WAN – DEM Parti Wan Gençlik Meclisi, ailesi ve avukatları ile görüştürülmeyerek tecrit uygulanmasını protesto ettikleri Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlayana dek mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi, İmralı F Tipi Cezaevinde tutulan ve 35 aydır kendisinden haber alınamayan Önder Apo’ya ilişkin Wan’da basın açıklamasında bulundu. Partinin İl Örgütü binası önünde yapılan açıklamaya Wan Milletvekili Pervin Buldan ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) yöneticileri katılırken, “Rêberek azad, welatek azad” (Özgür Önderlik, Özgür Ülke) yazılı pankart açıldı.
Açıklamayı yapan DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi Abdullah Gürkan, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamından dünyanın birçok yerinde yapılan eylem ve etkinliklere dikkat çekti.
Öcalan’a yönelik tecrit politikasının geliştirmiş olduğu paradigmanın yayılmasından duyulan korku ve endişeden kaynaklandığını söyleyen Gürkan, “Ortadoğu coğrafyasında ve tüm dünya halklarında Sayın Abdullah Öcalan’a karşı büyük bir sahiplenme açığa çıktı. Çünkü halklar, Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün insanca bir yaşamın teminatı olduğunu bilmektedir. İmralı’da geliştirdiği paradigma ile halkların önderi haline gelmiş olması bunun kanıtıdır. İktidar da bunu bildiği için tecridi derinleştirip savaş politikalarında ısrar etmek istemektedir” dedi.
Gürkan, işkence ve soykırım biçiminde sürdürülen tecrit sisteminin artık kabul edilemez bir aşamaya geldiğini de belirtti. Tecrit sistemiyle toplumun barış hakkı ve özgürlük hakkının engellendiğini dile getiren Gürkan, “3 yıldır Sayın Abdullah Öcalan’dan hiçbir şekilde haber alınamıyor. Ne avukatlarıyla ne de ailesiyle görüştürülüyor. Bu politikalar İmralı ile sınırlı kalmıyor ve buradan hareketle bütün toplum hedef alınıyor. Bu da gösteriyor ki tecrit, ülkenin yönetim biçimi haline dönüşmüştür” diye konuştu.
TECİRT HER YERDE
İmralı’da uygulanan tecrit politikasının devletin Kürtlere ve bu coğrafyada yaşayan diğer haklara nasıl bir düşmanlık politikası yürüttüğünün en somut örneği olduğunu da söyleyen Gürkan, şöyle devam etti: “İmralı tecrit sistemi üzerinden başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye ve Kurdistan halklarına karşı açıkça düşmanlık politikaları devrededir. Bu durum toplumu bir bütünen etkilediği gibi en fazla gençleri ve kadınları hedef haline getiriyor. Gençlerin gelecek ve barınma sorunu, iş bulabilme ve özgürlük sorunu, tüm bunların hiçbirisi İmralı’da uygulanan tecritten bağımsız değildir. Türkiye ve Kürdistan gençleri iyi bilmeli ki ‘Bir merminin fiyatı kaç liradır siz biliyor musunuz?’ diyenler, halkın bütçesini Kürt düşmanı politikaları için kullananlardır. ‘Bir merminin fiyatını biliyor musunuz diyenler’, gençlerin asansörlerde katledilmelerinden, işsiz kalmalarından, geleceksizlik ve umutsuzluk çemberinde intihara sürüklenmelerinden sorumlu olanlardır. Her bir genç ve tüm halkımız hissetmeli ki İmralı’daki tecrit zihinlerde, evlerimizin içinde, okuduğumuz okullarda ve her yerdedir. Bu nedenle İmralı tecridine karşı çıkmak, özgürlüğe sahip çıkmaktır, İmralı tecridine karşı çıkmak insanlığa sahip çıkmaktır.”
Önder Apo’nun derhal fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan Gürkan, tecrit son bulana kadar mücadelelerini kesintisiz şekilde sürdüreceklerini kaydetti.
‘TECRİDİ KIRACAĞIZ’
“Sayın Öcalan’ın özgürlüğü toplumu da özgürleştirmenin ilk ve en güçlü adımı olacaktır” diyen Gürkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özgürlüğü görmeyen bir yerden baktığımızda, orayı görmezden geldiğiniz an, iktidarın tecrit politikasının içerisine düşüyorsunuz. Bu bir demokrasi mücadelesi olmaktan çıkıyor, iktidarın tecrit politikalarına çanak tutmaya dönüşüyor. Hiç kimse ve hiçbir anlayış iktidarın tecrit sistemine çanak tutmamalıdır. İktidar tecrit politikalarında ısrar ederken, tecridi vurgulayanları, buna karşı açık mücadele edenleri bu kadar açık bir şekilde tehdit etmesinin sebebi budur. Bir haliyle tecrit karşıtı mücadeleyi de tecrit ederek, toplumu tümden kendi faşizan algılarıyla yönetmeye çalışıyor. Dolayısıyla bizler, tecride karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Halkımızı soykırım kıskacına alan zihniyet iyi bilmelidir ki, tecridi bulunduğumuz her yerde kıracak ve Halklar Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayana dek mücadelemiz sürecek” dedi.