Kürt düşmanları, sadece parçalar arası değil, aşiretler arasındaki, lehçeler arasındaki, inançlar, mezhepler arasındaki farklılıklarla da Kürt halkını parçalı tutarak kirli oyunlarına devam etmektedir. Kürt’lerin düşmanı olan TC ve Emperyalist güçler sürelikli hazırda duran bir stratejileri var. Bu anlamda Kürtlerin birliği her zaman aciliyetini korumuş ve gündemde olmuştur.
Emperyalist güçlerin Ortadoğu merkezli olarak yürüttüğü 3. Dünya savaşın merkezi Kürdistan’dır. Çünkü Kürdistan Ortadoğu’nun göbeğinde yer almaktadır. İnsanlığın, ahlakın, kültürün şekillendiği, zengin, çekici bir konuma sahiptir. Bunun içindir ki Kürdistan her zaman saldırıların hedefinde olmuştur.
Kürtler parçalı, bir bütün olarak ulusal stratejiden yoksun her parça kendine göredir. Bu anlamda KNK’nin Ortaya koyduğu Ulusal strateji belgesi hayatidir. Bunun için Kürtler belli ilkelere bağlı olmalı ve ulusal meselelerde koordine içinde olmalıdır. Bunun için Kürtler ulusal bir stratejiye sahip olmalıdır. Bu sadece tek partiyle de yeterli olmayacağı gibi burada önemli olan ulusal birliği esas alan startejinin hayata geçirilmesidir.
Ulusal strateji oluşturmak için 1983’ten bu güne kadar devam eden Ulusal Kongre çalışmaları ve bu doğrultuda yürütülen mücadele halen KNK bünyesinde devam etmektedir. Yapılan bütün çalışmaların kazanımları olmuşsa da istenilen bir birlik sağlanamamıştır.
TC’nin Başur’u işgal etmeye başladığı bir süreçten geçerken, Başur’daki partiler 1980 yılında Ulusal Demokratik Cephe (Eniya Nîştimaniya Demokratîk) ile Ulusal ve Demokratik Ulus Cephesi (Eniya Nîşitmanî û Neteweya Demokrat) olmak üzere iki farklı cephe kurdular. Her iki cephe de temelde Kürt tarafları arasında birliği sağlamak için kuruldu. Ancak daha sonra tarafları arasında iç savaş çıkmasıyla birlikte dağıldı.
Yine 1983’te PKK ile KDP arasında ortak çalışma yürütmek amacıyla 9 maddeden oluşan bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma 1986 yılına kadar devam etti. 3 yıllık süre içerisinde her iki taraf Kürdistan mücadelesi açısından önemli kazanımlar elde etti. Her iki taraf Kürdistan’ın düşmanları ile birlikte savaştılar. Ancak KDP 1986 yılında tek taraflı olarak bu anlaşmadan çekildi.
O dönemde sadece KDP, Doğu ve Güney Kürdistanlı bütün örgütlerle belirli ilişki ve ittifaklar kurulmuştu. Ancak KDP ile ilişki Yazılı bir protokol hazırlanarak 9 maddelik bir protokole bağlandı. 1985 kadar devam eden bu ittifak ve antlaşma TC’nin KDP’yi zorlaması sonucu KDP protokolden çekildiğini resmen kamuoyuna duyurdu ve böylece ilişkiler sona erdi.
KDP, YNK ve Başur’ê Kurdistan’daki siyasi partiler ulusal birliğe yaklaşımı ulusal bilinç oluşmadığı için başka güçlerin etkisi altında kalarak tam anlamıyla bir birlik sağlanamadı. KNK’nin yürüttüğü Ulusal Birlik çalışmaları devam ederken, KDP’nin işgalci TC’nin Başur’u işgal etmesine ortam hazırlaması ulusal birlik çağrılarına karşı anlayışını ve yaklaşmını değiştirmediğini gösteriyor. KDP Bu anlayışını ve yaklaşımını değiştirmediği taktirde büyük kayıplarla karşı karşıya kalacaktır. Ancak değiştirirse ve ulusal duyarlılıkla hareket ederse PKK ile çok rahatlıkla bir araya gelebilir, demokratik ulusal ittifakı geliştirebilir. Bu biçimde Ulusal kongre de yapılarak, Ulusal birlik de sağlanır. Çünkü PKK bütün Kürt’lerin özgürlüğü ve birliği için mücadele eden bir harekettir. PKK yapılacak ulusal birliğin sağlanması için her türlü fedakarlığı göstereceği de bilinmelidir. Ulusal bilincin sağlanmasıyla Ulusal birlik, Ulusal birlik ile de Özgür Kürdistan yaratılabilinir.
Sara GULAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi