RİHA – Riha’nın Xalfetî ilçesi Dergili (Dêrto) mahallesinde 18 Mayıs’ta yaşanan çatışmanın ardından Bozova’nın Koçhisar (Qoser) mahallesinde gözaltına alınan Mehmet Emin Yıldırım, götürüldüğü Yaylak Jandarma Karakolu’ndan Riha TEM Şubeye kadar maruz kaldığı uygulamaları anlattı. Gözaltına alınan 47 kişi arasında olan Mehmet Emin Yıldırım, dün 9 kişiyle birlikte Riha Adliyesi’ne sevk edildi. Sevk edilenlerden Abdullah Çiftçi, sosyal medya paylaşımları aracılığı ile “Örgüt propagandası yapmak” iddiası ile tutuklanırken, 9 kişi ise serbest bırakılmıştı.
Bozova’da gözaltına alınan ve Yaylak Jandarma Karakolu’nda elleri arkadan kelepçelenerek yüz üstü yere yatırılmış vaziyette fotoğrafları basına yansıyan 19 kişi arasında bulunan Emin Yıldırım, evde başlayıp jandarma karakoluna uzanan ve Riha TEM Şubede devam eden kötü muameleyi Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
‘AYNI AİLEDEN 9 KİŞİ SAHURDA ALINARAK GÖTÜRÜLDÜK’
Yaşadığı işkencelerden kaynaklı yürümekte zorlanan Yıldırım’ın sol bacağının kalçaya yakın kısmının tamamen morardığı görülüyor. Silah dipçiği ve tekmeler ile saatlerce Yaylak Jandarma Karakolu’nda kendisine işkence yapıldığını aktaran Yıldırım, saatler sonra Urfa TEM Şubeye getirildiği sırada yolda ağır hakaretlere maruz kaldığını anlattı. Kalp hastası olduğunu, kalbinde 3 stend taşıdığını ifade eden Yıldırım, sahura kalktıkları sırada evlerine baskın yapıldığını belirterek, evde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Biz sahura kalktık. Sahur yaparken bir anda evin avlusuna polis girdi. Ben, kardeşlerim, oğullarım hepimiz aynı yerdeydik. Baktım oğlumu almışlar, ben hemen aşağı indim. Aşağı inince bizi de aldılar. Sorgusuz sualsiz bizi aldılar. Hepimizi yüz üstü yatırdılar. Ben, kardeşlerim Müslüm Yıldırım, Sinan Yıldırım, Celal Yıldırım ve Ahmet Yıldırım ile oğlum Uğur Yıldırım, yeğenlerim Kenan Yıldırım, Mustafa Yıldırım, Abdullah Yıldırım toplam 9 kişi alınıp karakola götürüldük.”
SİLAH DİPÇİKLERİ İLE İŞKENCE
Yaylak Jandarma Karakolu’na götürüldükten sonra başka evlere de baskınların yapıldığını, Gül ve Zincirkıran aile fertlerinin de gözaltına alındığını öğrenen Yıldırım, “Sonra hepimizi Yaylak Jandarma Karakolu’na getirdiler. Bizi karakolda ters kelepçeleyip yüz üstü yatırdılar. Etrafımıza bakmamıza izin verilmiyordu. Karakol avlusunda yerde yatar haldeyken silah dipçikleri, tekmelerle bize vuruyorlardı. Yaylak karakolunda bize çok işkence yaptılar. Daha sonra Urfa TEM Şubeye götürdüler” diye konuştu.
‘İŞKENCEDEN OĞLUMUN AYAK ALTLARI PATLADI’
Yıldırım, TEM Şubede yaşadıklarını ise şöyle anlattı: “Gençler vardı. Onları tek tek çıkarıp götürüyorlardı. Ne yaptıklarını bilemiyorum. Bize sordukları işte Halfeti’nin şu köyünde çatışma çıkmış, siz bunları tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz. Bahsettikleri köy ile bizim aramızda 50 kilometre var. Bizim köy Bozova’da, onların bahsettiği köy Halfeti’de. Biz niye alındığımızı bilmiyorduk. 3 gün sonra avukat geldi. Bize çatışmanın olduğunu ve bizim bu yüzden şüpheli olarak alındığımızı söyledi. Biz TEM’de hepimiz yan yana değildik. Her oda 5-6 kişilikti. Sorguya götürürken diğerlerinin gözlerini kapatarak götürüyorlardı. Ama beni karanlık odaya götürdüler ve diz üstü oturttular. Sonra bana olayla ilgili soru soruyorlardı. Beni sorgulayanı göremiyordum, çünkü oda kapkaranlıktı. Şu an gözaltında 4 kardeşim, oğlum var. Onların yaraları bizimkinden daha kötü. Benim oğlumun iki ayağının altı da patlamıştı. Bozova Hastanesi’nde dikiş attılar. Sonra TEM’e getirdiler. Onlar da ayaklarına bastılar, dikişler tekrar açıldı.”
