HABER MERKEZİ
Dil en etkili iletişim aracıdır. Tabi dilin dışında da insanların birbirleriyle iletişim kurduğu zamanlar olmuştur. Fakat insanlığın dil devrimi diğer iletişim araçlarının biraz daha ötesine girmiştir. Anlık refleksler, duygular ve paylaşımlar dil devrimiyle insanların iletişimini hızlandırmış daha anlaşılır ve hataya minimum yer verilmeye başlanmıştır. Toplumsal gelişimde ‘’dil’’ bir anlaşma ve sorunlara çözüm bulma temelinde gelişmiştir. Ek olarak araştırmacılara ve bilime göre insanın en fazla çalışan kaslarından biride dil kaslarıdır.
Yalan: Sosyolojik olarak bir çok tanımı vardır. Ve bu konuda en güvenilir kaynaklar ise yine toplumun kendisidir. Yalana ve yalanın işleniş biçimine göre toplum tepkisini ortaya koyar. Örneğin; çocukluk yalanları vardır, toz pembe yalanlar vardır, sözde yalanlar vardır. Bunlar belki toplum tarafından çok hor görülmezler. Fakat öyle yalanlar vardır ki ne siz söyleyin ne biz söyleyelim biçimindedir. Ve toplumda ayıptır, günahtır, ahlak dışıdır gibi değerlendirmelere götürür. Bunlardan bazıları ise iktidar yalanları, SARAY yalanları, uygarlık yalanları ve benzerleridir. Bu yalanlar toplumların asla affetmeyeceği ve kabul etmeyecekleri yalanlardır. Bundan dolayıda toplumda bir tepkiye ve refleks göstermesine sebep olur. Yani toplumun iğrendiği ve nefret duyduğu türden yalanlardır.
Gel gelelim esas konumuza. Peki, toplumun iğrendiği ve nefret ettiği yalanlar ve yalancılar neden yalan söyler. Yapılan bir araştırmaya göre, ki biz buna toplumun gözlemi diyoruz, yalan ve yalancılar aşırı kıskançlık, saldırganlık, aşağılık duygusu, suçluluk duygusu ve saldırganlıktan kaynaklı yalana yönelirler. Bu şekliyle yalan kendilerini ifade etmenin yolu olur. Kendini bu şekilde ifade edenlerden biride hiç kuşkusuz ki kendisini yakinen tanıdığımız ve yalanlarıyla sürekli gündemdeki yerini koruyan Faşist şef Erdoğan’dır. Faşist şef Erdoğan’ın dil kasları o kadar gelişmiş ki neredeyse vücut geliştirme salonundaki insanlarınkinden daha kuvvetli bir hal almıştır. Ve bu şekilde gelişen dil kaslarıyla çoğu zaman yalanlarını bile yalanlar bir duruma düştüğü çok fazla görünmüştür. Bunu biraz dikkatli takip edenlerin gözlerinden kaçmayacak kadar belirgin bir ayrıntıdır. Yani bu haliyle yalanlarını bile yalanlayarak artık insanları illallah ettirmiştir. Bu durumu da pişkince bir şekilde devam ettirmekten bir an olsun geri kalmıyor.
Aslında faşist şefin bu hali tüm faşist şeflerin hâlet-i ruhiyesinde görünen durumlardır. Hitler nasıl bütün yalanlarının kaynağına Yahudileri koyduysa ve bütün ezilmişliğini Yahudilere bağladıysa şimdiki faşist Erdoğan’da bütün yalanların kaynağında muhalif güçler ve Kürtler var. Saldırganlığının, kıskançlığının altında yatan temel neden ise Önder Apo’ya aşk düzeyinde bağlı olanlardır. Önder Apo’nun fedaileri var. Peki faşist Erdoğan’ın dalkavuklardan ve yanaşmalar dışında neyi var. Adını bile anmak istemediğimiz bir karikatürün Önder Apo’nun bir ordusu var. Benim bir kedim bile yok. Şiirini yazdıran kıskançlık değil midir? Erdoğan resmen kuyruklu bir yalancı ve kuyruklu yalanlarıyla meşhur olmuştur. Erdoğan bütün yalanlarının kaynağına Kürtleri koyarak büyük yalanlarla hedef şaşırtmaktadır. Hadi Kürtler hedefinde ve Türkiye halkları bunun farkında değil. Peki ya Türkiye halklarına söylenen yalanların Türkiye halkları neden farkında değil. Erdoğan’ın yalanlarını sıralamakla bitmez. Fakat en basitinden bir konuşmasında Türkiye’nin herhangi bir yerinde grev varsa oraya o hal kapsamında müdahale edilecek demedi mi? İsteyenler araştırabilir. Ve son olarak yakın zaman öncesinde “Bizim zamanımızda grev mrev kalmadı” diyerek büyük bir yalanı dillendirmedi mi? Bizim zamanımınızda grev mrev kalmadı diyen Erdoğan’ın 3. Havalimanı işçilerinin eylemlerini göstertmedi. 500 işçi gözaltına alındı, tutuklandı. Bugün bir çok yerde işçiler grevde ve grevler devam etmekte.
Yani uzun lafın kısası Erdoğan’ın yalan entrikalarının bir haddi ve sınırı yoktur. Toplum yalansız bir Türkiye ve Kürdistan istiyorsa bu kuyruklu yalanlardan ve kuyrukçu yalancıdan bir an önce kurtulmalıdır. Tabir-i caize kuyruğundan tutup çöpe atmalı. Faşist şeflerinin yanına göndermelidir.
Andok Özgür