HABER MERKEZİ- Mücadele arkadaşları:
“YAŞAM GÜÇLÜ VE YETENEKLİ SAVAŞÇILARIN RUHUYLA GÜZELLEŞİR”
Soykırımcı ceberut Türk devleti, bir asıra yakındır, Kurdistan ülkesinin zenginliklerini sömürmek amacıyla, Kürt toplumuna karşı, tarihsel hafızayı da alt-üst eden soykırımcı, inkarcı, imhacı zulüm ve zorbalığını pervasızca yürütmektedir. Zulmün ve zorbalığın sınır tanımadığı bu kirli saldırılar karşısında, toplumsal değerlerin öz savunma hareketi olarak, Kürt halkının bağrında, Özgürlük Hareketi’nin doğuşu yaşanmıştır. PKK, böylesi bir tarihsel gerçeklik içerisinde çıkmıştır ve bu, bir halkın ulusal özgürlüğü için ahlaki, vicdani ve meşru savaşının gereklerini yerine getirme mücadelesidir. Ve PKK bu savaşı onurluca yürütüyor.
Bu savaşı yürüten kahramanlar, eşsiz anılarıyla anılırlar. Bu yiğit kahramanlar, gönül tapınağında ikonlaşan, güzide kişiliklerdir. Tarih ve toplum, kendi özsel değerlerini manevi dünyasını kahramanlarının anılarıyla inşa etmektedir. Toplumlar ahlaki, politik değerleriyle,kültürleriyle nefes alıp, anlam kazanırlar ve bu anlamda tarihin.doğru yorumlanması gerekmektedir.
Önder Apo’nun “PKK şehitler partisidir” belirlemesi, varlığın gerçekleşmesinin anlatımıdır. Yani PKK’de şehadet varlık gerekçesidir. Varlığa dair miras şehitlerin kanıyla yaratıldığından, toplum özgürlüğünü ölümsüzleşen simalarda görmektedir.
PKK hareketinin ölümsüz şehitlerinden biri de, 2 Temmuz 2010 tarihinde komplo sonucu şehadete ulaşan Diyar Gafur yoldaştır. Diyar yoldaş; yaşam tarzıyla, Apo’cu militan kişiliğiyle, yoldaşlarının yüreğinde yer edinmiş eşsiz devrimcilerden biridir.
“Gitme; gözlerimde kalır yollar. Yüreğinden uzakta, aramıza düşen ayrılığın bir deminde. Hiç çıkmadın ki yüreğimden unutabileyim. Mahsun yüzün, büyük yüreğin ve ruhsal güzelliğin yürek kıyıma vurmakta. Sayısız kederin çöktüğü gözlerin kaldı zamanıma, Güzellikleri; hafızamın derinliklerine düşen bir resim. Yüzün ve ayrılık kahır demiş çığlığım. Bir sözünü mırıldanıyorum kendimle. Yalnız gördüğünde yalnız sanma beni bu derin yalnızlıkta milyonları yaşarım”
Bu sözdeki derin bağlılık, Diyar yoldaşın doğasındaki derviş derinliğinin ifadesidir. Dervişler güzel olanı yaratırlar.
Diyar yoldaş; 1989 yılında tarihin kadim toprağı Şırnak’ın İdil ilçesinde dünyaya gelir. Botan coğrafyasının yurtseverlik kültürüyle şekillenir. Sarsılmaz iradesi, kanaatkar doğası, dervişane özellikleri, bu derin kültürden beslenmiştir.
Diyar yoldaş; soykırımcı faşist Türk devletinin pençesinde kıvranan halkın trajedisini bilir ve bunu asla kabullenmez. Üniversitenin kendisine vereceği verili yaşamı içine sindiremez. Bir derviş gibi hakikatin peşine düşer. TC’nin insanlık dışı yöntemlerine tepki olarak, özgürlük arayışını 2004 yılında PKK ile ilişki kurarak tamamlar. 2004 yılından, 2006 yılına kadar Gabar eyaletinde yarı gerilla, yarı milis olarak çalışmalarını yürütür. Yaklaşık 2 yıl boyunca bütün eylemlere aktif bir şeklide katılır. Halkı örgütler, bilinç kazandırır. Diyar yoldaşın bu alanda devrime büyük katkıları olmuş, halkı devrimci savaşa hazırlamış, öz savunma çalışmalarını oturtmuş, öncü militan görev ve sorumluluklarına harfiyen sahip çıkmıştır.
Diyar yoldaş PKK’nin ideolojisini ve felsefesini benimsemiş, Apocu militan kişiliğiyle yoldaşlarının kalbinde yer edinmişti. Özgürlük ve adalet tutkusuyla dolu olan Diyar arkadaş, birçok eylemde aktif rol aldı. Gabar’a geldiğinde yerinde duramazdı, cıva gibi akışkandı. Her sabah, “heval araziye çıkacağım” deyince çoğu zaman kendisine sitemle karşılık verilirdi. “Biraz otur da yüzünü görelim” esprisiyle karşılaşınca “Sığınaklarda zindanda gibiyim, bırakın da dağda özgürlüğü yaşayayım” derdi. Özgürlüğe sevdalı bir yürekti.
2006 yazında çok sevdiği yoldaşlarından şehit Mazlum Cûdî arkadaşın şehadetinden çok etkilenmişti ve intikamını almak için, şehit Mervan yoldaşla birlikte İdil’in Alanya caddesinde 2 polisin cezalandırılması eylemini gerçekleştirdi. Diyar yoldaşın düşmana karşı takındığı bu devrimci tutum, şehitler gerçeğine yanıtın nasıl olması gerektiğinin ortaya konmasıdır.
“Düşlemek, hüznün ve acının dalgalarıyla sürüklenircesine, yüreğin sevincini, ülkesine sevdalı yiğitlerin ruhuna sığınmak. Kiminden arta kalan, simalarındaki gülüşün büyüsünde, mutluluğun cevherine ulaşmak… Kızıl kanların karıştığı topraktan rengini, kokusunu alan çiçeklerin içinde özgürlüğe koşmak. Ve bir duanın kutsalımsı ayininden tebessümlerini bakmak…”
Gözlerindeki sıcaklığı, yüreğindeki sevgiyi içime gömmeme engel olamamıştı
Diyar yoldaş; 2006 yılının sonbaharında eğitim amacıyla Medya Savunma Alanı’na gider. Mahsum Korkmaz Akademisi’nde ideolojik, örgütsel, askeri, eğitim görür. Bu eğitim sonucu dirayetli bir duruşla tekrardan 2008 yılında Gabar cephesine düzenlemesi olur. Gabar’a tekrar gelişi, bütün arkadaşlarda sevince neden olmuştu. Gerillacılıkta derinleşip yetkinleşmesi, pratik için umut vericiydi. Alana gelir gelmez yarım bıraktıklarını tamamlamanın mücadelesine atıldı. Çalışmaktan zevk alırdı. Bir yerde birkaç saat misafir kaldığında sanki o yerin on yıllık yaşayanı sanılırdı. Kısa bir süre Gabar’da kaldıktan sonra görev alanına doğru yola çıktı.
Diyar arkadaş, duyarlılığı, fedakarlığı, cesareti ve kahramanlığı ile arkadaşlar tarafından çok seviliyordu. 2006 yılında şehit Seyit yoldaşla birlikte kaldığı sığınak düşman tarafından ablukaya alındığında, Diyar arkadaş eşsiz bir direniş sergiler. Bu kahramanca direniş sonucunda Seyit yoldaş şehit düşerken, Diyar arkadaş mucizevi bir şekilde hayatta kalır. Seyit yoldaşın şehadeti Diyar arkadaşta derin iz bırakır… Bu nedenle 2009-2010 kış mevsiminde Gabar’da kaldı.
Güzel esinler, güzel düşünüşün, düşleridir. 8 Mart dünya emekçi kadınlar günü vesilesiyle yapılan bir törende, şehit Nazlıcan arkadaşın çaldığı flüt eşliğinde bize güzel bir şiirini okumuştu. Diyar yoldaş, dervişane ruhu, naif ve ince düşünceleriyle yoldaşların sevgisini kazanmış ve güzel şiirleriyle yüreklere dokunmuştu. Aynı zamanda kendine özgü özelliklere sahipti. Onu farklı kılan ondaki derin yaşam aşkıydı. PKK’de yaşadığı her an’Sa büyük anlam yüklerdi. Mütevazi, saygın, saygılı, ermiş özelliklere sahipti.
