HABER MERKEZİ
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yapılan saldırılara izin verilmesinin altındaki şartlardan birkaçını gelişen süreçle beraber anlamış bulunuyoruz. Bunlardan biri Türk Devletinin söz konusu operasyonda başarıya ulaşması durumunda, DAİŞ çetelerine ne yapacağı gündemleri üzerine Türk Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Yolu varsa ülkelerine göndeririz, yoksa da hapse atarız” cevabını vermişti. Ancak bu Tayyip Erdoğan’ın öyle rahatlıkla söylediği ilk yalan değil. Bu geçmişte söylenmiş yalanlara ek bir yalandır. Türk Devleti Astana görüşmeleri sonucu İdlib’de çetelerin kontrolünü sağlamak için Rusya-İran-Suriye üçlüsünün de onayıyla 12 gözlem noktası oluşturmuştu. Bu durum karara bağlanmadan ve Türk Devleti İdlib’de gözlem noktaları oluşturmaya başlamadan önce de Tayip Erdoğan, çeteleri kontrol edeceğini, bölgede çetelerin söz konusu 3 devlete herhangi bir sıkıntı çıkarmayacağı garantisini vermişti. Güya çeteleri kontrol edecek, bölgede çetelerden kaynaklı herhangi bir sıkıntının yaşanmayacağını ve yaşanacak olsa da ortaya çıkacak olan sıkıntılarla kendilerinin uğraşacağını da söylemişti. Peki Türk Devleti bu çetelerin kontrolünü sağlayabildimi? Bu çeteler Rusya ve Suriye’ye sorun çıkarmadan yerinde durabildimi? Hayır. Tam aksine hiçbirşekilde kontrolü sağlayamamasından ötürü Rusya ve Suriye Rejimi bölgeye operasyon yapmak zorunda kalıp, Türk Devletinin yerine getiremediği gözlem noktalarının kuruluşuna izin verilen anlaşmanın şartlarını kendisi yerine getirdi. Bir diğer tarafta da Efrin var. Erdoğan’ın milli ordu dediği ÖSO çetelerinin Efrin’de neler yaptığına bi bakalım.
Efrinde Ne Oldu?
Efrin’e yönelik saldırıların başlatıldığı 20 Ocak 2018’den bu yana Efrin’de binlerce insan çeteler tarafından kaçırıldı. Kaçırılan insanlardan birçoğundan henüz haber alınamıyor, birçoğu ise çeteler tarafından katledilmiş. Bölgede yaşayan halka ait zeytin tarlaları talan edildi, çetelerin vergi adı altında istediği haraç ödenmediği takdirde aileye ait tarlalar ya yakılıyordu, yada çıkan mahsule zorla el konuyordu. Sırf mal varlıklarına el koymak için de birçok aileyi kökten katlettiklerini biliyoruz. Yüzlerce genç kaçırıldı ve akıbetlerine ilişkin herhangi bir haber yok. Türk Devleti denetimindeki ÖSO çeteleri bütün bunları Türk Devleti’nin desteğiyle yaptı. Yüzbinlerce insanı göç ettiren, yüzlercesini katleden ve demografyayı değiştirmeye çabalayan bir devlet insanlığı DAİŞ’ten koruya veya girdiği bir bırakın bölgeyi, şehri, ilçeyi, köyü ve mahalleyi bir evi bile özgürleştirebilirmi? Çeteleşmiş bir ordu, çetelere niye engel olsun ki?!
Peki Ezaz, Bab ve Cerablus’da neler oldu? Bab’da çetelerin kendi aralarında girdiği çatışmalar sonucu çıkan çatışmalar alışılagelmiş bir duruma döndü. Haftada en az 2 kez çeteler başka bir çete grubu üyelerine bombalı araçlar veya motosikletlerle saldırı düzenliyor. Cerablus’da yine aynı vaziyet, Ezaz’da da durum aynı.
Peki DAİŞ’in küçük kardeşleri bile olamayacak kadar düşük profillere sahip ÖSO çetelerini dahi kontrol edemeyen ve hatta etmek istemeyen bir Türk Devleti, DAİŞ’i kontrol edermi veya etmek ister mi?
Türkiye’de devletin resmi makamlarınca korunan ve DAİŞ’e finansal ve üye desteği sunan şu anda da aktif olan dernekler bulunmakta. Bu dernekler kapatılmadı, isimleri değiştirilererek AKP’nin hizmetine sunuldu. Yani şöyle derneklere üye olan insanlar aynı, ama dernek isimleri değiştirilmiş. DAİŞ’in Suriye’de etkili olduğu dönemlerde Türkiye’yi koridor niyetine kullandığını, Türk Devleti Milli İstihbarat Teşkilatı MİT ile nasıl dostane ilişkiler içerisinde olduklarını, MİT’in kendilerine nasıl finans ve silah desteği sunduğunu, çete temin ettiğini QSD’nin elindeki DAİŞ emirleri ve çeteleri itiraf etmişti. Ek olarak da dağılan DAİŞ çetelerinin büyük bir çoğunluğunun Türkiye’ye kaçtığını ve buradan da şimdi milli ordu dedikleri ÖSO’ya katıldıklarını da Kuzey ve Doğu Suriye Stratejik Araştırmalar Merkezi NRLS ve Suriye Demokratik Güçleri QSD yayınladıkları videolar ve görseller ile deşifre etmişti.
DAİŞ ile dostane ilişki içinde olan bir devlet demek gelmiyor içimden. Direkt buna DAİŞ devleti dersek bunun neresi yalnış olabilirki? Ve bir diğer soru, DAİŞ devleti, niye milleti DAİŞ’ten korusun ki?!
Fırat ALİ
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi