HABER MERKEZI – TJA, Êzidî toplumuna karşı DAİŞ’in gerçekleştirdiği 74’üncü Ferman’ın 10’nuncu yıl dönümünde Irak Cumhurbaşkanı’na mektup göndererek, soykırımın tanınmasını ve Êzidî halkının haklarının korunmasını istedi.
DAİŞ’in Êzidî halkına karşı gerçekleştirdiği 74’üncü Ferman’ın yıldönümünde TJA, Irak Cumhurbaşkanı’na soykırımın tanınması için bir mektup gönderdi.
Özgür Kadın Hareketi (TJA), Şengal’e yönelik 3 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen 74’üncü Ferman’ın 10’ununcu yıl dönümüne ilişkin Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Muhammed Cemal Reşit’e mektup gönderdi.
Kürtçe (Kurmanci, Sorani), Arapça, Türkçe ve İngilizce olarak kaleme alınan mektupta Irak Parlamentosu’nun 2021 yılında kabul ettiği 8 Sayılı Hayatta Kalanlar Yasası (Yazidi Survivors Law) ile DAİŞ’in başta kadınlar olmak üzere Ezidi toplumuna karşı işlediği suçları, insanlığa karşı suçlar olarak ele almasının önemli olduğuna dikkat çekildi.
TJA, mektubunda yasanın önemli ve ilk adım olduğu ifade edilerek “Parlamentonuz bu yasa ile sadece Êzidîlere karşı işlenen soykırım suçunu tanımakla kalmayıp, Ezidi toplumuna ve aslında bir bütün olarak insanlığa yaşatılan bu yıkımın etkilerinin biraz olsun giderilmesi, yaraların sarılması için Irak Cumhuriyeti’nin alacağı önlemleri, yapacağı işleri de sıralayarak adaletin sağlanması doğrultusunda da önemli bir ilk adım atmıştır. Ancak yasada ifade edilmiş olan faillerin bulunup yargılanması, kaçırılan Êzîdîlerin bulunup geri getirilmesi, toplu mezarların araştırılıp saptanması, cenazelerin kimliklerinin saptanıp ailelerine verilmesi gibi konularda somut adımlar atılmamış olması adaleti sağlamak için atılan bu ilk adımın değerini kaybetmesine yol açmaktadır” denildi.
TJA’nın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Zatıalinizin de bildiği gibi soykırım suçlarının tekrarlanmamasını, ortadan kalkmasını sağlamanın ilk koşulu soykırımın adını koymak; ikinci koşulu adaleti mağdurların katılımı ve onayıyla tesis etmek, hakikatleri, yaşananları siyaseten değil, bizzat onların anlattıkları üzerinden olduğu gibi alenen ortaya koymaktır. Üçüncü koşul ise saldırıya uğrayan toplumun ve toplumsallığın kendi özüne güven, kendi iç örgütlenme, direnme ve yaratma gücünü yeniden kurmasının ortam ve koşullarını yaratmaktır. Zira soykırımları olmadan engelleyebilecek en önemli gücün toplumları kendi iç direnme güçleri ve mekanizmaları olduğu bilinmektedir.
İşte dikkatinize sunduğumuz bu çerçevede, Tevgera Jinên Azad (TJA) olarak Irak hükümetini Ezidi halkının sosyo-kültürel ve etno-dinsel haklarını anayasal çerçevede güvence altına almaya çağırıyoruz.
TJA, kadınların özgürlüğü ve toplumsal adalet için mücadele eden bir harekettir. Amacımız kadınların haklarını korumak ve toplumun her kesiminde eşitlik ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunmaktır.
DAİŞ’in Êzidî kadın ve erkeklere karşı uyguladığı köleleştirme, tecavüz, cinayet ve kadın kırımı insanlığa karşı işlenmiş en ağır suçlar arasındadır. Irak hükümetinin bu suçları soykırım olarak tanıması, bu vahşetin resmi bir tanınmasıdır. Ancak bu tanımanın ardından Êzidî toplumunun güvenliğini ve haklarını garanti altına almak için somut adımlar atılmadığı gibi, Türkiye devletinin Şengal halkının kendini yeni soykırım saldırılarından korumak için oluşturmaya çalıştığı yaşamsal direnme ve kendini güçlendirme mekanizmalarını, iç örgütlenmesini hedef alan saldırılarına da engel olunmadığını gözlemlemekteyiz. Bu saldırıların halen dört binden fazla Êzidî kadının DAİŞ tarafından esir tutulduğu, derin internet platformlarında satışa çıkarıldığı, yüzlerce Êzidî çocuğun kimliklerinden yoksun bir şekilde DAİŞ militanları ve aileleri tarafından alıkonulduğu, sürekli yeni toplu mezarların ortaya çıktığı bu koşullarda böylesine kırılgan bir topluluk üzerinde ne kadar büyük bir tahribat yarattığını hayal etmekte zorlanıyoruz. Êzidî toplumunun anayasal güvencelerle koruma altına alınması gereklidir. Şengal’in bölgesinin resmi bir statüsünün olmaması bu topluluğun gerekli desteği ve korumayı almasını engellemektedir.
Sayın Cumhurbaşkanı, Êzidî Soykırımı’nın 10. yılında bu insanlık trajedisinin son erdirilmesi, Êzidî halkının güvenli ve onurlu bir yaşam sürmesinin sağlanması için gerekli adımları atmanızı bekliyoruz. Bu önemli mesele konusunda gösterdiğiniz hassasiyet, ilgi ve çaba için teşekkür ederiz.”