HABER MERKEZİ- Yekitiya Ciwanên Welatparêzên Kurdîstan Genel Kordinasyonu gerçekleştirdiği bir basın açıklamasıyla Yekitiya Ciwanên Welatparezên Kurdîstan’ın (Kürdistan Yurtsever Gençlik Birliği) kuruluşunu ilan etti.
YCWK Genel Kordinasyonu, yaptığı açıklamada “Bakurê Kurdistan yurtsever ve devrimci gençliği olarak faşizmi yıkma mücadelesinin final aşamasında bizden beklenen öncülük ve zafer görevlerine Ali Çiçeklerin fedai ruhuyla sahip çıkacağımızı belirtiyor, YCWK(YEKITIYA CIWANÊN WELATPARÊZÊN KURDISTANÊ)’nin kuruluşunu ilan ediyoruz. YCWK’nin kuruluşunu başta Önder APO olmak üzere tüm halkımıza ve yurtsever gençliğe kutluyoruz.” dedi.
YCWK gençliğinin temel mücadele çizgisini ve hedefleri 13 maddeyle sıralanan açıklamada, “Bu temelde tüm Bakurê Kurdistan ve Türkiye gençliğini YCWK çatısı altında bir araya gelmeye, örgütlenmeye, coşku seli ile mücadelede yer almaya ve faşizmi yıkacak direnişçilerin onurunu yaşamaya çağırıyoruz.” denildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
KÜRDİSTAN YURTSEVER GENÇLİĞİ VE DEMOKRATİK KAMUOYUNA;
Kürdistan gençliği olarak üzerinde yaşadığımız, havasını soluduğumuz, varlığımızı sürdürdüğümüz coğrafyanın hakikatini bilmeden hiçbir gerçeğe ulaşamayız. Kürdistan’ın hakikati ise tarihinde saklıdır. İçinde yaşadığımız iktidar sistemi insanlığın görüp görebileceği en büyük hakikat düşmanıdır. Hakikati karartmak temel görevleridir. Günümüz insanını günlük yaşamla meşgul ederek tarihten kopartma taktiği bu siyasetin gereğidir. “Günü yaşa, tarihi unut, hakikatten uzak kal” mekanizması en fazla Kürdistan topraklarında işletilmektedir. Hafızadan silinmiş bir Kürdistan hakikat olmaktan da çıkacaktır. İktidar sisteminin temel stratejisi budur.
Peki Kürdistan’ın hakikati nedir? Nedir anlaşılması gereken? Kürdistanla karartılmak ve karanlığa sürüklenmek istenen gerçeklik nedir? Sormalı ve sorgulamalıyız.
Kürdistan; herhangi bir toprak parçası değildir. Sonradan keşfedilmemiş ya da ansızın ortaya çıkmamıştır. Tarih kadar eskidir. İnsanlığın kök değerleri Kürdistan coğrafyasında filizlenmiş, toplumsallık bu topraklarda mayalanmıştır. Tarihin en büyük devrimlerinden biri olan neolitik tarım ve köy devrimi ana kadın etrafında bu coğrafyada yaşam bulmuştur. Toplumsallığın yarattığı muhteşem inanç, bilinç ve güçle maddi ve manevi tüm insanlık değerlerine ruh verilmiştir. İnsanlığın ruhu halen de bu ilk toplumsallaşma devriminde saklıysa Kürdistan da bunun beşiğidir. Kürdistan toprakları insanı insan yapan iyi, doğru ve güzel tüm yaşam ilkelerinin hayat bulduğu bir yeryüzü cenneti olmuştur. Yeraltı yerüstü zenginliklerinden öte özgür yaşam zenginliklerinin kaynağıdır. Hiçbir yerde yaşam Kürdistan’daki kadar anlamlı ve değerli yaşanmamıştır. Binlerce yıl adeta bir ana nehir yatağı gibi tüm insanlığı beslemiş, özsuyu olmuş ve bugünlere gelinmesini sağlamıştır. İnsanlık eğer halen insan kalabilme onurunu yaşayabiliyorsa, toplumsallığını koruyabiliyorsa ve iktidarcı sistemin her türlü saldırısına karşı ayakta kalabiliyorsa bunu Kürdistan’a ve binlerce yıldır üzerinde yaşayan insanlarına borçlu olduğunu unutmamalıdır.
1925 yılından bu yana Kürdistan topraklarında geçerli olan tek kanun vardır; o da soykırımdır.100 yıldır faşist Tc devleti Kürdistan da soykırım siyaseti yürütmektedir. Bu öylesine bir düşmanlıktır ki her şey Kürtlerin yok edilmesi içindir. Hükümetler değişir, iktidarlar değişir, devlet değişir fakat Kürt düşmanlığı değişmez. Nemrutları aşan zorbalık, Firavunları geride bırakan zulüm ve baskı, tarihin en despot faşistlerini aratan faşizm Kürtlere bir kader gibi dayatılır. TC’nin Kürt düşmanlığını anlatacak bir söz bulmak imkansızdır. Sadece Kürt insanı değil, Kürdün tarihi de, kültürü de, dili, kimliği, gelenekleri de, ağacı, taşı, toprağı da imha edilecek birer düşman olarak görülür.
TC demek; en iyi Kürt ölü Kürt demektir.
TC demek; herkesin varlığını Türk varlığına armağan etmesi, etmeyenlerin ise Türklere itaat etmesi için her türlü katliam, talan, vahşet ve barbarlıkla karşı karşıya kalması demektir.
TC demek; kendisine, diline, kültürüne, toplumuna, doğasına, insanı insan yapan değerlere ihanet etmemiş tek kişinin bırakılmaması demektir.
TC demek; yasak, imha, inkar, işkence, ölüm, acı, onursuzluk, ihanet ve soy değerlerini ayaklar altına almak demektir.
Şeyh Saitlerden, Seyit Rızalardan bu yana TC faşist soykırımcı devletinin karartılamayacak hakikati de budur.
Kürdistan halklarına giydirilmek istenen bu onursuzluk ve kölelik gömleği Önder Apo’nun çıkışıyla paramparça edildi. Önder Apo Kürdistan’daki baş aşağı gidişi durdurdu. Yaşayan bir ölüden farksız hale gelen Kürt insanını yeniden yarattı. Bilinç kazandırdı, iradeli hale getirdi, ruh verdi. Özgür yaşamayı, özgürlük için mücadele etmeyi en değerli yaşam ilkesi haline getirdi. Tc soykırımcı faşizmine karşı yenilmez bir direniş mücadelesinin fitilini ateşledi. Tarihin en büyük devrimcilerinin imreneceği fedai savaşçılar ordusunu örgütledi. Hiç kimsenin adını bile söyleyemediği bir ülkenin özgürlük savaşını yarattı. Önder Apo’nun can yoldaşlarından Kemal Pir’in de vurguladığı gibi TC’ye öylesine bir kazık çakıldı ki 50 yıldır çıkarmaya çalışan bir bir tarihten silinmektedir. Tarihin en mazlum halkı Önder Apo önderliğinde tam 50 yıldır tarihin en zalim faşistlerine karşı varlığını özgürce yaşamak için direnmektedir.
Tc faşist soykırımcı devletinin son 8 yılda yaptıkları son 100 yılın özetidir. Biz, Kürdistan yurtsever ve devrimci gençliği olarak yapılanların tek birini bile unutmadık, unutmayacağız. Şêx Saidleri, Seyit Rızaları unutmadık. Tc devletinin süngülediği bebeklerimizi, tecavüz ettiği kadınları, ateşe verip küle çevirdiği insanlarımızı, ülkemizi, ormanlarımızı ve dağlarımızı unutmadık. Bir avuç özgür vatan toprağı için, onur ve şeref için savaşan Kürdistan’ın kızlarına ve oğullarına karşı uyguladığı barbarlığı ve vahşeti unutmadık. Nasıl ki 100 yıl öncesi hatırımızdaysa, son 8 yılda bize ve halkımıza yaşattıkları da tek bir an olsun unutulmamıştır. Beynimizde ve yüreğimizdedir, canlıdır, tazedir, ilk günkü gibi intikam ateşiyle harmanlanmaktadır.
Varlığımız, anlamımız, en değerlimiz, her şeyimiz özgürlük önderimiz Önder APO’nun esaretini, İmralı kayalıklarında her gün öldürmekten beter etmeye çalışan tecridi ve işkenceyi unutmuyoruz. 25 yılın tek bir günü bile hafızamızdan silinmemiş, silinmeyecektir.
Halkımızın en kutsalları olan, onur ve özgürlük için fedaice savaşan gerillalarımızın cenazelerine yapılan işkenceleri unutmuyoruz.
Posta kutularına konulan şehitlerimizin kemiklerine yapılan vahşi barbarlığı, analarının insanlığı ağlatan feryatlarını unutmuyoruz.
Cizre bodrumlarında savaşamayacak durumda olan, yaralı halde onurluca direnen insanlarımızın benzin bidonlarıyla diri diri yakılmasını, Cemile adlı kız çocuğunun 11 gün boyunca buzdolabında saklanan cenazesini, Taybet Ana’nın bir hafta sokak ortasından kaldırılamayan bedenini unutmadık, unutmayacağız.
Kürdistan Özgürlük Gerilları olan Baz Mordem ve Helbest Koçerin’in kimyasal gazlarla boğularak katledilmesini unutmuyoruz.
Cudi’nin, Dersim’in, Lice’nin, Xerzan’ın cennet parçası ormanlarının, ağaçlarının, hayvanlarının cayır cayır yakılmasını unutmuyoruz.
Faşist soykırımcı TC devleti vahşetiyle, pislikleriyle, ahlaksızlık ve barbarlığıyla 100 yıl önceki devlet olabilir fakat ne Kürt halkı ne Kürt kadınları ne de biz Kürt gençleri 100 yıl öncekiler değiliz. Düşmanımızı tanıyarak büyüyor, yetişiyor, bilinçleniyor, kendimiz oluyoruz. Kendimizi tanıdıkça da düşman dehşetinin yaşattıklarının öfkesi, nefreti ve kiniyle olgunlaşıyor, direniş ve mücadele kesiliyoruz.
Bugün faşist soykırımcı düşman en korkunç saldırılarını Bakurê Kurdistan ve Türkiye’de yaşayan Kürt gençliğine doğrultmuş durumdadır. Kürt gençliği çok kirli bir saldırı bombardımanı altındadır. Özel savaş denilen ahlaksız yöntemlerle gençlik zehirlenmek, uyuşturulmak, halkından kopartılmak ve yozlaştırılmak istenmektedir. Halkımızın genç yüreklerine ve beyinlerine dönük sistematik bir saldırı vardır. Gençliği çökertmek için her türlü özel savaş operasyonu 24 saat aralıksız biçimde sürdürülmektedir. Uyuşturucuyla bağımlılaştırma, fuhuş bataklığına sürükleme ve sonuç olarak kişiliğini satılığa çıkarmaya hazır hale gelmiş birini ajanlaştırma en kolay yöntem olarak görülmektedir. Böyle bir genç artık kendi halkının celladı olmak için biçilmiş kaftandır. Bağımlılaştırma, çökertme ve düşürerek insanlıktan çıkartma siyaseti Tc devletinin karakteristik özelliğidir.
