SEMSÛR – Önder Apo’nun özgürlüğü için açlık grevinde olan tutsaklardan Necla Yıldız’ın ağabeyi Kamber Yıldız, “Milyonların ‘lider’ dediği bir insana tecrit uygulamak var olan sorunu derinleştirir. Abdullah Öcalan sadece bir kişi değil, Kürt halkının gerçeğidir” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan Önder Apo’da 33 aydır haber alınamıyor. Önder Apo’dan haber alınamama haline karşı cezaevlerinde bulunan tutsaklar 27 Kasım’da, “Önder Apo’ya özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında dönüşümlü açlık grevine başladı. Açlık grevleri 19’uncu gününde devam ederken, tutsakların taleplerinin talepleri olduklarını dile getiren aileleri de yetkili mercilere çağrı yapıyor.
Açlık grevi eylemine katılan tutsaklardan Necla Yıldız, Mayıs 2016 yılında Konya’da üniversite öğrencisiyken açık ve gizli tanıkların beyanlarıyla tutuklandı. Aralık 2017’de “örgüt üyeliği” iddiasıyla 9 yıl hapis cezası verilen Yıldız, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Yıldız, verilen cezanın yatarını Şubat 2023’te tamamlamasına rağmen 3 kez çıktığı İdare Gözlem Kurulu tarafından tahliyesi erteleniyor.
Yıldız, ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde, Önder Apo’nun üzerinde devam eden tecrit uygulaması ve Kürt sorunun çözülmesi talepleriyle açlık grevi eylemine başladıklarını belirterek, talepleri karşılanıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini söyledi. Yıldız’ın ağabeyi Kamber Yıldız (34), halkın cezaevlerinde başlatılan eylemi sahiplenmesi gerektiğini söyledi.
Açlık grevine başlayan yakınları için endişeli olduklarını söyleyen Yıldız, “Kardeşim, İmralı cezaevinde devam eden tecrit uygulamasını kabul etmediklerini belirterek, tecrit uygulaması son buluncaya dek eylemlerini sürdüreceklerini söyledi. Aynı şekilde diğer cezaevlerinde de benzer tecrit politikaları uygulanarak tutuklulara keyfi gerekçeler ile ceza veriliyor. Biz de aile olarak endişeliyiz” dedi.
‘ÖZEL POLİTİKALAR UYGULANIYOR’
Kardeşinin daha öncede açlık grevi eylemlerine katıldığı için keyfi gerekçeler ile tahliye edilmediğine değinen Yıldız, şöyle devam etti: “Kardeşimin cezası bitmesine rağmen bir yıldır keyfi gerekçelerle cezaevinde tutuluyor. Kardeşim bize, diğer tutukluların da keyfi gerekçelerle serbest bırakılmadığını söyledi. 2020-21 yıllarında da cezaevlerindeki baskılar ve hukuksuzluğa karşı açlık grevi eylemine girmişti. O süreçte cezaevi yönetimi açlık grevi eylemlerini bahane ederek ceza verdi. Cezasının uzaması bu nedenledir. Açlık grevlerinden dolayı Yargıtay devam eden bir mahkemesi var. Mesafe uzaklığından dolayı sürekli ziyaretine gidemiyoruz. Yaklaşık iki ay önce de telefon ile konuşma yasağı verildi. Sincan Cezaevi’nde 1980 sürecine benzer özel bir politika uygulanıyor.”
‘MİLYONLARIN LİDERİ TUTSAK EDİLEMEZ’
Kürt halkının cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemlerini sahiplenmesi gerektiğine vurgu yapan Yıldız, “Kürt halkı tarihsel olarak da direnişçi bir halktır. Sürekli direnen bir halktır. Bu nedenle Kürt halkının bu eylemlere sahip çıkması ve tutsaklar ile dayanışması lazım. Halkın, cezaevindeki tutsaklarla bir arada olması ve her yerde tepki göstermesi gerekiyor. Devletin de buna karşı adım atması gerekiyor. Devletin yapması gereken halkın taleplerini karşılamak. Bir halkın lideri bu şekilde tutsak edilemez. Milyonların liderini bir ada da tutmak, halkından koparmak yanlıştır. Bu sürecin barışçıl çözülmesi için devletin hukuk ve adaleti sağlaması gerekiyor. Adaletin olmadığı, demokrasinin gelişmediği bir ülkede Kürt sorunu çözülmez” şeklinde konuştu.
‘TECRİT SORUNU DERİNLEŞTİRİR’
Tecrit uygulamasının Kürt sorunundaki çözümsüzlüğü derinleştirdiğini belirten Yıldız, Güney Afrika’dan Nelson Mandela’ya yönelik uygulamaları hatırlattı. Yıldız, “O da uzun süre cezaevinde tecrit koşullarında tutsak edildi. Ancak daha sonra cezaevlerinin sorunlar için çözüm olmadığı anlaşıldı. Milyonların lider dediği bir insana keyfi gerekçeler ile tecrit uygulamak var olan sorunu derinleştirir. Abdullah Öcalan sadece bir kişi değil, Kürt halkının gerçeğidir. Bu noktada devletin yapması gereken, Kürt sorunun çözümü için Abdullah Öcalan ile diyalog kurmak. Kendisi de birçok defa bu sorunun savaş ile değil diyalog ile çözüleceğini dile getirdi. Savaş ve tecrit politikası devlete de çok büyük zararlar veriyor. Çözüm sürecinin tekrar devam etmesi gerekiyor. Bunun muhatabı da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır. Açlık grevleri bu şekilde son bulur” ifadelerinde bulundu.
‘ABDULLAH ÖCALAN BİR FIRSATTIR’
Önder Apo’nun hem Kürt sorununda, hem de ülkede var olan sorunlar için çözüm olduğunu söyleyen Yıldız, “Abdullah Öcalan ile iletişim kurmak Kürt sorunun çözümü için büyük bir fırsattır. Abdullah Öcalan gibi bir gerçeklik ve muhatap var. Devlet buna yüz çevirmemeli. Kürt sorunun çözümüyle birlikte, ülkede oluşacak barış ortamı daha demokratik ve yaşanabilir bir ülke olacak. Muhatap belidir. Abdullah Öcalan modern yüzyılın filozofudur. Devletin bu gerçeği dikkate alıp tecridi kaldırması gerekiyor. Bu inkar ve çözümsüzlük politikalarını bir yana bırakıp adım atması lazım. Abdullah Öcalan sadece Kürt sorunu değil, Türkiye’deki bütün sorunlar için bir muhataptır. Kendisinin de dediği gibi devlette bir muhatap olmadığı için bugün savaş ve yaşadığımız sorunlar devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA