HABER MERKEZİ
“Newroz Kürt halkı için, küllerinden yeniden doğan bir Simurg kuşunu anlatır, Demirci Kawa’nın zalim Dehak’ı yenişini, baharın gelişi ile gökyüzünün kara bulutlardan kurtulup, kendini maviye teslim edişini, umudu ve yaşamı anlatır, özgürlüğü hatırlatır. İşte bundandır ki TC devleti Kürtlerin Newroz’una tahammül edemez. Büyük mücadeleler sonucu bugün binlerin toplandığı Newroz kutlamalarına nasıl bugüne geldiğine bir bakalım.
İşgalci Türk devletin Newroz’a yaklaşımı çoğu zaman Kürt halkına yaklaşımını da ortaya koydu. 1924 yılından sonra yasaklanan Newroz, 1982’de Amed Cezaevi’nde Mazlum Doğan’ın 21 Mart’ı 22 Mart’a bağlayan gece bedenini ateşe vermesiyle bundan sonraki Newroz’ların bir direniş gününe dönüşeceğinin de işareti oldu. 90’lı yıllara kadar Kürt hareketinin güçlü olduğu belli il ve ilçelerde kutlanan Newroz 1990’da kitleselleşmeye başladı. Kitleselleşen Newroz 1991’de kanla tanıştı. 1992’de ise adeta bir katliamın yaşandığı Newroz gösterilerine sahne oldu Bakûrê Kurdistan. O yıllardan bugüne Newroz ne zaman yasaklandıysa ölüm haberleri duyuldu.
1991 NEWROZU’NDA İLK KAN DÖKÜLDÜ
1991 Newroz’u artık politik bir kimlik kazanan Newroz’un ilk kez kitlesel ve yaygın kutlandığı yıl oldu. Devletin buna cevabı da sert oldu. Nisêbin’de Kışla Mahallesi’nde bulunan ilçe mezarlığına giderek şehit düşen PKK’lileri ziyaret eden 7 bin kişi ilçe merkezine doğru yürüyüşe geçince işgalci polis kitleye ateş açtı. Cizre’de yapılan kutlamalara 20 bine yakın kişi katılırken İstanbul, Agirî, Mêrdîn, Adana, Pasur, Hani, ve Amed’de binlerce kişi Newroz’u kutladı. Bir çok kentte işgalci polis göstericilere ateş açtı. Gün bittiğinde bilanço ağırdı: 31 ölü.
1992 NEWROZU: ADETA BİR KATLİAM
1992 yılında Şırnex’ta yapılacak kutlamanın oldukça görkemli olacağını bilen sadece halk değildi. Devlet de durumun farkındaydı ve giderek kitleselleşen, yaygınlaşan ve politikleşen bu güne dair ‘önlem’ almalıydı. 21 Mart akşamı Şırnak adeta bombalandı. 3 gün boyunca çatışmalar yaşandı. Bilanço 12 ölü, onlarca kişi de yaralıydı. 1992 Newrozu’nda Şırnex gibi savaş alanına dönen diğer bir yer de Cizre oldu. 21 Mart günü yapılan kutlamaya işgalci polis saldırdı. 23 Mart günü olaylar sürüyordu. Gazetecilerin kaldığı otel dahi kurşunlandı. İşgalci polisin açtığı ateş sonucu, gazeteci İzzet Kezer hayatını kaybetti. 5 gün sonra 12 bin işgalci asker ve bin 500 işgalci polis ile devlet tek tek ev araması yaptı. Olaylarda resmi rakamlara göre toplam 57, gayrı resmi rakamlara göre ise 94 kişi yaşamını yitirdi. O yıl İdil, Pasur ve Adana’daki Newroz kutlamalarında da çatışmalar yaşandı. Devlet yetkililerine göre, ölenler PKK’li idi. Ölenler arasında yer alan 5 yaşındaki Hatice Katar ve 9 yaşındaki Mehdi Güngen’in PKK’ye ne zaman katıldığını açıklayan ise olmadı. Newroz’u izlemek için Bölge’de bulunan 15 kişilik gazeteci grubunun üzerine de ateş açıldı. Gazeteci İzzet Kezer öldürüldü.
