Avrupa devletleri bize zorla kimliklerini kabul ettirmeye çalışıyorlar. Örneğin annelerimiz dışında kimse kendi diliyle konuşmuyor bile. Dışarıda sadece Kürtler. Eğer genç bir Kürt ise başta kendisini örgütlemesi gerekiyor. Tevgera Ciwanên Şoreşger, bu anlamda özgür bir gençlik ortamı sağlıyor.
HABER MERKEZİ – Avrupa’da gençlerin yaşadığı birçok sorun var. Uyuşturucu kullanımından, kimlik sorununa, kültürel bağların zayıflamasından, kapitalizmin yarattığı sorunlara kadar birçok alanda gençlerin yaşadıkları sorunlar Avrupa özelinde her geçen gün daha fazla derinleşiyor. Gençliğin yaşadığı sorunlara çözüm bulmak ve gençlik örgütlenmelerinin daha da güçlü bir şekilde sorunlara çözüm bulabilmesi ve siyasal olarak kendini şekillendirmesi için bir çatı örgütü olarak kurulan Tevgera Ciwanên Şoreşger, çalışmalarına başladı.
Avrupa’da yaşayan gençlerin kendilerini ifade edebileceği bir çatı örgütlenmesi olan Tevgera Ciwanên Şoreşger (Devrimci Gençlik Hareketi) yönetim kurulu üyesi Mervan Botan, Lezgîn Vejîn ve hareketin enternasyonalist üyesi Silvio Meyer ile Avrupa’daki yeni çatı örgütlenmesini konuştuk.
Meyer aynı zamanda Kürdistan Öğrenciler Birliği (YXK) üyesi ve 2 yıldır Kürt gençleriyle birlikte çalışma yürütüyor.
Gençlerin maruz kaldıkları asimilasyon politikalarını Tevgera Ciwanên Şoreşger olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Botan: Tüm gençlerin maruz kaldığı bir kimlik sorunu var. Zaten her genç bir kimlik arayışındadır. Özelikle Avrupa’da yaşamak zorunda kalan Kürt gençlerinin özerk bir yapısı var. Çünkü Kürdistan’da bir savaş ve devrim süreci yaşanıyor. Kürdistan’da doğan bir gencin karakterinde bir direnişçi ruh vardır. Avrupa’da ise daha çok liberal bir çizgi ön plana çıkıyor. Gençlik bunlar karşısında zaten bir arayış ve sorgulama içerisinde. Gençlerin hayata nasıl bakması ve mücadelesine nasıl katkı sağlaması gerektiğini tartışıyoruz. Asimilasyon politikalarına karşı bu bir duruştur aynı zamanda. Gençliği öldüren politikalara karşı mücadeleye kanalize olmak gerekiyor. Sonuç bildirgemizde de nerede bir genç varsa bu asimilasyon politikalarına karşı durması gerektiğini belirttik. Bunun için de özelikle Avrupa’da doğan gençlerin yönünün ülkelerine dönük olması gerekiyor. Kürdistan halkı, önderi ve mücadelesiyle olmalı. Mücadelemiz bu esaslar üzerinde yürütülüyor.
Enternasyonalist bir genç olarak Tevgera Ciwanên Şoreşger’le birlikte mücadele etmeye sizi iten şey nedir?
Meyer: Tarihe baktığımızda gençler dünyada yaşanan tüm devrimlere öncülük etmiştir. Bir araştırma ve sorgulama içinde olan her zaman gençler olmuştur. Özgürlük ve hakikat arayışçıları hep onlar olmuştur. Toplumunu ileriye taşıyıp, refah içinde yaşamasını hep gençler istemiştir. Bunun için enternasyonalist gençler olarak kendimizi bu hareketin içinde görüyoruz. Aynı mücadelenin önder felsefesinde perspektifimizi görüyoruz. Avrupa’da ulusların özgür bireyi ve gençliği yoktur. Bir yabancılaşma duruşu var. Kendi gerçekliğinden uzaklaşma söz konusu. Bir genç olarak nasıl yaşamak istiyorsunuz? sorusu bizi mücadeleye sevk ediyor. Bunun için de mücadelede kendimizi görüyoruz.
Avrupa’da bizi ne bekliyor?
Vejîn: Bize zorla kimliklerini kabul ettirmeye çalışıyorlar. Özelikle aile ortamlarında konuşulan dili görüyoruz. Annelerimiz dışında kimse kendi diliyle konuşmuyor bile. Dışarıda sadece Kürtler. Eğer genç bir Kürt ise başta kendisini örgütlemesi gerekiyor. Özgür bir kişi ve toplum nasıldır? Kültürü ve varlığından nasıl haberdar oluyor? Bazen bu sorgulamalar kısa bir zaman dilimiyle sınırlı kalınıyor. Tevgera Ciwanên Şoreşger, bu anlamda özgür bir gençlik ortamı sağlıyor.
Botan: Tevgera Ciwanên Şoreşger kapitalizmin merkezi olan Avrupa alanında örgütleniyor. Tabi sistemin politikalarına karşı ne yapılması konusunda tartışmalar yaşandı. Özellikle Avrupa sisteminde bireysellik baz alınıyor, sadece ‘ben’ diyen, liberal bir kişilik oluşturulup birey, toplumdan koparılıyor. Bu sistem gençleri, örgütsüz ve güçsüz bırakmak istiyor. Gençleri sistem içinde eritmeye çalışıyor. Buna karşın bizde savunmayı baz alıyoruz. Zaten çatı örgütlenmesinin sloganı ‘örgütlen ve özgürleş‘ dir. Gençlerin ancak örgütlenerek özgür olabileceklerini savunuyoruz. Mevcut kapitalist moderniteden kurtulabilirler. Bunun da ancak Önder Apo’nun felsefesiyle olunabileceğini gördük. Gençler, komite ve meclislerde yerini almalıdır. Kendisini bir irade ve toplumun bir parçası olarak görmelidir. Kongremizden sonra da bu anlamda gençler bir eylemsellik içine girmiş bulunuyor. Eylemlerimizin merkezinde Önder Öcalan’ın özgürlüğü vardı. Gençler olarak Öcalan’ı kendimize bir model olarak alıyoruz. Bunun için Öcalan şahsında yaşanan tecriti biz gençler kendi üzerimizde hissediyoruz. Bu anlamda Önder Öcalan özgür olana kadar mücadele içinde olacağız. Gençlerin olduğu her yerde öncülük görevimizi yerine getirip, eğitim faaliyetinde bulunup, kendimizi sorgulayacağız. Bu tarzda planlar yapıp dönemi anlatacağız.
Meyer: Eylemler şuan Önder Apo için devam ediyor. Aynı zamanda Kürdistan ülkesi üzerinde başta Türk devletinin saldırıları sürüyor. Enternasyonalist gençler bu konuda birçok eylem düzenliyor. Avrupa’daki sosyalist, anarşist ve otonom gençler Rojava’yı kendi devrimleri olarak görüyor. Avrupa’nın ötesinde Amerika’ya kadar eylemler yapılıyor. Özelikle birçok enternasyonalist genç yönünün Rojava’ya dönmüş durumda. Enternasyonel gençler, hareketin içinde kişisel olarak yer alıyorlar. Kendilerine özgü komiteleri de var. Delege olarak da yer alıyorlar. Kapitalist moderniteye karşı Kürt gençleriyle birlikte mücadele veriyorlar.
Kürtçe dili konusunda bir çalışmanız var mı? Örgütlenmenin içerisinde hangi diller konuşuyor?