“Hasretin vakti yoktur, ondandır hasretin vakitsizliği. Hasret gülüşüne dairdir. İşte o vakit derin bir yolculuğun, serüvenine tutulur yürek. Anılardaki yüzün şimdi, süzülür bakışlardan, işte o acının devinimi olan gözyaşları bir sığınağı arar. Kim demiş; devrimciler ağlamaz diye. Duygular kalp çarpıntısını hızlandırır. Ölümüne o anda çırpınırsın. Sessiz bir çığlık kopar, derin düşüncelere gömülürsün. Bir dile gelebilseydi yürek, gerçek hissin kutsallığında anlatabilseydi Diyar Gafur yoldaşı…”
Saatler süren bir yürüyüşün ardından, Dîcle Nehrinin kıyısına ulaşmıştık. Görev gereği ayrılık vakti belirmişti. Gecenin karanlığı, ayrılırken, gözlerindeki sıcaklığı, yüreğindeki sevgiyi ve yüzündeki gülümseyişi, içime gömmeme engel olamamıştı. Başarı dilekleri ve sıcak bir kucaklaşmanın ardından, tokalaşan ellerimiz birbirinden ayrılmıştı. Gecenin karanlığında silüeti yitip gidene dek ardısıra baka kalmıştım. Gecede kalbim hüznü ve umudu bir arada yaşıyordu. Diyar Gafur yoldaşı bir daha görecek miydim?
“Tedirgin bir yürektir, gecenin tenhasına ses olan. Çiçeğin, kuşun, ağız dolusu gülüşün, özlemi içimi sarar. Gözyaşlarım yitikliklere dairdir. Bir volkan, bir sel gibi, sığmaz kalbim göğüs kafesime, gözlerin bulur suskunluğumu, dalıp giderim çok uzak yolları geride bırakarak. Gidişin çıplak bir gerçek, düşün benden kaçtığı demdir. Ölüm tatlı bir uyku mudur? Yoksa bilinmez yeni bir serüven mi? Kim bilir, belki de bilinmeyen soruların cevabının sırrıdır ölüm… Yani bilinip, anlaşılırsa sırrı çözülür. Şimdi seni düşünmek, ölümden de ağır. Ölümüne seni sevmiş kalbim, yokluğunun sızısında… Sen de gittin; iyi bir yoldaşın olamadım. Hani yoldaşlar, her zaman, her yerde beraberdirler ya…”
Yezdan Şêr ve Beko’ları lanetleyen Cizîr’a Botan, yeni bir ihanetle yüzyüzeydi. Soysuz ihanet dost maskesini takarak Diyar Gafur yoldaşı komploya çekmişti. Düşmanın yıllardır peşinden koşup şehit düşüremediği Diyar yoldaşı, soysuz ihanet komployla şehit düşürdü.
Diyar yoldaş; eylem yapma amacıyla gittiği Cîzre çıkışı yolunda, pusuya yatan düşman tarafından vurulur. Parti tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, sözde keşfi hazırlayan ve Diyar yoldaşı komplo sonucu pusuya çeken unsur, Îdîl ilçe merkezde Parti tarafından infaz edildi…
Diyar Gafur yoldaş, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin bir simgesi haline geldi.
Anıları ve mücadelesi, gelecek nesiller için ilham kaynağı olmaya devam edecek.
Onun kahramanlığı ve fedakarlığı asla unutulmayacaktır.
Diyar Gafur yoldaşın anısını yaşatmak için hepimize görev düşmektedir. Onun mücadelesini sürdürmek ve Kürt halkının özgürlüğünü kazanmak için bize devredilen bayrağı asla yere düşürmeyeceğimizin sözünü veriyoruz.
Anılarınız güneş sıcaklığında yaşamımızı aydınlatacaktır.
Kaynak: Serxwebûn