HABER MERKEZİ- MİT üst düzey yöneticileri Erhan Pekçetin ve Aydın Günel, 9 Ocak 2013’te gerçekleştirilen Paris katliamının kimler tarafından ve nasıl planlandığını itiraf etmişlerdi. Peki Paris katliamı kimler tarafından ve nasıl planlandı?
2013 yılının başlarıydı. 2012 yılında HPG gerillalarının yıl boyunca sürdürdüğü devrimci operasyonlarla Kuzey Kürdistan’da alan hakimiyeti kurulmuş, Türk ordusu arazide adım atamaz hale gelmişti.
Zindanlar’daki Açlık Grevi Direnişi’ne binlerce kişi katılmış, direniş 2012 yılının sonuna doğru doruğa çıkmıştı.
Kürdistan, Türkiye ve Sürgündeki Kürdistanlılar ve dostları serhildanlarla direnişteki yerini almıştı. Bütün alanlarda sıkışan Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türk devleti, İmralı’da ağır tecrit altında tutulan Önder Apo ile görüşmelere başlamıştı.
Daha önce Oslo Görüşmelerinde PKK yöneticileri ile görüşen devlet heyeti 2012 yılının sonlarında ise İmralı’da Önder Apo ile görüşmeler başlatmıştı.
Önder Apo, bir yandan devlet heyeti diğer yandan da HDP ve DTK yöneticilerinden oluşan bir İmralı Heyeti ile görüşmeleri sürdürüyordu. Bütün dünyanın gözü İmralı’daki görüşmelerden gelen mesajlardaydı. Çünkü daha önceki Oslo müzakereleri devletin uyguladığı politikalar ve yaklaşımları nedeniyle çözüm getirmemişti.
Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Paris Katliamı yapıldı
Önder Apo ise kendisi ile yapılan görüşmeleri Türk devletinin demokratikleştirilmesi ve Kürt Sorunun çözümü için bir zemine çevirmek istiyordu.
3 Ocak 2013’te ilk kez sivil bir heyet İmralı’ya gidiyordu. Ama bu görüşmeden sadece altı gün sonra, Paris’te 9 Ocak 2013’te kanlı bir saldırı gerçekleşti. PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve gençlik hareketi üyesi Leyla Şaylemez, başlarına sıkılan üçer kurşunla katledildiler.
Katliamdan hemen sonra İmralı’da yapılan görüşmede Önder Apo, devlet heyetine ve MİT’e sert sözlerle yönelmiş, “Bu katliamın aydınlatılması gerektiğini” ifade etmişti.
Önderlik, Paris Katliamı’nı 2. Uluslararası komplo ve Dersim Katliamı olarak değerlendirmişti. Bu katliamın aydınlatılması için ne gerekiyorsa yapılmasını istemişti. Paris’teki katliamı Ömer Güney isimli tetikçi yapmıştı. Ömer Güney Türk MİT’i tarafından eğitilmiş ve Avrupa’daki Kürt örgütlenmeleri içerisine sızdırılmıştı.
Fransız yetkililer katliam yerine gelerek bu kirli olayın aydınlatılacağının sözünü veriyordu.
Ömer Güney, katliamdan kısa bir süre sonra tutuklandı. Ancak tetikçinin ardındaki gerçek güçler ortaya çıkarılmamıştı.
Tetikçi Ömer Güney talimatı Ankara’da MİT’ten aldı
Ömer Güney, tetikçiydi, emri verenler ise Ankara’daydı.
PKK’li ve PAJK’lı yöneticiler ve yetkililer de katliamın ardında Tayyip Erdoğan ve Türk devletinin Milli İstihbarat Teşkilatının olduğuna dikkat çekiyor ve bunun intikamının alınacağını sert sözlerle açıklıyorlardı. Dönemin PKK Yürütme Komite Üyesi Cemil Bayık, katliamdan hemen sonra yaptığı açıklamada Paris Katliamı’nda Türk devletinin ve MİT’in rolüne dikkat çekiyordu. Bayık, “Bu katliamdan MİT’in, özellikle de MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın kesinlikle haberdar olduğunu ve katliamın Ankara’da planlandığını” vurguluyordu.
Fransız savcı tarafından yürütülen soruşturmada, tüm izler Ankara’ya götürüyordu. Soruşturma boyunca birçok bilgi ortaya çıktı.
14 Ocak 2014’te basına sızan bir belgede infaz emrinin Türk istihbarat teşkilatına mensup dört yetkili tarafından verildiği anlaşılıyordu. 18 Kasım 2012 tarihli belgede MİT yetkilileri O. Yüret, U.K. Ayık, S. Asal ve H. Özcan’ın imzası vardı.
Aynı dönemde basına sızan bir ses kaydında, Ömer Güney, kimliği belirsiz MİT üyeleriyle cinayet planları yapıyordu. Hedefte Sakine Cansız dahil birçok Kürt temsilci vardı.
