BEHDİNAN – KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, Stêrk TV’de ‘Rojeva Welat’ programında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Avesta, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit, Kuzey Kürdistan özyönetim direnişleri, ulusal birlik çalışmaları, Türk devletinin Rojava, Tıl Rıfat ve Şengal’e yönelik saldırılarını değerlendirdi.
Avesta, Kürt ulusal birliğini gerçekleştirmeye yönelik çabaların, Kürtlere yönelik saldırıların önüne alma noktasında önemli olduğunu belirtti. Avesta, demokratik, özgür yaşama perspektifiyle oluşturulmuş bir birlikle 21. Yüzyılın karşılanabileceğini ve bunu gerçekleştirmenin önemli olduğunu dile getirdi.
‘PARÇA PARÇA KÜRT ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GERÇEKLEŞMEYECEĞİ GÖRÜLDÜ’
Avesta, Kürt parti, örgüt, toplumsal akıl, sanatçı, yazar, kadın ve gençlerin Kürt ulusal birliği gerçekleştirilmeden Kürtlerin güvence altına olmadığı gerçekliğini gördüğünü söyledi. Avesta, Kuzey Kurdistan’daki özyönetim direnişlerine, Güney Kürdistan’daki referanduma karşı ve Rojava’ya yönelik işgalci saldırıları hatırlatarak, “Kürdistan’ın parçalar biçiminde özgürleşemeyeceği görüldü. Kürdistan’ın özgürlüğü ortak bir akıl ve anlayış, ortak bir bakış, ortak bir kavrayışla, toplum çıkarı temel alınarak gerçekleştirilebilir. Bu sebeple ulusal birliği gerçekleştirmeye yönelik çabalar önemlidir. Biz değerli ve kutsal görüyoruz bu çabaları” diyerek, KNK’yi bu amaca yönelik çabalarından dolayı kutladı.
‘ÖCALAN İŞKENCE SİSTEMİNDE BİLE ÇÖZÜM ÜRETTİ’
Bu çabaların yeterli olmadığını söyleyen Avesta, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ulusal birliğe yönelik çabaların hatırlatarak, Öcalan’ın bu noktada büyük bir emek sahibi olduğunu kaydetti. Avesta, Öcalan’ın İmralı işkence sisteminde dahi çözüm önerileri ve fikirler sunduğunu, konferanslar, ulusal platformlar ve ilkeler çerçevesinde nasıl geniş bir ulusal birliğin oluşturulabileceğine yönelik çözüm önerilerini hatırlattı.
‘FARKLILIKLAR SORUN TEŞKİL ETMEMELİ’
Demokratik ulusun tüm farklılıkları içinde barındırdığını, tüm toplumsal dinamiklerin temsiliyetini taşıdığını belirten Avesta, şöyle dedi:
“Siyasal partilerin görüşlerinde farklılıklar olabilir. Bu doğal bir durumdur. Önemli olan bu farklılıkların sorun teşkil etmemesi. Önce iç sorunların çözülmesi ve sonrasında ulusal birliğin gerçekleştirilmesi üzerinde ortaya çıkan yaklaşım yanlış bir yaklaşımdır. Ulusun soykırımdan geçirilmesi gündemde. 21. yüzyıl için yeni bir harita kurgulanması var ve Kürtlerin bunun dışında tutulması gayesi var. Bölge halkları ve Kürtler kendi çıkarları doğrultusunda bir araya gelmeli, platformlarını oluşturmalılar ve önlerine bir yol haritası koymalılar.”
Avesta, ulusal birlik çalışmaları kapsamında bir komitenin kurulabileceğini, bu komitenin de gözlemci bir pozisyonda olabileceğini söyledi. Avesta, ”Bu komite her parçadan tarafların temsiletini içinde barındırabilir. Kim ulusal birliğe yanaşmıyorsa ona yönelebilirler, onlar hakkında karar alabilir ve söz konusu tarafın ulusal birliğe yanaşmadığı, Kürtleri soykırımla yüzyüze bıraktığı, Kürtlerin hak sahibi olmamasına sebep olduğu söylenebilir” diye konuştu.
‘DAR YAKLAŞILMAMALI’
Avesta, “Bizler ortak Kürt aklının kurulmasından yanayız. Kimsenin dar yaklaşmaması gerekiyor. Herkesin daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Küçük hesap ve çıkarlardan uzak durulmalı. Önder Apo’un bahsetmiş olduğu ortak akıl bu anlamda gerçekleştirilebilir. Biz buna hazırız. Yöntem, ilke, amaç doğrultusunda üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız” diye kaydetti.
‘TEMEL GÜNDEMİMİZ ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜ’
Avesta, İmralı tecridine dair şunları söyledi:
“Bizim temel konumuz, Önderliğimizin özgürlüğü. Önderliğimizin özgürlüğüne yönelik kampanyalarımız, atılımlarımız kısa süreli değildir. Önderliğimize yönelik komplo gerçekleştirildiğinde biz bunu net bir biçimde ortaya koyduk. Bu komplonun ve saldırının tüm Kürdistan halkına yönelik olduğunu ortaya koyarak böyle bir tutum sergiledik. Komplo ancak Önder Apo’un özgürlüğü sağlanarak ortadan kaldırılabilir. Önder Apo üzerindeki tecrit devam ettiği sürece, görüşmeler olmadığı sürece tecridin yansıması dışarıda görülür. İmralı’daki tecridin ağırlaştırılmasını dışarıdaki saldırılardan görebiliyoruz.”
Avesta, halk tepkisinin önünün alınması maksadıyla bazen görüşmelerin olacağı yönlü söylemlerin dolaşıma sokulduğunu belirterek, ”Böyle bir durum yok, ağırlaştırılmış bir tecrit var ve Önder Apo’ya dair bir bilgi alamıyoruz. Bu yüzden tüm alanlarda mücadelenin büyütülmesi gerekiyor ve mücadelenin temelinde de Önder Apo’nun özgürlüğü olmalıdır. Önder Apo, ‘sizler tecrit altındasınız’ dedi. Gerçekten de tüm Kürdistan tecrit altında. Bizim tek bir gündemimiz var, her yerde direniş ve mücadeleyi büyütmek, Önder Apo etrafında direnişi ve mücadeleyi sürdürmek. Bu anlamda kararlı ve ısrarlıyız” dedi.
‘ÖZYÖNETİM KÜRTLERİN HAKKIDIR’
Avesta, Kuzey Kürdistan’da 2015’daki özyönetim direnişlerine dikkat çekerek, “Özyönetim Kürt halkının hakkıdır. Bu mücadele 40 yıl da sürse, Kürtler bu haktan vazgeçmeyecekler” dedi.
Avesta, Kürtlerin özyönetimle kendi dil ve kültürleriyle yaşamak istediklerini, faşist, soykırımcı Türk devletinin buna karşı imha konseptiyle cevap verdiğini dile getirerek, ”Bu büyük bir süreçti. Bu direnişle Kürt onuru korundu. Kürtlerin nasıl da büyük bir onur sahibi olduğu ortaya koyuldu. Değer ve hak sahibi olduğunu ortaya koydu ve özgürlüğüne ne kadar bağlı olduğu ortaya koyuldu. Teslimyetin kabul edilmeyeceği gösterildi” diyerek, direnişin devam ettiğini vurguladı.
Avesta, bu direnişin Kürdistan’da büyük başarılar getirdiğini, direnişin hiçbir zaman kaybettirmediğini vurgulayarak, özel savaş medyası aracılığıyla verilen açıklamalara ilişkin, ”Öz değerlerine tam olarak bağlı olmayan bazı Kürtler var ve bunlar da onlara inanıyorlar. Esasen onlara Kürt denilmez, onlar kendilerini satmış olanlardır. Faşizmin kapısında bir parça ekmek peşindeler ve Özyönetim Direnişi’nin zamanı değildi, diyorlar. Bu tür söylemler özel savaş kapsamı dahilindeki sözlerdir” dedi.
Avesta, Efrîn direnişinin haklılığı kadar Sur direnişinin de haklı ve gerekli olduğunu vurgulayarak, Kuzey Kürdistan’daki Özyönetim Direnişi olmadan Rojava, Kuzey-Doğu Suriye’de de başarılamayacağını kaydetti.
‘TIL RIFAT KATLİAMI FAŞİZMİN YÜZÜNÜ YİNE GÖSTERDİ’
KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi, soykırımcı Türk devletinin Til Rıfat’taki çocuk katliamına ilişkin ise şunları belirtti:
“Til Rıfat katliamı faşizmin vahşetini bir kez daha göz önüne serdi. Kürdistan halkı Türk devleti tarafından gerçekleştirilen bu tür katliamlara daha önce de tanık oldu. Bu Erdogan ve Bahçeli faşizmini gösteriyor. Aynı görüntüyü daha önce Roboski’de de gördük. Roboski katliamının yıl dönümüne giriyoruz. 12. ayın 29’unda bu katliam gerçekleştirildi. 2011’de ne yaptılar? Yaşları 13’ün altında olan 34 kişiyi katlettiler” dedi.
Avesta, Suruç, Ankara, Efrîn, Şehba, Sur ve Maraş katliamlarına değinerek, ”Kürdistan’ın hangi bölgesi bu devletin faşizminden nasibini almamıştır” diye sordu.
‘TÜRK DEVLETİNİN ORTAĞI DURUMUNDALAR’
Rojava, Kuzey-Doğu Suriye yönelik Türk devleti tarafından başlatılan işgalci saldırılara ilişkin de Avesta, “Sözde bir ateşkes ilan edilmiş. Dün Eyn Îsa’ya yönelik ağır bir saldırı oldu. Uluslararası güçler eğer bu biçimde hareket ederlerse Türk devletinin ortağı durumuna düşerler. Sadece söylemler yetmiyor. Türkiye NATO üyesidir. Kürt soykırımının önüne almalılar” dedi.
‘ÊZİDÎLERİ KATLETMEK VE GÖÇERTMEK İSTİYORLAR’
Avesta, geçen ayda Şengal’e yönelik 3 saldırı gerçekleştirildiğini belirterek, “Temel ve stratejik amaç, Osmanlı’dan şimdiki Türkiye’ye kadar, Êzidî inancına yönelik düşmanlıktır. Bu inancı kendileri için bir tehlike olarak görmekteler. Direnişçi ve teslim alınamayanlar olarak görüyorlar. Kürdistan’ın özgün bir özelliğinin toplumsallaşmasını istemiyorlar. Kapitalist modernitenin fethedemediği Kürdistanlıları bu biçimde yok etmeye çalışıyorlar ve bir diğer amaç da, katliamla yok edemezlerse, halkı göçertmek istiyorlar” şeklinde konuştu.
Avesta, Êzidîlerin 5 yıldan bu yana kendilerini yönettiğini belirterek, “Elbette özerkliğinden vazgeçmeyecekler. Statülerinin tanınmasını istiyorlar. Bu hak yasa dışı değildir, Irak hukukuna uygundur. Irak bir düzeye kadar belli bir demokratik karakteri olan bir özelliğe sahipti. Ayaklanmalarla birlikte değişti, referandumun yapılması engelleniyor” diye belirtti.
‘ÖZGÜRLÜK GERİLLALARINDAN KORKUYORLAR’
Sozdar Avesta, son olarak şu mesajları verdi:
“HPG ve YJA Star özgürlük gerillaları büyük bir direniş yılını arkalarında bıraktılar. Baştan başa tüm Kürdistan’da ve Medya Savunma Alanları’nda kazanımları korudular. Varlıklarını güçlü bir biçimde ortaya koydular. Tüm dünyaya gerillanın yenilmezliğini gösterdiler. Tüm kazanımların garantisi de özgürlük gerillasıdır. En çok da özgürlük gerillalarından korkuyorlar.”