Efrin direnişinin 8.gününde açıklama yapan TEV-DEM Kürt halkı ve siyasi güçlere ulusal temelde direnişi büyütme çağrısı yaparak, “Gün tüm partilerin, örgütlerin ve şahsiyetlerin ulusal birlik perspektifi temelinde ulusal birliği yaratma ve bu temelde tarihi rollerini oynama günüdür. Gün Kürt halkının işgal saldırılarına karşı ortak bir ruh ve iradeyle hareket etme günüdür” dedi.
HABER MERKEZİ-NÛÇE CIWAN
Türk devletinin 8.gününde Efrin halkının ve savaşçılarının tarihi direnişi karşısında rezil olduğunu belirtilen TEV-DEM açıklamasında, bu direniş ruhunun faşist Türk devleti ve paravan olarak kullandığı DAİŞ, Nusra karşısında zaferi mutlak kılacağı belirtildi.
Efrin zaferinin bölgedeki tüm halkların zaferi olacağının altını çizen TEV-DEM faşist Erdoğan ve işgalci Türk devletine karşı tüm halkları ortak mücadele cephesinde daha güçlü birleşmeye ve mücadeleyi büyütmeye çağırdı.
Demokratik Toplum Koordinasyonu (TEV-DEM) eş başkanlığının Efrin direnişine ilişkin açıklaması şöyle;
Kobane’nin zafer yıl dönümünde insanlık bir kez daha tarihi bir direnişe şahitlik ediyor. Efrin halkı ve savunma güçleri 8 gündür faşizme ve işgalciliğe karşı büyük bir direniş içerisindeler. Bu 8 günlük direnişte kahramanca direnerek şehit düşenleri büyük bir saygı ile anıyor, anıları önünde eğiliyoruz. Aynı şekilde faşizm, işgalcilik ve diktatörlüğe karşı savaşan halkımızın onurlu direnişini saygı ile selamlıyoruz.
İşgalci Türk devleti siyaset ve stratejisini halkların düşmanlığı ve özellikle de Kürt halkının düşmanlığı temelinde inşa etmiştir. Türk devleti her koşulda bu düşmanlığını, özgürlük ve demokrasi için mücadele eden halklara ve özellikle de Kürt halkına göstermiştir. Bunun için de fırsat bulduğunda barbarca saldırılar gerçekleştirmiştir. Türk devleti tarihinde birçok toplu katliam vardır. Bugün de Efrin’e karşı bir toplu katliamı yapmak istemektedir. AKP-MHP faşist bloku içerde sıkıştıkça güçsüz düşmekte ve daha fazla delirmektedir. Zorlandıkça da Kürt halkına ve Ortadoğu halklarına daha fazla saldırmakta işgalciliğini daha fazla geliştirmeye çalışmaktadır. İşgalci Türk devleti ve Erdoğan diktatörlüğü yalnızca Kürt halkının değil; Arap, Türkmen, Çeçen, Çerkez vd tüm halkların başına bela olmuştur. Diktatör Erdoğan tüm dünya ile çelişki ve çatışmayı göze alarak işgalci siyasetini sürdürmektedir. AKP ve Erdoğan kendi iktidarını ve diktatörlüğünü sürdürme de zor ve şiddet yöntemini kullanmak dışında bir yöntem bırakmamıştır. Erdoğan ve AKP devleti Suriye iç krizinin başından beri Kürt halkının mücadelesinin tasfiye etmek için DAİŞ, Nusra ve diğer çetelere her türlü desteği vermekten geri durmadı. Tüm dünyanın gözü önünde bu faşist çetelere destek verdi. Fakat DAİŞ faşist çeteleri ne zaman ki yenildiler, o zaman işgalci Türk devleti ve diktatör Erdoğan direk Kürt halkına ve Suriye topraklarına saldırı gerçekleştirdi. Efrin, ilçe ve köyleri ile birlik 8 gündür işgalci Türk devleti ve ordusu tarafından savaş uçakları, havan ve obüs toplarıyla saldırıya uğruyor. İşgalci Türk ordusu Efrin halkına karşı en gelişkin teknolojik silahlarla Efrin halkına karşı ahlaksızca saldırı gerçekleştiriyor. İşgalci Türk ordusu ÖSO gibi paravan çete örgütleriyle Efrin’i işgal etmeye çalışıyor. Ancak bu 8 günlük savaşta ortaya çıkan bilanço Türk devleti ve diktatör Erdoğan açısından ortaya çıkan sonuç tamamen fiyaskodur. Efrin halkı ile QSD, YPG-YPJ savaşçıları karşısında rezil ve perişan olmuş durumdalar. Türk devleti ancak savaş uçakları, havan ve obüs toplarıyla aralarında birçok çocuk ve kadın bulunan sivilleri katletmiştir. Efrin’in ilçelerini, köylerini bombalıyor. Ne var ki işgalci ordunun bu saldırıları Efrin’in direniş duvarlarına çarparak sonuçsuz kalmaktadır. Efrin halkı ortak ruh, irade ve direnişle faşizme karşı şimdiye kadar kendisini savundu, bundan sonra da savunacaktır.