Bu bilgilerin sızdığı sırada katil zanlısı cezaevinden kaçış planları yapıyordu. Suç ortağı Ruhi S. isimli biriydi. Almanya’dan gelerek cezaevini ziyaret etmişti. Bir ziyaret öncesi, savcının talimatıyla görüşme kabinine ses alıcıları yerleştirilmişti. Güney, isim vermeden, şifreli ifadelerle muhatabından Ankara’daki MİT binasına gitmesini istiyordu.
Ocak 2014’te Ruhi S.’nin Almanya’daki evine yapılan baskında ifadesi alınmıştı. Evdeki aramalarda 9 Ocak 2014 tarihli üç fotoğraf ve el yazması belgeler bulundu. Bunlar özellikle bir kaçış planı içeriyordu. Paris’teki Salpêtrière hastanesine kaldırıldığı bir sırada, silah kullanarak kaçmayı planlıyordu. Yıllar sonra ölüm haberinin geldiği yer de yine aynı hastaneydi.
PKK için Paris Davası’nı intikam operasyonu ile sürdürdü
Dava Fransa’da Ömer Güney’in ölümü ile fiilen kapatılmak istenmişti. Ama üç devrimcinin ailelerinin avukatları, Kürt halkı ve PKK için dava bitmemişti. Çünkü sorun katliamı yapan tetikçi ve onun ölümü ile sonuçlanacak bir dava değildi.
Kadınlar ve tüm Kürt halkı “İntikam ve Adalet” sloganları ile kesintisiz eylemlerini yıllarca sürdürdüler. PKK ve Kürt Özgür Kadın Hareketi, adaletin ortaya çıkması ve katliamın arkasındaki güçlerin cezalandırılması gerektiğini belirtiyordu.
PKK, katliamı yaptıranların izini sürdürdü.
Türk devleti ise İmralı’da Önder Apo’nun çözüm çabalarını boşa çıkarmış, Önderlik üzerinde ağır tecriti başlatarak, 30 Ekim 2014 tarihli MGK toplantısındaki “ÇÖKTÜRME PLANI”nı hayata geçirmişti.
2012 yılında askeri olarak yenilen Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türk devleti, 7 Haziran 2015’te seçimlerinde de AKP yenilmişti. Erdoğan darbe ile 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını geçersiz kılmış, 24 Temmuz’da ise topyekün savaş konseptini Medya Savunma Alanlarında onlarca uçağın katıldığı, yüzlerce bombardıman ile başlatmıştı.
PKK ise direnişi geliştirmiş, halk Kuzey Kürdistan’da görkemli özyönetim direnişini başlatmış, gerilla her alanda eylemlerini yaygınlaştırmıştı. Tam da bu süreçte Özyönetim Direnişçileri Cizre’de 2 MİT yöneticisini ele geçirmişlerdi.
Erdoğan’ın MİT’in özel talimatı: PKK ve KCK’li yöneticileri tasfiye edin!
Tayyip Erdoğan ise MİT’e özel talimatlar çıkarmış, 9 Ocak 2013’teki Paris Katliamı’daki gibi PKK, KCK üst düzey yöneticilerini tasfiyesini istemişti.
MİT de harekete geçmiş, büyük paralar aktarılarak çok özel ekipler kurdurmuş istihbarat operasyonların yoğunlaştırmıştı. Hedef, Medya Savunma Alanları’ndaki PKK ve KCK’li üst düzey yöneticileriydi. Erdoğan ve ekibinin “2017 yılının Nisan ayında PKK bitecek ve yıl boyunca PKK’nin artık esamesi okunmayacak” sözleri de bu konsepte verilen önemi gösteriyordu.
PKK, Erdoğan’ın bu konseptinin Paris Katliamı’nın devamı olarak ele almıştı. Operasyon timlerini gözlemlemeye başlamış ve operasyonu planlayan ve yöneten grubu ele geçirmenin planlarını yapmıştı. PKK’nin devrimci karşı istihbarat operasyonu ise Ağustos 2017 yılında gerçekleştirildi.
Paris katliamcılarına Şehit Sakine Cansız intikam operasyonu
HPG gerillalarına bağlı özel birimler, Güney Kürdistan’da Medya Savunma Alanları’na yakın bir yerleşim yerinde Türk MİT’inin üst düzey yetkililerine yönelik ŞEHİT SAKİNE CANSIZ DEVRİMCİ İNTİKAM OPERASYONU’nu gerçekleştirdi. Operasyonda MİT’in PKK’li yöneticilerine yönelik operasyonunu planlayan ve yöneten iki üst düzey yöneticisi yakanlandı. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 3 Ocak 2017’deki açıklamada bu tarihi operasyonunun detaylarını kamuoyu ile paylaştı. Açıklamadaki bilgiler tarihi önemdeydi:
“Aylardır hazırlık yapan 2 üst düzey MİT yöneticisi tam saldırıya geçeceklerken HPG’nin özel bir birimiyle ŞEHİT SAKİNE CANSIZ DEVRİMCİ İNTİKAM OPERASYONU’nu başlatmış ve bu üst düzey yöneticileri ele geçirmiştir.”
