“Beni büyük bir coşkuyla, saçımın tek teli kalmış olsa dahi Amed’de defnedin” diye vasiyet bıraktığı topraklarda uğurlanan YPS-JIN üyesi Pervin Taşçı, Cizre’de özyönetim direnişinin ölümsüzleri arasında yerini aldı. Ailesi onu çok sevdiği Amed toprağına emanet etti.
AMED – “Tek bir saç telim dahi kalsa beni Amed’de defnedin” diye vasiyet bırakmıştı daha 23 yaşında. Daha 23 yaşında ölümünden sonraki vasiyetini bırakmıştı direnerek Pervin Taşçı. Cizre’de halkın özyönetim talebine karşılık uygulanan soykırım saldırılarına sessiz kalamamış YPS-JIN üyesi olarak mücadelesine devam etme kararı almıştı. Burada Berjin Amargi ismini alan Pervin, yaşamanı yitireceğini hissedercesine ailesini arayarak, “Beni Amed’e defnedin” dedikten sonra yıldızlaşana dek direniyor.
Erzurum’un Karayazı ilçesinde 1993’de dünyaya gözlerini açan Pervin, yurtsever bir ailede büyüyor. Annesine sürekli “Ben gerilla olacağım” diyen Pervin, liseyi bitirdikten sonra üniversite okumak için Afyon’a gidiyor. Ancak burada istediği yaşamı bulamayan Pervin, Diyarbakır’a gelerek genç kadın çalışmalarına katılıyor. Her zaman politik bir bilince sahip olan ve kadın mücadelesini hayatının en önemli yerine koyan Pervin, Arîn Mîrxan ve Kader Ortakaya Genç Kadın Meclisi’nde çalışmalarda yer alıyor. Pervin bir süre de DEM-GENÇ’te çalışmalar yürütüyor ve Cizre’de özyönetim direnişini katılıyor. 79 gün süren Cizre direnişinde ölümsüzleşen Pervin’in cenazesi ailesinin DNA örneği verilmesine rağmen devlet güçleri tarafından Mardin’de kimsesizler mezarlığına defnediliyor. Pervin’in ailesi cenazeyi alma mücadelesini kazanarak 3 ay sonra Pervin’in cenazesini vasiyet ettiği gibi Amed’e getiriyor. Yeniköy Mezarlığı’nda defnedilen Pervin, Amed halkının direniş sloganlarıyla uğurlanıyor.
Amed sloganlarla uğurladı
Mezarlık etrafında toplanan işgalci devlet güçleri önce cenazenin ancak fotoğraf olmazsa, ıslık, alkış çalınmaz ve slogan atılmazsa defnedilebileceğini söylemişti. Pervin’i bu şekilde uğurlamak istemeyen ailesi direnişe geçerek, bunu kabul etmeyeceğini söyledi ve Amed halkına çağrı yaptı. Halk ertesi gün mezarlığa giderek Pervin’i sloganlarla uğurladı, ailesi “Kızımızın neden burada uğurlanmak istediğini şimdi anlıyoruz. Amed halkı Pervin’e sahip çıktı” demişti.
‘Onu güler yüzü ve heyecanıyla hatırlayacağım’
Pervin’i annesi Hanım Taşçı güler yüzü, neşesi ve heyecanıyla anlatıyor ve onu her zaman bu haliyle hatırlayacağını söylüyor. Pervin’in çocukluğundan beri haksızlıklara tahammül edemediğini ve her zaman tepkisini gösterdiğini söyleyen Hanım, “Biri birine haksız bir şekilde hakaret etse ya da biri bir başkasının emeğine konsa dayanamazdı hemen müdahale ederdi. Sesini çıkarmadığında içi içini yerdi. Ben ona ‘kızım dur sen niye karışıyorsun’ dediğimde ‘nasıl karışmayayım illa bana mı haksızlık olunca sesi mi çıkarmalıyım’ deyip bana da kızardı ama biz hep çok iyi anlaşırdık. Güler yüzlüydü, neşeliydi. Yüz yıl yanında otursa asla sıkılmazdın. Her zaman toprağına hasretti. Mücadelesine aşıktı. Benim yorulmama, hasta olmama dayanamazdı. Her zaman şakalaşırdık. 4 çocuğumuz var hiç birinin bir dediğini iki etmezdik. Dördüne de eşit davranırdık. Birine ne alsak diğerine de mutlaka bir şey alırdık. Zaten öyle olmasa kabul etmezlerdi. Çocuklarımın hepsi Pervin gibiydi ama Pervin hiçbirine benzemezdi aslında. O hep bildiği yoldan gitmeyi tercih ederdi. Oldum olası harekete ve gerillalara bağlıydı. Her zaman onların yanına gitmek istediğini söylerdi” diye belirtti.
‘O kimsesiz değil on binler arkasında’
Pervin’le yine bir gün yaptıkları sohbette Pervin’in ona “4 çocuğun var birini de PKK’ye ver ne olacak? Mücadelede yer alması kötü mü olur” dediğini ifade eden Hanım, Pervin’in 4 yıl boyunca siyaset çalışmalarını yürüttüğünü ifade etti. Pervin’in Cizre’den kendisini aradığını ifade eden Hanım şunları söyledi: “Özyönetim ilanları olduktan sonra da Cizre’ye gitmiş. Arayıp Cizre’de olduğunu o söyledi. Çok konuşamadık telefonda, fazla bir şey soramadım. ‘Tamam, dikkat edin kendinize’ diyebildim sadece. Sonra bir daha hiç aramadı. Ta ki şahadet haberini alana kadar Pervin’imden hiçbir haber alamadık. Cizre’de olduğunu bildiğimiz için bu vahşet bodrumu olayından sonra gidip DNA verdik. DNA vermemize rağmen kızımı götürüp Mardin’de kimsesizler mezarlığına defnetmişler. Benim kızım kimsesiz değil, arkasında on binlerce Kürt var. O artık sadece benim değil, Kürdistan’ın da kızıdır.”
‘Kızım artık Amed halkının kızıdır’
Kızının Cizre’de halkı için savaştığını belirten Hanım, “Pervin Kürt halkı için, toprağı için savaştı ve direndi. Son nefesine kadar da yüreğiyle yer aldı orada. Kızım bize Amed’de defnedilmek istediğini söylemişti ve biz de onun vasiyetini yerine getirip onu Amed’e emanet ettik. Şimdi burada yoldaşlarının yanına defnettik. Kürdistan’ın Amed’in kızı oldu. Kızım ‘eğer ölürsem beni büyük bir coşkuyla ve zılgıtlarla gömün’ dedi ve Amed halkı onu polislerin engeline rağmen büyük bir coşkuyla toprağa kavuşturdu. Kızımı ve yoldaşlarını katledenler iki gün boyunca cenazemizi defnetmemize izin vermediler. İki gün boyunca kızlarını yalnız bırakmayıp, ona sahip çıktılar. Kızımın neden bu kadar Amed’i ve Amed halkını sevdiğini daha iyi anladım. Biz de ailesi olarak Pervin’in vasiyetine ve mücadelesine sonuna kadar sahip çıkacağız” sözlerine yer verdi.