‘DOKTOR YÜZÜMÜZE BAKIP BİR ŞEY YOK DİYORDU’
Doktorun işkenceyi görmezden geldiğini anlatan Yıldırım, “Hepimizi otobüse koyup ellerimiz arkadan kelepçeli, başımız koltuğa doğru eğik şekilde 500 yataklı hastaneye götürdüler (Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi). Bir tane doktoru araca getirdiler. Bizi götüren polisler ‘başınızı kaldırın’ deyince, doktor ‘bir şey var mı’ diye sordu. Sonra ‘bir şey yok’ deyip bitirdi. Sonra bizi tekrar nezarethaneye götürüyorlardı. Bizim köyden 19 kişi vardık. Bize hastane rapor vermedi. Sadece Bozova’da bacağımdaki darptan dolayı film çektiler. Ben kalp hastasıyım, 3 defa anjiyo oldum, 3 tane stend var. İki kere kriz geçirdim. Ben hastayım diyordum, onlar bana ‘geber git’ diyorlardı.”
Öte yandan Mehmet Emin Yıldırım’ın Yaylak Jandarma Karakolu tarafından ilçe hastanesine yaptırdığı Genel Adli Muayene Raporu’na “Sol uyluk bölgesinde travmaya bağlı lezyonlar mevcut olup komplikasyon gelişmedikçe hayati tehlikesi yoktur” notu düşülerek Yıldırım’ın anlattığı işkence raporlanmış oldu.
‘BABAM 65 YAŞINDA VE İŞKENCE ETTİLER’
Urfa merkezden gözaltına alınan Ahmet Yıldırım ise, gece yarısından sonra evinin basıldığını, evinde kalan 2 akrabası ile gözaltına alındığını ifade etti. Sadece 3 saat sorguda kalıp serbest bırakıldığını belirten Yıldırım, “İşlemlerden sonra biz 3 kişi bırakıldık. Mehmet ile Ömer’i TEM’e götürdüler. Benim evimdeki akrabalarım hakkında ‘örgütle bağlantıları var’ gibi sorular soruyorlardı. İşte ‘senin ailenin terör örgütüyle bağlantıları var mı yok mu’ bu tür sorular soruyorlardı. Bana herhangi bir kötü muamele yapılmadı. Ama şahit olduğum bir konu var, gözaltındakilerin süre uzatımı için getirildiğini gördüm. Çok dehşet bir şekilde işkence yapıldığını gördüm. Benim 3 kardeşim ve babam içerde. Babam Müslüm Yıldırım, kardeşlerim Kenan, Mustafa ve Abdullah Yıldırım. Kardeşim Abdullah’ın omuzunda darp izi vardı. Kolunda sürüklenme izi vardı. Bizi fazla yaklaştırmıyorlardı. Uzaktan bakabildik. Babam zaten yaşlıdır. 65 yaşında, adam ilaç kullanıyor. İlaçlarını yetiştirmekte bile zorlanıyorduk. Mesela boyun kısmında darp izi var, yani işkence olmuş. Çıktıklarında İnsan Hakları Derneği’nden tutalım neresi olursa olsun yani ilgilenecek kim olursa şikayetlerde bulunacağız. Ben emniyete gideceğim sırada, beni arabamdan indirdiler ve eve çıkarttılar. Evde bulunan kayınbabamla birlikte üç kişiyi aldılar. Ev aramasında hakaret ediyorlardı. Çocuklarımızın gözü önünde hakaret ediyorlardı. Evi dağıtıp talan ettiler. İçerdekilerin sağlık durumları hakkında endişeliyiz. Bağımsız sağlık kurumlarının işkenceyi önleme komisyonlarının bu olay üzerinde durmasını istiyoruz. Biz aileler bu olaydan dolayı çok kaygılı ve mağduruz” dedi.