KCK: Tarihin en büyük devrimci karşı operasyonu MİT’e yapıldı
“Tarihin gördüğü en büyük devrimci karşı istihbarat operasyonuyla ele geçirilen 2 MİT yöneticisinin Özgürlük Hareketimize karşı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Hakan Fidan’la birlikte doğrudan çalışan daire başkanları olması bu operasyonun büyüklüğünü ortaya koymaktadır” denilen açıklamada, MİT yöneticileri ile ilgili ise şu bilgiler verildi:
“Ele geçirilen MİT üst düzey yöneticileri 20 yıldır Türkiye ve Kürdistan’ın çeşitli yerlerinde önemli görevler yapan ve daha sonra MİT merkezinde görevlendirilen Erhan Pekçetin ve Aydın Günel’dir. Erhan Pekçetin, MİT’in en stratejik dairesi olan etnik bölücü faaliyetler Daire Başkanı, Aydın Günel ise içeride ve dışarıda MİT İnsan Kaynakları Yöneticisidir. Bunlar MİT merkezinde çalıştıkları ve önemli sorumluluk üstlendikleri için ve diğer dairelerle sıkı ilişki içinde olduklarından MİT’in bütün çalışmalarından ve yaptığı operasyonlardan doğrudan ya da dolaylı bilgi sahibidirler.”
Açıklamada gündemi sarsacak çok önemli bilgiler vardı. MİT’in kurumsal yapısını çökerten bilgiye sahip olunduğu, çok sayıda MİT yöneticisi, üyesi, istihbarat elamanı, sorgu evlerinin deşifre edildi, bir bölümünün ise tutuklandığı belirtiliyordu.
Paris Katliamı’nın birincil dereceden sorumlusu erdoğan ve mit
Operasyonun ŞEHİT SAKİNE CANSIZ DEVRİMCİ İNTİKAM OPERASYONU adını alması da ayrıca dikkat çekiciydi. Çünkü Paris Katliamı’nın planlamasının kimler tarafından, nasıl yapıldığı, tetikçinin nasıl görevlendirildiği de açığa çıkartılıyordu.
Tayyip Erdoğan yönetimindeki AKP iktidarının çatışmasızlık ortamında ve İmralı’da görüşmeler sürerken imha siyasetini yürüttüğüne vurgu yapılan o açıklamada şu bilgiler dikkat çekiyordu:
“İmralı görüşmelerine devlet heyeti adına Muhammed Dervişoğlu’yla birlikte katılan Sabahattin Asal’ın bir MİT yöneticisi olarak 9 Ocak 2013’te gerçekleşen Paris Katliamı’nın planlayıcılarından olması, AKP iktidarının ve MİT’in komplocu karakterinin kanıtı olmaktadır. Şu bir daha görülmüştür ki, Türk devleti ve onun kirli işlerini yapan MİT için Kürtleri yok etmede her yol mubahtır.”
Ömer Güney ile konuşanlar MİT’in üst düzey yöneticisi
Yakalanan iki MİT üst düzey yöneticisinin ifadelerinde Paris Katliamı ile ilgili bilgiler, Paris Katliamını yapan güçlerin kimler olduğunu da netleştiriyor. Paris Katliamından bir yıl sonra Ocak 2014’de de peşpeşe yeni kanıtlar ortaya çıkmıştı.
Önce 2014 yılında bir ses kaydı yayınlandı. Kayıtta Ömer Güney, üç Türk ajanla cinayet planları yapıyordu. Bu ses kaydının gerçekliği Fransız uzman polisleri tarafından doğrulandı.
HPG’nin operasyonla tutukladığı MİT üst düzey yetkilileri de bu konuşmayı teyit etti.
HPG’nin tutukladığı MİT’çi Erhan Pekçetin’den paris itirafları
Erhan PEKÇETİN’in bu ses kayıtları ile ilgili konuşmasında şunları şöylüyor:
Uğur Kaan Ayık: EBF (Yurtdışı Etnik Bölücü Faaliyetler Daire Başkanı)
Operasyon Şube Müdürü: Oğuz Yüret
Operasyon Şube Elemanı: Ayhan Oran
Yine internete düşen ses kayıtları var. Onları dinlediğimde o zaman suikastin yurtdışı EBF daire başkanı olan o dairedeki Uğur Kaan Ayık o dairedeki operasyon şube müdürü Oğuz Yüret ve o şubedeki Ayhan Oran memur üç personelimiz tarafından planlandığı ve hayata geçirildiğini anladım. Çünkü ses kayıtlarından mensupları tanıdım.
Kaynak: Rojnews