HABER MERKEZİ – Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile Kürt Ulusal Birliği Partileri heyetleri, 16 Haziran’daki görüşmeyle Kürt ulusal birliğinin sağlanması amacıyla yürütülen diyalogların ilk aşamasını tamamlamış her iki tarafta 2014 Dohok Anlaşması’nı (Yönetim, Ortaklık, Güvenlik ve Savunma) temelinde sürdürüceğini kamuoyuna açıklamıştı. Bu adım, daha büyük bir anlaşma ile tüm Suriye halkları ve Kürt halkının menfaatlerini koruyacak ulusal birlik temelinde tarihi bir adım olacağı umudunu büyüttü.
Rojava devrimi ile birlikte anadilde eğitim konusunda önemli adımlar atıldı. Kürtler başta olmak üzere bölge halkları, kendi anadillerinde eğitim görmeye devrim ile birlikte başladı. Bu kapsamda hazırlanan materyaller de Özerk Yönetim tarafından yoğun emekler sonucu tüm okullarda okutulmaya başlandı. Zor koşullarda hazırlanan anadilde eğitimin materyalleri Rojava devriminin önemli kazanımlarından oldu.
ENKS, Rojava devriminin başından itibaren, Kürt örgütleri arasında yapılmış tüm anlaşmaları yok saymaya başladı. Bununla da yetinmeyen ENKS, yaptığı açıklamalarla Kürtlerin ve halkların büyük mücadeleyle elde ettiği tüm kazanımları karalamaya başladı. Geçtiğimiz yıllarda ENKS’nin İstanbul’da MİT ile gerçekleştirdiği toplantıdan hemen sonra Kürtçenin Kuzey Suriye’de eğitim dili olmasına karşı geliştirdiği propaganda ile, “Suriye’de Kürtçe değil, Arapça eğitim dili olmalı, öyle ki, Suriye’de Kürtlere gerekli olan Arapça ile eğitim diploması almış olmaktır” tezini işlemeye çalıştı. Toplum nezdinde hiçbir değeri olmayan bu açıklamalar zamanla etkisini yetirdi. Özellikle asimilasyon ve faşizan uygulamalarına maruz kalan ve ilk kez kendi rengiyle-diliyle eğitim gören Rojava halkı bu söylem ve tezlerinin faşizan ideolojilere hizmet ettiğini anladı ve gerekli tepkileri her zaman ortaya koydu. ENKS ile Kürt Ulusal Birliği Partileri heyetleri arasında görüşmelerin devam ettiği hassas bir süreçte ENKS’nin bir kez daha gündeme getirdiği ‘anadilde eğitim kaldırılsın’ talebi aslında devrimin başından beri girdiği tutum ve zihniyet yapısında bir değişim olmadığını ortaya koydu. Sözde Kürtlerin kazanımlarını korumaya çalıştığını söyleyen bir parti nasıl olurda kendi dilinde eğitim istemez. Dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir talebe rastlamak mümkün değildir. Bu zihniyet yapılanmasını anlamak için ilk önce ENKS nedir, hangi parti ve örgütlerden oluşuyor bu parti ve kişiler hangi güçlerin güdümünde hareket ediyor iyi anlamak lazım.
Bilindiği gibi ENKS Kürt Özgürlük Mücadelesi çizgisine karşıtlık-zıtlık-düşmanlık yapmak amacıyla Türk devletinin çıkarları temelinde 2013 yılında Hewlêr de Mesut Barzani tarafından kuruldu. Rojava devrimin başından beri halkların kazanlarına karşı geliştirdiği tutum ve saldırgan dili hemen hemen hiç değişmedi. Yine ENKS’nin, Türk devleti güdümünde aynı zihniyet yapılanması ile hareket ettiği ve aynı kapsamında çalıştığının bir başka kanıtı da Efrîn’in işgalinde üstlendiği rol oldu. Kendisini her ne kadar Kürt bir oluşum olarak gösterse de ENKS yetkililerinin yaptıkları açıklamalar ve içine girdikleri pratikler her geçen gün kendilerinin ifşa etmeye yetti. Yine bir çok kez Ankara ‘da MİT ile yaptıkları görüşmeler ve toplantılarının belgeleri ortaya çıktı. Bu belgelerle işgalci Türk devletiyle tescilli ortaklığı ifşa oldu.
Yine geçtiğimiz günlerde ENKS’nin de içerisinde yer aldığı sözde Barış ve Özgürlük Cephesi’nden bir heyetin MİT ile görüşmek üzere Ankara’ya gitmesi ve görüşmeler yapması Özgürlük kazanımlarına karşı yeni kirli planlar peşinde olduğu ve ulusal birlik adına atılan adımları boşa çıkaracak faaliyetler peşinde olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Ne zaman ki Kürtler arasında birlik girişimleri olsa, Türk faşizminin en kirli planlar devreye girer.Kürtlere dönük geliştirilen faşist baskı ve soykırım saldırılarına rağmen Kürtlerin en büyük çıkmazı ise kendi ulusal birliğini gerçekleştirerek buna karşı gerekli duruşu geliştirememiş olmalarıdır. Bu bilinç ve duyarlılıkla soykırım saldırılarına karşı birlik temelinde kendini örgütlemek ve gerekli adımların mutlaka atmak gerekiyor. Faşizan düşmana en büyük darbe bu olacaktır. Kürtlerin birliği bütün saldırıları boşa çıkaracak tarihi kazanımlar sağlayacaktır. Düşmanla işbirliği çerçevesinde hareket eden ulusal birlik çalışmaları önünde engel teşkil eden sözde Kürt parti, kuruluş ve kişiler tarihin çöp sepetine atılmaktan kendini kurtaramacaktır.