1993, 1994 ve 1995 yıllarında çoğunlukla kapalı salon etkinlikleriyle kutlanmaya başlanan Newroz için takvimler 1996’yı gösterdiğinde salonlar dar geldi. 1996’da Newroz, işgalci polis engellemelerine ve saldırılarına rağmen bir çok kentte kutlandı. Bazı illerde çatışmalar yaşandı. 1997, 1998, 1999 yıllarında da bir çok kentte görkemli mitingler gerçekleşti. Bazen çatışmalar yaşandıysa da ölüm haberleri duyulmadı. 2000 yılında Newroz gösterileri ise izinli kutlandı. Amed ve İstanbul başta olmak üzere pek çok kentte görkemli gösteriler düzenlendi. 2001 yılında Amed’de 500 bini aşkın kişi Newroz’da alanları doldurdu. Bu görkemli gösteri geçen zamanda baskıların Kürtleri daha da fazla bir araya getirdiğini gösterdi.
DEVLET PROVEKE ETTİ
2003 Newroz’u ABD’nin Irak işgali gölgesinde kutlandı. Kutlamalara katılan milyonlarca insan savaşı protesto etti. 2003 Newroz’u Kürtler ve Türklerin bir çok kentte güçlü bir ortaklıkla kutladıkları bir Newroz olarak kayıtlara geçti. 2004 yılında da ‘olaysız’ ve görkemli bir Newroz yaşandı. 2005 yılında ise Mersin’deki bayrak provokasyonu Kürtlere yönelik linç kampanyasına dönüştü. Newroz kutlamaları yine kitleseldi ancak yer yer çatışmalar da yaşandı.
DİRENİŞ ATEŞİ YANDIKÇA SALDIRILAR ARTTI
2008’e gelindiğinde ise yıllardır kısmen olaysız ve izinli geçen Newroz’a yine polis saldırısı yaşandı. Wan’da polis saldırış sonucu Ramazan Dal ve Zeki Erinç hayatını kaybederken, Colêmerg Gever’de ise polis saldırsı sonucu 20 yaşındaki İkbal Yaşar yaşamını yitirdi.
DEVLET KÜRTLERİN ÖRGTÜLÜLÜĞÜNE TAHAMMÜL EDEMEDİ
2009, 2010 ve 2011 Newrozları polis müdahalesinden uzak gerçekleşti. Amed başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında milyonlarca yurttaş sokaklara döküldü. Dillerinde özgürlük şarkıları ve sloganları ile alanları doldurdular. Bu yıllarda gerçekleşen Newrozlar hem Türk ve Kürt emekçilerinin birbirine yakınlaşmasına dair önemli örnekler sundu hem de kitleselliğiyle, Kürtlerin örgütlü gücünün büyüklüğüyle akıllara kazındı. Bu tablo mu etkili oldu bilinmez ama 2012 Newroz’u AKP’nin sertleşen Kürt politikasına bağlı olarak yine yasaklandı ve yine bir kişi yaşamını yitirdi.
Böylesi bir tarihten geliyor Newroz kutlamaları bugün binlerce kişinin hınca hınç alanlara akın ettiği Newroz böylesi yasaklardan ve zincirlerden arınarak bugünlere geldi. Kürt halkının ağzından hiç düşmeyen gerillası ve yeniden yaratılış partisi olan PKK’nin yaratmış olduğu Newroz ruhudur bu. Her gün tekniğini gerillaya karşı savaştıran Türk devleti, kan kaybetmeye devam ederken, Garê’de efsanevi bir zaferin sonucu olarak bu sene Newroz alanlarından zafer ruhu hakim olacaktır hiç şüphesiz. Zafere doğru yürüyen Kürt halkı, gerillası ve kurtuluş partisi PKK’nin hiç olmadığı kadar arkasındadır artık. Kurdistan faşizme mezar olurken, Newroz’un dağlardan şehirlere taşıdığı özgürlük kokusu bütün benliğimizi saracaktır. Direniş bayramı Kurdistan halklarına kutlu olsun! Newroz Pîroz Be!
NC// Avzem Munzur