HABER MERKEZİ
HAYIR’dan bahsedeceğim biraz. Hayır, istemediğimiz şeyleri dile getirmemizin en basit halidir. HAYIR demek istememek anlamına gelmektedir. Ama çoğu zaman kadınların ağzından çıkan HAYIR tecavüzcü ve katiller tarafından duyulmuyor, duyulmadığı gibi bu tecavüzcü ve katil sürüsü devlet tarafından korunuyor, aferin olarakta cezasız bırakılıyorlar.
Son dönemde özellikle Kuzey Kurdistan’da hedef haline gelen genç kadınlar, devletin paralı Mitleri tarafından takip ediliyor, düşürülüyor, tecavüz ediliyor, kaçırılıyor ve katlediliyorlar. Çünkü özel savaş bakanı Süleyman Soylu, ‘PKK’de savaşanların %60’ı kadınlardır’ dedikten sonra, paralı elemanlarına özel talimatlar gönderdi Kürt kadınlarının nasıl hedef yapılması gerektiğini anlattı. Talimatı alan özel savaş elemanları Kürt kadınlarına yöneldiler. Kadınların direnişini zayıflatarak Kürdistan özgürlük hareketini zayıflatabileceklerini düşündüler.
Belirtmek gerekiyor ki düşmanımız büyük bir gafletin içindedir. Kürt kadınları Dersim’den bu yana büyük bir direnişin içinde olmuş, Rindixanlar’dan bayrakları devralan Arjin’ler özgürlük hareketi içerisinde bu bayrağı yükseltmiş, işgalcilerin dayattığı asimilasyon ve tecavüze ilk ‘HAYIR’ cevabı o zaman verilmiştir.
Bugün düşman gerçeği Kürt genç kadınları tarafından iyi analiz edilmelidir. Karşımızda duran düşmanla yaşamayı bırakın onlarla rahat bir şekilde nefes almamız dahi düşünülemez. Düşmanımızın fiziki ve fikri olarak bizleri tüketme çabası içerisindedir, bunun sevgi veya herhangi başka bir durumla açıklanmasına imkan yoktur. Topraklarımıza ayak basan her memur, asker, polis özel savaş elemanıdır. İlk görevleri ise Kürt genç kadınlarını düşürmektir. Buna özyönetim direnişlerinden çok önce başlamış ve günümüzde derinleştirmişleridir.
Kürdistan topraklarında kadın özgürlüğüne vurulan darbe bir değil ikidir. Erk zihniyet gerçekliğinin feodal yönüyle evlerinde tanışır kadınlar, daha küçükten ‘kız çocuğusun, kadınsın’ diye başlayan cümlelerle başlar hayatları, her hareketlerinde çekinmeleri istenir. Özgürlükleri iki defa hapsedilmiştir, ilk olarak ‘ailem ne der, mahalle ne der?’ Diye düşünürler. Kalıplara sığdırılmaya çalışılırlar. Sonra düşman vurur zincirleri, kadınların evlerinde neler yaşadıklarını bilirler, bu yüzden en başta sahte özgürlüklerle gözlerini boyamaya çalışırlar, bazılarını bu şekilde kandırır ve devlete hizmet eder hale getirirler, kıyafetle, ekonomik bağımsızlıkla özgürlüğün anlamını kaybetmesini sağlar sözde özgürlükler yaratırlar. Bunu yapamazlarsa özel savaş elemanları birebir devreye girer Kürt kadınlarıyla her anlamda oynayarak her türlü düşmanca harekette bulunurlar.
Kadınlar iyi bilmelidir, özgürlüğümüz, ağabeyin, babanın veya bir erkeğin ne de düşmanın bize vereceği bir şeydir. Özgürlüğmüzü onlar veremezler özgürlüğümüzü kendi tırnaklarımızla kazıyarak almak zorundayız. Mücadele ile, direniş ile, düşman ve özgürlüğümüze, bedenimiz veya fikrimiz üzerinden zincir vuran herkese ‘HAYIR!’ diyerek başlayalım bu mücadeleye. Özgürlük kavgamız ‘HAYIR!’ ile başlasın! Hep birlikte ‘HAYIR!’ diye bağıralım. Irkçılığa, tecavüze, şiddete, sahte özgürlüklere, asimalasyona, faşizme, cinsiyetçiliğe HAYIR diyelim! Tüm Kürt genç kadınları bu bilinçle öncülük rollerini oynamalıdır. İlk işimiz ‘HAYIR!’ demek olsun şimdi. Hep birlikte tek bir ağızdan ‘HAYIR!’
NC//Axin Mahir Dicle