HABER MERKEZİ – 17 Aralık 2016’da saat 08:30 sıralarında Kayseri’de Dağ Komando Tugayına dönük eylemi fedai eylem gerçekleştiren Şehit Çekdar Xebat’ın fedai mektubu:
“1990 doğumluyum. Van Özalp, Sarıköy Üçevler mezrasında doğdum. Adım Kasım Yıldırımçakar. Köyde büyüdüm. Yaşadığım ortamın karışık bir sınıf yapılanması vardı. Orta sınıf ve feodal kişilik yapısına sahip bir ortamda büyüdüm. Ailem yurtseverdir. Düşmanın asimilasyon politikaları nedeniyle yurtseverliğini gizlese de, ulusal değerlerine, diline ve Kürtlük değerlerine bağlı bir ailedir. Benim dışımda yakın çevremizde özgürlük saflarına katılımlar vardır.
Hiçbir zaman unutamadığım lanetli 1999 yılı 15 Şubat günü ardından Başkan APO ve mücadeleyi tanımaya başladım. Kendisine “ben de bir Kürdüm” diyen bir insan, bu lanetli günü hiçbir zaman unutmamalıdır. O yıllarda yaşım küçüktü, sistemin okullarında okuyordum. Yatılı ilk öğretim okullarında okudum. Düşman, okullarında 7 yaşından itibaren duyguların, düşüncelerinden başlayarak hiçbir zaman seni sana anlatmaz, kendi çıkarları için eğitip büyütür. İnsanın kendisini tanımasını ve ifade etmesini öğretmez, kendine dair özgüvenini kırar. Kürtlüğe dair hiçbir şeyi dile getirmez. Sende hiçbir irade bırakmadan, hep bir beklentili ruh halini yaratmaya çalışır. Tam bir kışla sistemiyle seni büyütmeye çalışır. Açık bir şekilde belirtebilirim, mücadele saflarında kişilik boyutunda zorlanmalarımın sebeplerinden biri de bu okullarda okumamdı.
Özgürlük Hareketini liseye başladığım dönemde daha çok tanıma gerçekleşti. Halk gerçekliğimiz, mücadeleyi ve gerilla yaşamını daha iyi tanımak için bir arayış ve çaba içerisine girdim. Liseyi okurken özgürlük dağlarına gelebilmek için aktif olmasa da gençlik çalışmalarına katıldım. 2006 yılında Dengtav yoldaşın fedai eylemiyle, derinden etkilediğimi belirtebilirim. Bir fedai yoldaş Kürt halkı için canını patlatarak bedenini paramparça etmişti. Kendime dönüp “ben bu sistem içerisinde ne yapıyorum?” dedim. Katılma azmim gelişti ve ben de katılmak için kararımı verdim. 2006 yılında katılmak istedim ve birçok yol yöntem denedim ama arkadaşlar kabul etmediler. Özgürlük saflarına katılmak istediğimden ailemin de haberi olmuştu. Benim açımdan zorlayıcı bir durum oldu. Hiçbir zaman ailemin baskılarına karşı çıkmamış, onları hep dinlemiştim. Tarihte yakın çevremizde gelişmiş olan Geliye Zilan katliamı, 33 kurşun katliamı vardı, aileye anlam veriyordum. Ama bir Kürt genci olarak vicdani ve ahlaki olarak hiçbir zaman rahat olamıyordum. Onların Kürtlüğe dair yapamadıklarını ben yapmak istiyordum.
En son 2008 yılının son aylarında Özgürlük Hareketine katıldım. Çeşitli alanlarda gerilla faaliyetleri yürüttüm. Yaratılan değerlere ve emeklere sonuna kadar bağlı kalma sözüyle fedai bir bileşimde yer almak istiyordum. Bu nedenle 2013 yılından itibaren TAK saflarında yerimi aldım.
BAŞKANIM;
Size olan sevgi ve bağlılığımı tarif etmek mümkün değil. Sizin bir ömür verdiğiniz ve yoktan var ettiğiniz tüm değerlerin koruyucusu olacağımı, bu değerlerin mücadele gerekçem olduğunu belirtmek istiyorum. Yaşamda kişiliğimde gücüm yettiği kadar anlamlandırmaya, yaşattırmaya, yarattığınız özgürlük değerlerini ve oluşturduğunuz anlamlı yaşamı öğrenmeye çalıştığımı belirtmek istiyorum. Elbette ki, tüm çaba ve emeklerinize karşılık harcadığım bu çabanın yetersiz olduğunu biliyorum. Ancak sizin bir öğrenciniz olarak süreklilik gösteren bir değişim içerisinde, mücadeleyi esas alma gayreti içinde olduğumu açık bir yüreklilikle belirtmek istiyorum. Sizinle, yaşamın ne kadar derin ve zevkli olduğunu öğrendim. Yaşamın insan önüne koyduğu o kadar çok sevgi var ki, aslında yaşamın anlamının bu tercihlerde yattığını, değişimin ve yaratmanın güzelliğini anladım. Kötüyü çirkini, özgürlüğü, şerefi, onuru-düşürülmüşlüğü, cesareti-korkuyu birbirinden ayırt etmek, onlardan doğru olanı tercih etmek, tercih ettiğini etkin hale getirmek büyük bir yürek, üstün bir irade, sonsuz bir inanç ister. İşte bunu her zaman her mekanda gerçekleştiren siz oldunuz. Dolayısıyla tercihiniz benim için, gerekleri eksiksiz ve kusursuzca, ince bir ustalıkla yerine getirilmesi gereken kutsal değerler anlamındadır.
Sizin yarattıklarınızla yaşamaya çalışırken ne kadar değişmiş ve gelişmiş olduğumu gördüm. Sizden güç alarak kendimde yarattığım her değişimin, hayata yeni bir yaklaşımın başlangıcı olduğunu da gördüm. Ve bu başlangıçlar size doğru bir temelde ulaşmanın, bağlanmanın ve anlamanın yollarını önüme koydu. Öncelikle insan olmanın, güzelliğin mutluluğunu öğrendim. İnsanlığın bu güne kadar ne kaybettiğini ve ne kazandığını öğrendim. Onurlu yaşamın ne demek olduğunu fark ettim, öğrendim. Binlerce fedai kahramanla yürümeyi, koşmayı, paylaşmayı, sevgiyi, saygıyı, sohbeti öğrendim Başkanım. Tüm yaşamlarını Başkanlarına adamış, Başkanlarına yürekten bağlı binlerce özgürlük fedaisinin, Başkanlarına yönelik en ufak onur kırıcı yaklaşımlara karşılık cevabının ne derecede yakıcı ve şiddetli olacağını hesaplamayanların zayıflığının ne olduğunu öğrendim.
Başkanım; sizden öğrendiklerim, sizden daha da öğreneceklerim yanında okyanusta bir damla gibidir. Çünkü sizi öğrenmenin, anlamanın ve sevmenin sonu yoktur.
Önderliksiz Yaşam Bize Haramdır!
Unutmak İhanettir!
TÜM YOLDAŞLARA
Mücadele tarihimizde her bir gün, her bir an şehit yoldaşlarımızın kanıyla kazanılmıştır. Yoldaşlar sizin de bildiğiniz gibi vazgeçemeyeceğimiz, nefes alıp vermek kadar önemli olan değerlerin başında; ahlak, özgürlük, sevgi, saygı, terbiye, yoldaşlığa bağlılık ve değerlere sahip çıkma mecburiyeti geliyor. Hepimizde ahlaklı ve özgür olma savaşını veriyoruz. Gerçek devrimciler en ahlaklı, özgür olan insandır. Devrimciliği, militanlığı derinliklerine yakalamak istiyorum.
Otuz yılı aşan bir zamandır bir halkın şehitlerin kanıyla elde ettiği değerleri, özgürlük çığlıklarını boğmak istiyorlar. Bizim de bu yüzden her zamankinden daha fazla aktifleşmemiz gerekmektedir. Geldiğimiz aşamada içinde bulunduğumuz süreç ve tarihin bize yüklediği misyon, böyle bir güçlü katılımı zorunlu kılıyor. Tarihin bize biçtiği görev ve sorumluluklara, misyona göre yaşamak ve katılım isteniliyor.
En anlamlı yaşam; ölümlü yaşam değil, ölümlerden geçerek yaratılan yaşamdır. Bilge insana, devrimcilere yapılan yönelimleri vicdanım kaldırmıyor. Yoldaşlar, insan saflarda yaşadığına anlam biçtiği zaman, çözümlediği oranda yaşamın zevkine, mutluluğuna, coşkusuna varabiliyor. Bizleri var eden Başkanımızın, yoldaş Zilan’ın yaşama ve yoldaşlığa olan bağlılığına inancım, sevgi ve saygım sonsuzdur. Gerek kadın olsun gerek erkek olsun umudun ne olduğunu hissetme, umudun emekçisi olma kutsal değerlerimizdir.
Zilan, Sema, Beritan, Mazlum, Haki, Kemal ve binlerce fedai yoldaşlarımızın takipçisi olacağımın sözünü bir kez daha yeniliyorum. Hepinizi yoldaşça kucaklıyorum.
Yaşasın Zilan Tarzında Yaşam Gerçekliğimiz!
Başkan APO’suz Yaşam Bize Haramdır!
YİĞİT KÜRT HALKINA
Bu onurlu mücadelede topyekün direnişe katıldığımız bugünlerde, sizin bu sele dönüşen öfkenizde, umutlarınızda ben de tomurcuk olmak istiyorum.
İçerisinden geçtiğimiz bu dönemde TC ordusuna karşı bir siper halinde düşmanımıza büyük cevaplar veriyorsunuz. Yaşanan baskılara karşı direniyor, kendi varlığınızı, değerlerinizi koruyorsunuz. Büyük yüreklilikle Kürdistan’ın kutsal topraklarına bağlılığınızı koruyorsunuz. Başkan için göstermiş olduğunuz sorumluluk, bağlılık çok anlamlıdır. Benim de Önderliğe, yoldaşlığa olan bağlılığım, halkıma olan tutkum böyle bir eylem yapmayı emrediyor. Ancak böyle acılarınızı umutlarınızı bu süreçte zafere, çözüme dönüştürebilirim. Yapacağım bu eylem, sizin gibi değerli bir halk karşısında, verdiğiniz mücadele karşısında hiçtir.
Kahraman bir halkın çocukları fedai olmalıdır. Bir savaşçı olarak borcumu ödemek istiyorum. Bu temelde canımla mücadeleyi zirveleştirmek, şehitlere olan borcumu ödemek istiyorum. Önderliğin yaşamını, Kürt halkının umutlarını garantiye almak ve Başkan APO’nun savaşçılarının ruhunun bir göstergesi olup uluslararası komployu, ihaneti boşa çıkartmak istiyorum. Bu temelde yüreğimin yankılanan özgür sesiyle Kürt halkının aydınlarını ve sanatçılarını daha gür bir mücadeleye davet ediyorum. Bütün gençleri Başkan APO etrafında kenetlenmeye ve erdemli bir insan olmaya yaraşır bir şekilde katılmaya çağırıyorum. Halkıma layık biri olacağım için çok mutluyum. Mazlumların, Zilanların, Beritanların, Semaların aşkıyla değerli halkıma layık olacağım, intikamlarını alacağım için çok mutluyum. Hepinizi içtenliğimle kucaklıyorum.
Yaşasın Başkan APO!
Yaşasın Özgürlüğümüzün Yaratıcıları Olan Şehitlerimiz!
ÖZGÜR KADIN YOLDAŞLARIMA Değerli yoldaşlar;
kadının cinsel bir metaya dönüştürüldüğü, cinsiyetçi toplum anlayışının egemen olduğu günümüz dünyasında özgürlük dağlarına gelerek yitirilmiş kadın özünü arıyorsunuz. Kadının yitirdiği dünyaya sizler özgürlük adımlarınızla ulaşmaya çabalıyorsunuz. Kadın hareketimiz özgürlük için fedakar bir mücadele yürütmektedir. Bu mücadele, dünya kadını için de mücadele azmi olacaktır. Kazanmamız sadece ezilen bir cins mücadelesinin kazanması değildir, aynı zamanda bir toplumun da kazanması anlamına gelmektedir yoldaşlar.