‘GÜN BİRLİK GÜNÜDÜR’
Efrîn’de Türk devletinin yenilgisi birçok kapıyı açacak ve imkanı yaratacaktır. Kürt halkının özgürlüğü tüm Suriye halkları için de demokratik, adil, özgür bir çözümü kalıcı hale getirecektir. Efrîn’de işgalci Türk devletinin yenilgisi Ortadoğu’yu demokratikleştirecek, halklar için ortak ve özgür bir yaşamı kalıcı hale getirecektir. Bu tarihi günlerde Kürt halkı Kürdistan’ın dört parçasında ve yurtdışında Kürt halkının dostları, demokratik ve özgürlük talep eden güçlerle birlikte 24 saat ayakta olmalı ve Efrîn direnişine sahip çıkmalı. Gün tüm partilerin, örgütlerin ve şahsiyetlerin ulusal birlik perspektifi temelinde ulusal birliği yaratma ve bu temelde tarihi rollerini oynama günüdür. Gün Kürt halkının işgal saldırılarına karşı ortak bir ruh ve iradeyle hareket etme günüdür. Türk devletinin işgal saldırılarına karşı Kürt halkı ve tüm Suriyeli halkların kendilerini örgütlü güçlerine dayandırmaları ve her türlü saldırılara karşı direnmeleri gerekir. Şimdiden bu direnişin sonunun muhteşem olacağını belirtiyoruz. İşgalci Türk devleti ve Erdoğan diktatörlüğü halkların irade ve direnişi karşısında ordusunun ve çetelerinin sayısı ne kadar olursa olsun, hangi gelişmiş tekniği kullanırlarsa kullansınlar, sonuç onların yenilgisi olacaktır. Tarihte hiçbir şeyin halkların iradesi ve direnişi kadar güçlü olmadığı ispatlanmıştır. Nasıl ki Kobanê’de halkların iradesi işgalci Türk devleti ve DAİŞ çetelerinin faşizmini birlikte kırdıysa, işgalci Türk devleti de Efrîn’de ağır darbeler yiyecek ve mutlaka yenilecektir.
‘EFRÎN HALKI VE SAVUNMA GÜÇLERİ DİRENİŞ RUHUYLA YENİ BİR DESTAN YAZIYOR’
İşgalci Türk devletinin saldırıları karşısında Efrîn’in göstermiş olduğu direniş bu tarihi süreçte turnusol kağıdı gibidir. Demokrasi yanlısı, insanlığın eşitlik, özgürlük ve ortak yaşam değerlerini savunanlar, işgalci Türk devleti karşısında göstermiş olduğu tutum bunu belirleyecektir. Kürt halkının ve Kuzey Suriye halklarının; Arap, Suryani, Asurî, Ermeni, Türkmen, Çerkez ve Çeçenler nerede olurlarsa olsunlar tutumlarını ortaya koymalı ve 24 saat boyunca ayakta olmalılar. Yine devrimci, sosyalist ve demokratik güçler, insanlık değerlerine karşı kendilerini sorumlu görenler, tüm dünyada tutumlarını ortaya koymalı, çocukların, kadınların ve sivil insanların katledilmesine yol açan Efrîn bombardımanına karşı seslerini yükseltmeli ve Efrîn’e sahip çıkmalılar. Yine kendilerini Suriye’nin geleceğinden sorumlu gören BM, AB, Amerika ve Rusya bu haksızlığa ve Türk devletinin günlük olarak gerçekleştirmiş olduğu sivil katliamlara karşı sessiz kalmamalı. Efrîn’de insanlık değerleri ayaklar altına alınıyor. Kim ki işgalci Türk devletinin vahşeti karşısında sessiz kalırsa, onlar da bu vahşetin ortağı sayılacak, tarih sayfalarına katliamın destekleyicisi olarak geçeceklerdir.
Efrîn halkı ve savunma güçleri Şêxmeqsûd ve Kobanê direniş ruhuyla yeni bir destan yazıyorlar. Büyük bir irade ve kararlılıkla topraklarını, köylerini ve kentlerini terk etmiyorlar ve direniyorlar. Bir kez daha 8’inci gününe giren bu tarihi direnişi Efrîn’e kutluyoruz. Efrîn’in göstermiş olduğu bu irade ve direniş karşısında işgalci Türk devleti kesinlikle büyük bir darbe yiyecek ve şimdiden Efrîn direnişinin kazanacağını ve başaracağını belirtiyoruz