HABER MERKEZİ – TKP-MK Merkez Komitesi Siyasi Büro yazılı olarak yaptığı açıklamada, işçi ve emekçilerin 1 Mayıs’ını kutladı ve 1 Mayıs’ın “Gerçek Virüs Emperyalist- Kapitalist Sisteme Karşı Mücadele” günü olduğunu vurguladı.
TKP-ML tarafından yapılan açıklamada;
“Tüm dünyada bugüne kadar üç milyonun üzerinde insan salgın nedeniyle yaşamını yitirmiş durumda. Yaşamını yitirenlerin çoğunun olduğu gibi en çok fakirleşenler de işçi sınıfı ve emekçi halk kitleleridir. Bu apaçık ortada bir gerçekliktir denilerek, “dünyanın en zengin 10 kişisinin servetinin, tüm dünya halklarının aşı olmasına imkan sağlayacak kadar fazla olması, yoksulları koronavirüsün değil, zenginlerin öldürdüğünün kanıtıdır. Kısacası birileri yoksullaşırken birileri de zenginleşmekte; yoksullaşma, birilerinin zenginleşmesi pahasına” olduğunu vurguladı.
Türkiye’de salgının AKP-MHP iktidarı tarafından “fırsat olarak” kullanıldığına vurgu yapılan açıklamada; üç milyona yakın emekçini, “işten atma yasağı” sürecinde işsiz bırakılarak ölüme terk edildiği vurgulandı. Açıklamada; “Türk egemen sınıfları ve onların temsilcisi AKP-MHP iktidarı, pandemiyi sadece emekçilerin alınterini daha fazla sömürmek için değil, aynı zamanda doludizgin bir faşizmle halkın zaten kırıntı düzeyindeki demokratik-sosyal haklarını gasp edip, mücadele etmesinin önüne kalın duvarlar örmek için de kullanmaya çalışıyor. Bunun en bariz örneklerinden biri, “lebalep kongrelerde” salonlara binlerce kişiyi tıkanların; işçilerin, emekçilerin sokaktaki hak arayışının önüne koyduğu “pandemi kısıtlamaları”dır. Sokak eylemlerine pandemiden kaynaklı yasak diyerek saldırıp, gözaltına aldıkları insanları polis otobüslerine tıkabasa doldurmalarıdır. Kadınların uzun yıllar mücadelesinin sonucu olarak kazandıkları ve kadına yönelik şiddeti önlemek üzere hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı cumhurbaşkanlığı genelgesiyle çöpe atılmak istenmesidir. Fırsattan istifade Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektördür. Türk devletinin hiç değişmeyen hedefi olarak Kürt halkının mücadelesine, kazanımlarına yönelik saldırılarına hız kazandırması, HDP’ye yönelik kapatma davası açmasıdır. Ağzını açanın evine, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla sabahın beşinde koçbaşlarıyla kapılarını kırarak, kar maskeli özel harekat polisleriyle baskın yapmalarıdır” denildi.
Buna rağmen parçalı ve yeterli dayanışma desteğinden yoksun olsa da, işçi sınıfının, emekçilerin, kadın, ezilen inançlara mensup halkın, Kürt ulusunun faşizmin bu saldırganlığına karşı fiili meşru mücadelesi alanlardan geri çekilmiyor. Faşizmi yıkıp özgürlüğümüzü kazanmak için, ihtiyacımız olan, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ezilenlerin farklı katmanları arasındaki dayanışma ve birliği güçlendirmek, bu şekilde birleşik bir mücadele hattı yaratmanın gerekliliği vurgulandı.
Açıklamada son olarak; “Partimiz TKP-ML, dünyayı yaratan emeğin sahiplerini, ücretli köleler ordusunu, işçi sınıfını ve tüm ezilenleri, sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız bir dünya için örgütlenmeye, mücadeleye çağırıyor. Faşizmi yıkıp özgürlüğümüzü kazanmanın başka bir yolu yoktur. “Bugünü de atlattık” diyerek, faşizmin kendiliğinden yıkılmasını bekleyerek, seçim sandıklarına gömülmelerini umarak kurtuluş mümkün değildir. Kurtuluşumuzun yolunu göstermek için tüm işçileri, emekçileri, kadınları, Alevileri, Kürtleri, Ermenileri, bu iktidara karşı bir sözü herkesi 1 Mayıs’ta her yeri direniş ve mücadele alanına çevirmeye çağırıyoruz” denildi.