Egemenliğin genleri şu ya da bu düzeyde, Kürt erkeğine, Ortadoğu erkeğine bulaştı. Bunu mücadelemiz biraz kırmayı başardı. Beyin olarak özgürlüğün ve eşitliğin arayışına yeni yeni girmekteyiz. Kadın yoldaşlarım; elbette sizlerle, güzel bir yaşamın ne olduğunu anladım. Zilanların, Semaların, Beritanların, Sara Yoldaşların yoldaşı olmak en büyük mutluluktur. Kutsal tanrıça yoldaşlarla yaşamak, aynı saflarda mücadele etmek benim açımdan en değerli günler ve yıllara dönüşmüştür. Açıkça ve samimiyetimle ifade edebilirim. Elbette birbirimize karşı eksiklik ve yetersizliklerimiz çıkmıştır. Mutlaka birbirimizi anlamakta yetersiz olduğumuz da olmuştur. Yoldaşlar biraraya geldiği zaman, yapacağı tartışmada birbirlerini iyi dinleyip anlamalıdır. Bir yoldaşını dinlediğin zaman en büyük saygıyı ve sevgiyi veriyorsun. O zaman birbirini anlayabilirsin. Sistem kişiliğindeki erkeğin kadına bakış açısı bilinmektedir. Bazı şeyleri yazmak istemiyorum. Çünkü sizlere karşı o yazacağım harfleri yazamam. Eksik kalacağı için sizlere layık göremiyorum.
Bu eylemimle Zilan komutasında yürüyen bir emir eri olmak istiyorum. Sizlere olan bağlılığımı ancak eylemimle selamlıyorum.
Yaşasın Reber APO!
Başkan APO’suz Yaşam Bize Haramdır!
Yaşasın Zilan Tarzında Özgürleşen Kürt Kadını!
Kahrolsun Her Türlü Egemenlik!
SEVGİLİ AİLEME;
Başta selam ve saygılarımı anne, baba ve kardeşlerime, tüm akraba ve tanıdığım dostlarıma gönderiyorum. Mutlu ve sağlıklı olmalarını diliyorum. Uzun bir süre oldu sizlerden ayrıldım. Bu zaman zarfında sizinle birebir görüşme imkanım olmadı. Burada yazacağım bir çok şeyi sizlerle birebir tartışarak paylaşmak isterdim. Belki de oğlunuza daha çok anlam verirdiniz. Yine de anlam vereceğinize içtenliğimle inanıyorum.
Değerli ailem, bir çocuk için anne babanın verdiği terbiye, terbiye etme yöntemi, eğitimle çocuklukta kazandırılan özellikler çok önemlidir. Kürdistan koşullarında zorlu koşullarda büyüttünüz beni.
Değerli ailem öncelikle yapacağım eylem için hiç üzülmenizi ve ağlamanızı, yas tutmanızı istemiyorum. Yapacağım fedai eyleme anlam vermenizi istiyorum. Belki düşman medya yoluyla farklı yansıtabilir. Ama inanın eğer beni tanımışsanız, bu benim kararımdır. Ben örgütü fedai eylem için zorlamışım. Kesinlikle mücadelemizden kopmayın. Tam tersine daha çok çalışmanız gerekir. Bunu da bilmenizi isterim ki, fedai eylem yapmak için benim gibi binlerce kadın ve erkek yoldaşlarım var. Mutlak örgüt sizlerle tartışır.
Değerli annem bana verdiğin emekler ve değeri hiçbir zaman unutmadım. Hep kendi içimde canlı tuttum. Eskiden hep “benim tek bir annem var” diyordum ama şimdi, binlerce annelerim ve binlerce yoldaşlarım var diyorum.
Değerli ablacığım, sana birçok şeyi yazmak isterdim. Ama yazmakta zorlanıyorum ve zorlandığım için çok şey söylemeyeceğim. Özgürlük dağlarında senin değerini daha iyi anladım. Kadın yoldaşları görünce senin acını daha iyi anladım. Şimdi anlam veriyorum, biliyorum yardımcı olamadım ve zorla evlendirildin. Yardımcı olamadım. Burada kadın özgürlüğüne verilen değeri daha iyi anladım. Ablacığım sana karşı bir özeleştiri borcum vardı, vermek istedim. Harun yeğenime, bir defa olsa da benim yerime sarıl ablam.
Büyüklerin ellerinden öpüyorum, küçüklerin gözlerinden öpüyorum.
Benim sizlerden sadece tek isteğim vardır. Eğer benim cenazem olursa bizim köyün mezarlığına gömmeyin. Çünkü düşmanımızın yaptığı okulun bayrağı orada sallanıyor. Geri kalan devrimcilik yaşamımı düşmanın bayrağı altında yaşamak istemiyorum. Beni Mustafa amcamın evinin yanına gömseniz çok sevinirim. Çünkü orası Newroz bayramlarımızı kutladığımız yerdir. Çok sevinirim. Herkese selamlarım ve saygılarımla.
Yapacağım eylem hepimizin eylemidir yoldaşlarım.
Devrimci Selamlar Saygılar
Çekdar XEBAT