HABER MERKEZİ – Tevgera Ciwanên Şoreşger yazılı bir açıklama ile Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarının 2 Mayıs’ta yapılan görüşmeye dair söylediklerinin tecridin henüz kalkmadığı anlamına geldiğini belirtti. Yapılan açıklamada “Önderliğimiz etrafında fedailik çizgisinde geliştirilen direniş, AKP-MHP faşizmini kökünden sarsmış ve adım atmaya zorlamıştır” denildi.
TCŞ açıklaması, yapılan görüşmeyi Leyla Güven’in başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri ile büyüyen “Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım, Kürdistan’ı Özgürleştirelim” hamlesinin açığa çıkardığı bir sonuç olarak değerlendirdi. “Tecridin kırılması an meselesidir” diyen TCŞ, Kürt gençliğini tecride karşı başkaldırmaya çağırdı: “Açıklanan avukat görüşmesi göstermiştir ki, direniş büyürse tecridin kırılması an meselesidir. Tecridi kırmak, faşizmi yıkmak ve Kürdistan’ı özgürleştirmek için Kürt gençleri olarak bulunduğumuz her yeri direniş alanı haline getirerek Önderliğimizin mesajına cevap olmanın tam zamanıdır. Bunun için de dönemin temel şiarını hep birlikte haykırıyoruz: SERÎ HILDE, SERÎ HILDE, SERÎ HILDE!”
Tevgera Ciwanên Şoreşger’in açıklaması şu şekilde:
“Rêber APO avukatları ile 27 Temmuz 2011’den beri ilk kez geçtiğimiz 2 Mayıs günü bir görüşme gerçekleştirmiştir. Fakat bu görüşmeye dair yapılan açıklamadan da anlaşıldığı gibi Önderliğimize uygulanan tecrit kaldırılmamıştır. Bizans oyunlarında ısrar eden bu faşist rejim, bir kez daha direnişi kırmaya çalışmıştır.
“Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım, Kürdistan’ı Özgürleştirelim” hamlesinin başlangıcından bugüne kadar sömürgeci güçler direnişi kırmak için birçok deneme yapmıştır. Önderliğimiz etrafında fedailik çizgisinde geliştirilen direniş, AKP-MHP faşizmini kökünden sarsmış ve adım atmaya zorlamıştır. Bu süreç içerisinde Leyla Güven’in zindandan çıkması sağlanmış, Önderliğimiz ile abisi Mehmet Öcalan’ın görüşmesi sağlanmış ve son olarak da 2 Mayıs’ta Önderliğimiz avukatları ile görüşmüştür. Şunu asla unutmamalıyız: Bu gelişmelerin her birini bedenini açlığa yatıran binlerce Kürdistan direnişçisi, fedai eylemleri ile ölümsüzleşen 9 şehidimizin direnişi ve 15 yoldaşımızın, yaşamı uğruna ölünecek kadar sevenlerin yoldaşlığını gösterdiği görkemli direnişlerine borçluyuz. Geldiğimiz aşamada hiçbir sözün bu eşsiz ve görkemli direnişi tarif etmesi mümkün değildir. Biz Kürt gençliği için bu direniş ancak zafere ulaştığında, yani Önderliğimize uygulanan tecrit son bulduğunda amacına ulaşmış olacaktır.
Artık bu direnişi zafere götürmenin, açlık grevlerindeki arkadaşlarımızın ağır yükünü kendi omuzlarımıza almanın ve tecridi param parça etmenin zamanıdır. Tarihin bile yazmaktan utanacağı tecrit işkencesi ve faşizm barbarlığı, ancak ve ancak Kürt gençlerinin kararlılıkla ve sonuç alana kadar vereceği örgütlü bir mücadeleyle son bulacaktır. Önderliğimizin mesajında belirttiği “onurlu bir barış” bizim için de esastır. Savaş ve barış gerekçemiz Önderliğimize tecritle işkence edilirken, binlerce yoldaşımız fedaice direnirken, barışın sembolü analarımız yerlerde sürüklenirken ve Kürdistan işgal altındayken biz Kürt gençliği için onur demek sürekli bir eylem ve başkaldırı hali demektir!
Açıklanan avukat görüşmesi göstermiştir ki, direniş büyürse tecridin kırılması an meselesidir. Tecridi kırmak, faşizmi yıkmak ve Kürdistan’ı özgürleştirmek için Kürt gençleri olarak bulunduğumuz her yeri direniş alanı haline getirerek Önderliğimizin mesajına cevap olmanın tam zamanıdır. Bunun için de dönemin temel şiarını hep birlikte haykırıyoruz: SERÎ HILDE, SERÎ HILDE, SERÎ HILDE!”