HABER MERKEZİ
Tüm arayışların, anonim kalan mirasların, nice destanların, mitoloji olarak kalan tarihin, bilinmez tanrıların, tüm gerçek yüzlerini, kaybolmaya, unutulmaya yüz tutmuş insanlığın, tüm yaşamı, hayalleri, dünyası oyunu elinden alınan çocuğun nefesi, yaşam suyu, rengi, kokusu, çalınan doğanın tek umut kaynağı Önderliğim. Tüm varlıkların var olma gerekçesi, bağlılık nedenimiz Zilan’ı Zilan’laştıran, Kemal’i Kemal’leştiren, Egit’i Egitleştiren…
Bizi biz yapan… yaşamımızı yaşanılır kılan, kadın olduğumuzu hatırlatan yüce Önder Apo. Attığımız her adımı, gördüğümüz her bakışı, kokladığımız her çiçeğin, aldığmız her soluğun hissettiren anlamımızdır. Kadının anne karnında olmayan yerini dünyada mekanını bulandır. Nefretlerimizle, sevdiklerimizle, hastalıklarımızla, mücadelemizle bizi tanıtandır. Sara’nın Kavgası’nın onurunu büyütendir. Fani dünyayı bu kadar gerçek kılmak büyük Önderlik ister. Fenni dünyayı bu kadar gerçek kılmak büyük Önderlik ister. Önderliğimizin ütopyasında buluşmamız çocukluğumuzun kahramanlık hayalleridir. Çocukluk hayallerimizle tüm evrende kendimizi aramamız antolojik sevdamız değildir. Tarihi her taşına, toprağına, kemiğine kadar sorgulamamazı arkeolojik merakımız değildir. Her insanı tek tek incelememiz anatomi ilgimiz değildir. Kadını tanımamız, kadın olduğumuzun farkına varmamız ve onun yaşam deryasında kulaç atmamız jinelolojik mesele değildir. Gerillacılığımız da gece gündüzü, yağmurun, karın, sisin, güneşin takipçisi olmamız meteroloji bilgimiz değildir. Tanrıların peşine düşmemiz dindarlığımızdan değildir. Tek rotamız PKK’dir, Önderliğimizdir. Tüm bilimlerimizin, sevdalarımızın, hayallerimizin savaşımımızın esası Önderliktir. Tarihte olduğu gibi iktidarcı egemen zihniyetli tanrı-krallar kendisinden üstün bir güç hiç bir zaman görmek istememiştir, kendilerinkinden yüce güzellikleri hep yok etmek istemiştir. Hep ‘tek’ olan ‘bir’ olan olmak istemişlerdir. Aynı zihniyetler 1999 15 Şubat gününde tekrar tarihin kara yüzleri olarak mühürlerini basmışlardır. Evet, tekrar geldi o mahşeri gün, yer göğün inlediği, isyan çığlıklarının bastırdığı o gün.
Hafızalarda canlandı tekrardan. Denizlerin, Şeyh Sait’lerin idamı, çarmıha gerilan İsa, Işık Bahçelerinden koparılan Mani ve Kafkas Dağlarına yem edilen Prometheus…
Ey güzel insan, bunca yürek seninle çarpıyor, seni bekliyor, belki bir gün, bir gün elbet büyük buluşma devrimini de gerçekleştireceğiz. Sizinle var olan Kürt halkımıza bu devrimi gerçekleştirmek borcumuzdur. Eksik yoldaşlığımızın acısını, zorluğunu, her an yaşıyoruz. Bize veridiğiniz görevleri layıkıyla yerine getirmede eksik kalıyoruz. Bunca zaman verdiğiniz emeklerin, değerlerin, dirilttiğiniz halkımızın hakkını vermekte yetersiz kalıyoruz. Bunca yaratılmış varlık içinde yokluk yaşıyoruz, yaratılmış imkanlarla kendimizi tüketiyoruz çoğu sefer. Bize vadettiğiniz PKK yaşamını korumakta, yaşamakla eksik yoldaşlığımızın özeleştirisinin sahibi oluruz.
Zilan Zana Mardin