği yapılacaktır“ sözü bugün yapılan katliamın sözüdür. Kadın katliamı ile başlayıp Kürt halkına Efrin’de sömürücü anlayışını korku, inkar, ajanlaştırma ile pekiştirmek istemekteydi. Bu yüzden genç kadınlara saldırdı, tecavüz etti ve katletti. Bu gün tüm medya savunma alanlarında, Şengal ve Maxmur kampında yapılan aslında Kürt halkına, toprağına, iradesine, özgürlüğüne tecavüz edilmekte, soykırım kıskacından geçmektedir.
Saldırılara sessiz kalanlar, katliama ortaktır
Öte yandan görülüyor ki topyekün bir saldırı hazırlığı günler öncesinden yapılmış; askeri anlamda 9-12 Haziran‘da Akdeniz ve Ege kıyılarında tatbikat yapmaları, birkaç gün önce de Amed hava alanına 50 tane F16 uçağı indirmeleri yaptıkları katliam hazırlığını göstermektedir.
Soykırımcı Türk devleti son demlerini yaşadığı, artık Kürt halkına saldırıdan başka çare görmediği, kendi rejimini kurtarmak için topyekün katliamı Kürt halkına reva gördükleri bir dönemde; ABD‘nin, Rusya‘nın Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi‘nin, yine Avrupa devletlerinin buna karşı sessiz kalması tamamıyla bu katliamı onayladıkları ve katliamın ortakçısı olduklarını göstermektedir.
Varlığımızı korumanın mücadele ve direnişten başka yolu yoktur
Bu yüzden Kürt gençliği, genç kadını, Kürdistan halkı ve enternasyonalist dostları ezcümle kendilerine demokratik diyen tüm kesimler nasıl ki ırkçılığa karşı günlerdir tüm Avrupa ve dünya halkları sokaklardaysa, Kürt soykırımına karşı da alanlara akmalı, soykırımın önüne geçilmelidir. Faşist Türk devletinin soykırım saldırıları karşısında enternasyonalist birliktelik ile mücadele ederek başta Almanya olmak üzere Türk devleti ile ortaklaşan tüm devlet, kurum ve kuruluşlara karşı meşru haklar temelinde eyleme geçmeli, soykırıma dur denmelidir. Varlığımızı korumanın, özgürlüğümüzü kazanmanın mücadele, direniş ve özsavunmadan başka çaresi yoktur.
Her gün her gece Avrupa sokakları Kürdistan‘da yaşanan durum karşısında tüm meşru haklar temelinde onların çığlığına sahip çıkmalı, Avrupa sokakları da çınlamalı. Bunun dışında herhangi bir duruş, katliamı onaylama dolayısıyla AKP-MHP faşist rejimi ile ortaklaşmaktır. İnanıyoruz ki hiç kimse özellikle de Kürdistanlı gençler evinde oturmayı kabul etmeyecek, tıpkı Kobanê, Serekaniyê, Efrîn süreçleri gibi Avrupa sokaklarında Kürdistan‘da yaşanan katliam ve soykırım girişimini reddedecek, buna karşı enternasyonalist mücadeleyi geliştirecektir.
Jinên Ciwan ên Azad ve Tevgera Ciwanên Şoreşger Koordinasyonları