Yarın Strasbourg’da AİHM ve CPT önünde gerçekleştirilecek eyleme Tevgera Ciwanên Şoreşger de katılım çağrısı yaptı. Açıklamada “Bize dayatılan onursuzluğa, tecrit işkencesine ve tüm faşist işgal saldırılarına karşı Kürdistan gençlerini ve halkımızı başkaldırmaya çağırıyoruz” dendi.
HABER MERKEZİ – Tevgera Ciwanên Şoreşger tarafından bugün yapılan açıklamada yarın Strasbourg’da gerçekleştirilecek eyleme katılım çağrısı yapıldı. Açıklamada Halklar Önderi Öcalan’a uygulanan tecrit işkencesinden ve Avrupalı devlet ve kurumların bu işkencede oynadığı rolden bahsedildi. Yapılan açıklamada “Rêber APO’nun içinde bulunduğu koşullar, sağlık durumu ve güvenliği ile ilgili hiç bir bilgimiz bulunmamaktadır” denirken, Kürt gençleri olarak “bu durumu kabullenmekten daha onursuz, daha ahlaksız bir duruşu hayal bile edemeyiz” ifadeleri kullanıldı.
Tevgera Ciwanên Şoreşger’in yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Rêber APO şahsında başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm Kürdistan ve Ortadoğu halklarına dayatılan tecrit işkencesi giderek ağırlaşmaktadır. Bu işkence İmralı’da Rêber APO’ya fiziksel tecrit şeklinde uygulanırken, gençliğe yansıması en çok ideolojik boyutta gerçekleşmektedir. Düşman tecrit politikası ile APOcu felsefeden yoksun, asimile edilmiş ve Önderlik gerçeğinden habersiz bir Kürt gençliği yaratmak istemektedir. Faşist Türk devletinin bu politikasına en büyük desteği verenler ise burada, Avrupa’da hemen yanı başımızdalar. Bunlar, sözde demokratik, insan hakları savunucusu Avrupa devletleri ve emperyalist çıkarları için inşa ettikleri kapitalist modernite kurumlarıdır.
Kuruluş amacı insanlık değerlerini korumakmış gibi gösterilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), söz konusu Rêber APO ve Kürtler olunca gerçek yüzlerini bütün vahşilikleriyle göstermekteler. Bir insan hakları mahkemesi düşünün ki insan hakları ihlallerinin en büyük suç ortağı olsun; bir işkenceyi önleme komitesi düşünün ki işkencenin giderek ağırlaştırılmasında en büyük rolü oynasın!
Bu kurumların tüm pratiği kendi varlık gerekçelerini reddetmek üzerine işlemektedir. AİHM’in aldığı son karar ve CPT’nin işkenceyi görmezden gelmesi bunun en büyük kanıtıdır. Kürt gençleri olarak, tecrit işkencesini kabul etmediğimizi, hiç kimsenin Güneş’imizi karartmaya gücünün yetmeyeceğini bu kurumlara göstermeliyiz. Rêber APO’nun içinde bulunduğu koşullar, sağlık durumu ve güvenliği ile ilgili hiç bir bilgimiz bulunmamaktadır. Bu durumu kabullenmekten daha onursuz, daha ahlaksız bir duruşu biz Kürt gençleri olarak hayal bile edemeyiz. Bize dayatılan onursuzluğa, tecrit işkencesine ve tüm faşist işgal saldırılarına karşı Kürdistan gençlerini ve halkımızı başkaldırmaya çağırıyoruz. Bu temelde, 6 Kasım’da, yani yarın saat 10:00’da Strasbourg’da gerçekleştirilecek eylemimize tüm gençleri ve Kürdistanlıları güç bir şekilde katılmaya çağırıyoruz.”