HABER MERKEZİ
Gençliği çok fazla idealize ederek, yaşamdan kopartmamalıyız. Yaşanması çok zor bir özellikler toplamı haline getirmemeliyiz. Ancak gençliği tanımlayan ve var eden temel özellikleri ortaya çıkartmaktan, görmekten ve topluma göstermekten de geri durmamalıyız. Bu nedenle söz konusu özelliklerin anlamını ve içeriğini doğru tanımalı ve bilince çıkarmalıyız. Çünkü bu, toplumsal değişim, gelişim ve yenilenme açısından son derece önemlidir. Gençlik olmazsa, bu temel özellikleriyle tanımlanmazsa, bu özellikler toplum yaşamında bir işlev görmezse, o toplum ilerleyemez. İlerlese de bu çok ağır olur. Bu değişim gücü en zayıf toplum demektir. Değişim dinamikleri zayıf olan toplumlara, ihtiyarlamış toplum denilmektedir. Bu, gençliğe dair özellikleri kendi içinde yeterince taşımayan toplum anlamına geliyor. Batı toplumları için bu deyim yoğunca kullanılmaktadır.
Bir toplum için en büyük güç, onun değişim dinamiğini temsil eden gençlik özelliklerinin diri ve canlı tutulmasıdır. Bir toplumda bu özellikler ne kadar diriyse, değişimi de o denli hızlı olur. Devrimci bir toplum olur. Fakat bu özellikler ne kadar zayıf olursa, gelişimi de o denli zayıf ve cılız kalır.
Cins mücadelesi, toplumsal değişimde özellikle de kapitalist aydınlanmanın gelişimiyle birlikte önemli bir mücadele haline gelmiştir. 21. yüzyılda da öne çıkan bir mücadele alanıdır. Çünkü cins mücadelesi toplumsal değişimi hızlandırmaktadır. Ancak toplumun her dönemindeki değişim dinamiği, esasta gençlik dinamiğidir. Bu dinamik; toplumsal değişim ve yenilenmenin vazgeçilmez gücüdür. Onun işlevi toplumsal yaşamın özellikleriyle belirlenir.
Kapitalist modernite süreci ve açığa çıkardığı toplumsallık bu dinamizminin öne çıkmasına da temel teşkil etmiştir. Diğer sınıf ve toplumsal kesimler için olduğu kadar, gençlik için de örgütlenme ve ortak eyleme geçme zemini ortaya çıkmıştır. Kapitalist modernite sürecindeki gençlik hareketleri her zamankinden daha örgütlü ve eylemli bir güç olarak gelişmektedir. Kapitalist toplum buna karşıt olmasına rağmen bunun yolunu açmıştır. Gençlik, hareket olarak toplumun ilerleyişinde geçmişten çok daha fazla rol oynayan bir güç haline gelmiştir. Gençlik her zaman toplumsal değişimde rol oynayan bir kesim olmuştur. Gençlik kapitalizmin farklı amaçlarla ve çok istemeden açmak zorunda kaldığı bu zeminde kendini örgütlemiş, temel özelliklerini örgüte ve eyleme dökmüştür. Bu, 20. ve 21.yy.da daha da belirginleşmiştir.
Gençliğin değişiğim dinamiği nasıldır? Arayışçılığı nedir? Bu hususları yaşamda gözlemlememiz gerekir. Dün ve bugün olgusu tanımlanırken; “bugün dünden ileri, yarından geriyiz” denilir. Bir çocuk; anne veya babasından ileri, çocuğundan geri olarak tanımlanır. Bu sözler, toplumsal yenilenmeyi ifade eden sözlerdir. Demek ki, insan ve toplum yaşamı bir tekrarı ifade etmiyor. Sürekli bir gelişimi ve değişimi içermektedir. Her şeyde olduğu gibi, insan ve toplum yaşamında da sürekli bir yenilenme, gelişim ve değişim söz konusudur. Bu değişimi, gelişimi ve yenilenmeyi topluma yaşatan da gençliktir. O nedenle gençlik demek, bir öncekini reddetmek, çelişmek, ona karşı mücadele etmek demektir. Bir öncekiyle çelişmeyen, onu reddederek aşmaya çalışmayan genç olamaz. Bu, sosyalist hareketler için de geçerlidir. Bütün canlılar, hareketler ve olgular için geçerlidir. Ama en fazla da değişim felsefesine, ideolojisine ve hareketine sahip sosyalist ve devrimci hareketler için geçerlidir.
Gençliğin her zaman için yetişkin kuşakla bir çelişkisi ve çatışması olmak zorundadır, vardır da. Bunu böyle görmemiz ve bir olgu olarak kabul etmemiz gerekir. Eğer bir toplumda kuşaklar arasında çelişki ve çatışma yoksa o toplumun değişim dinamiği zayıflamış demektir. Kuşak çelişkisi ve çatışması ne kadar güçlü olursa, toplumsal değişimde o denli güçlü olur. Gençlik, karakteri gereği var olanı kabul etmez. İyiyi, güzeli, eşit ve özgür olanı arar.
İnsan ve toplum yaşamı her dönem ciddi değişiklikler ve yenilikler içermektedir. Ruhta, bilinçte, düşüncede, örgütlülükte, maddi ve manevi yaşamın her alanında yeni bir şeyler edinilmektedir. Bu eski yaşamın bir tekrarı değildir. Toplumsal değişim ve gelişim düzeyi, bu farklılıkların açığa çıkartılarak görülmesindedir. Farklılık ne kadar fazla olursa, toplumdaki değişim ve gelişim düzeyi de o kadar ileri olmaktadır.
Devam Edecek…
https://www.nuceciwan28.com/2019/08/28/ggencligi-tanimak-ve-tanimlamak/