Vejîn:Kürdistan’da doğup Avrupa’ya gelen gençler entegre sürecinde ülkesinden uzaklaşıyor. Çalışmalarımız süresince Kürtçe konuşuyor, Kürtçe’nin geliştirilmesini esas alıyoruz. Birlikte mücadele verdiğimiz enternasyonalist yoldaşlarımızın çoğu bizden daha iyi Kürtçe konuşuyor. Ancak bizde anlamak esastır. Gençlik tüm dillerde konuşuyor. Açmak istediğimiz kurslar var. Kürtçe öğrenmek isteyen herkes Tevgera Ciwanên Şoreşger içerisinde yerini alabilir. Özellikle üniversite okuyan genç arkadaşlarımızın dil üzerinde çalışmaları var.
Avrupalı gençlerin Kürdistan’da süren savaş ve Rojava devrimine karşı refleksi nasıl?
Botan: Hitap ettiğimiz ve birlikte çalıştığımız genç arkadaşlarımızın yönü Kürdistan’da yaşanan devrime dönük. Gençler bu anlamda devrime katılıyor. Yapılan eylemlerde yerini aktif bir şeklide alıyor. Önder Apo şahsında yaşanan tecrite karşı da gençlerden büyük bir tepki var. Türk devletinin Rojava’ya karşı saldırısını devrimine dönük olarak görüyor. Hemen ayağa kalkıyor ve bu saldırılara yanıt oluyor. Bunun için program ve planlamalarımız var. Ortadoğu’da yaşanan sömürgeciliğe karşı bilinçlendirme amacıyla etkinlikle düzenliyoruz.
Meyer: Rojava’da bir tarih yazılıyor. Tıpkı Paris Komünü gibi. Ya da Rusya veya Küba’da yaşanan devrim gibi. Gençler tüm bu devrimlerde rolünü oynamıştır. Tıpki Vietnam savaşındaki gibi. Türkiye’de bundan nasibini alacaktır. Dünyadaki gençler için bu devrim bir reflekstir. Efrîn’de gördük. Binlerce genç ayağa kalktı. Ve halen tepkilerini sürdürüyorlar. Enternasyonalist gençlerin eylemleri yeterli değil. Eğer dünyada 2. bir cephe oluşturacaksa savaşın direk Kürtlere karşı değil insanlığa karşı olduğunu görüyoruz. Savaş Ortadoğu merkezli olmak üzere 3. dünya savaşı şeklinde yaşanıyor. Savaşın yöneticileri de Avrupalılardır. Avrupa’da bu savaşın silahları yapılıyor. Savaşa karşı Avrupa’da yaşayan liberal vicdanları uyandıramıyoruz. Bunu için biz yaşanan savaşın sorumlularıyız.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrite karşı neler yapmayı planlıyorsunuz?
Botan: Önümüzdeki günlerde Mannheim’dan Strasbourg’a kitlesel bir gençlik yürüyüşü olacak. Tecrite karşı rol ve misyonumuzu yerine getirmek için eylemlerde yerimizi alacağız.
Meyer: Kürdistan devrim hareketinin bir parçasıyız. Zindanlarda yaşananlara karşı da sessiz kalmayacağız. Kürdistan’da Leyla Güven’in eylemini selamlıyoruz. Şubat ayında Öcalan tecritine karşı Lüksemburg’dan Strasbourg’a kadar bizim de uzun bir yürüyüşümüz olacak. 200’e yakın enternasyonalist gencin bu eylemlere katılmasını bekliyoruz. Avrupa’dan Latin Amerika’ya kadar arkadaşlarımız bu eylemlerde yer alacaklar. Bu şekilde Önder Öcalan üzerindeki tecrit ve felsefesini anlama ve anlatma programlarımız var. Farklı ülkelerden arkadaşlarımız açlık grevi eylemleriyle dayanışma içinde olacaklar. Herkes bu mücadele içinde yerini alabilmeli. Öcalan felsefesini enternasyonalist gençler için bir şans olarak görüyoruz. Öcalan analizleriyle kapitalizmi tanımlayabiliriz. Enternasyonalist gençler Avrupa devletlerine karşı sorumluklarını yerine getirmelidir. Omuz omuza vermeliyiz. Avrupa’da Kürdistan’da büyüyen faşizme karşı çıkmalıyız.
Kaynak: Yeni Özgür Politika