Sadece bu da değildir. Kürt gençliği işsizlikle terbiye edilmeye çalışılmaktadır. İşsiz bırakarak devlete muhtaç hale getirmekte, sonrasında bir yem gibi kırıntıları önüne atarak kendine bağlamaya çalışmaktadır. Bugün eğer Türkiye topraklarında ve Bakurê Kurdistan da ekonomik kriz, açlık, yoksulluk ve sefalet varsa bunun tek nedeni devletin soykırım ve işgal amaçlı yürüttüğü savaştır. Ekonomiyi içinden çıkılmaz bir hale sokan bu gerçekliktir. Fakat üç maymunları oynayarak, gerçekleri ters yüz ederek adeta savaşla ekonominin ilişkisini kopartmakta, çirkefçe insanları aldatmaktadır. Üstüne üstlük ekonomiyi bir silah gibi kullanarak Kürt gençlerini teslim almaya çalışmaktadır.
Kürt gençliğine dönük en temel saldırı alanlarından bir diğeri kültürel saldırılardır. Tam bir kültür kırım politikası uygulanmaktadır. Her insan kendi kültürüyle insandır. Kültüründen kopartılan, kültürüne yabancılaşan bir gençlik köksüz bir ağaca benzer. Kürt kültürünü yok etmek için TC devleti tüm imkanlarını seferber etmektedir. Dinlenilen müzikten, izlenilen filmlere, özendirilen yaşam tarzından konuşulan dile kadar tc sömürgeciliği dört dörtlük bir kültürel soykırım rejimi olmaktadır. Son dönemde yurtseverliğin kaleleri olan Bakur şehirlerinde uyduruk, şarlatanlıktan öteye bir içeriğe sahip olmayan sözde festivallerle gençlik özünden boşaltılmaya çalışılmaktadır.
TC faşist soykırımcı rejimi ekonomik, kültürel, siyasi, toplumsal her alanı Kürt gençliğini kendi faşist emellerine alet etmek için kullanmaktadır. Her şey teslim almak içindir. Bu uğurda yeri geldiğinde Kürt genç kadınları Tc soysuz askerlerinin aşk tuzaklarına çekilmekte. Yeri geldiğinde ilkokul çocukları okul önlerinde satılan en tehlikeli uyuşturucu maddelerine rahatlıkla ulaşmakta, yeri geldiğinde de gençler en iğrenç şantaj ve tehditlerle düşürülmeye çalışılmaktadır.
İşte TC soykırımcı faşizminin gerçek yüzü budur. Önder Apo 50 yıllık mücadelesiyle Kürdistan gençliğinde çok önemli bir aydınlanmanın gelişmesine yol açmıştır. Düşmanın her türlü çirkefçe saldırılarına karşı sorgulayan, örgütlenen ve hesap soran bir gençlik kuşağı yaratılmıştır. 50 yıldır Kürdistan Özgürlük Mücadelesi öncüleşen Apocu gençlik mücadelesine şahitlik etmektedir. Apocu gençlik kuşağı bir mücadele mirası olarak bugünlere kadar gelmiştir. Ne düşmanın zorbalığı ne de kirli özel savaş saldırıları Apocu gençliği durduramamış, engelleyememiş, direnişten alıkoyamamıştır.
Gün faşist soykırımcı ve sömürgeci Tc devletine karşı Kürdistan yurtsever gençliğinin meydana çıkma zamanıdır. Şüphesiz yurtsever gençlik mücadelesi ve direnişi asla kesintiye uğramamıştır. Yalnız gelinen aşama itibariyle yurtsever gençliğin faşist düşman saldırılarına karşı her zamankinden daha örgütlü, eğitimli ve eylemli mücadeleye geçmesini zorunlu kılmaktadır. Apocu gençlik mirası faşist Akp-Mhp rejimine ve onun Kürdistan gençliğine dönük saldırılarına dur demeyi emretmektedir.
Bakurê Kurdistan yurtsever ve devrimci gençliği olarak faşizmi yıkma mücadelesinin final aşamasında bizden beklenen öncülük ve zafer görevlerine Ali Çiçeklerin fedai ruhuyla sahip çıkacağımızı belirtiyor, YCWK(YEKITIYA CIWANÊN WELATPARÊZÊN KURDISTANÊ)’nin kuruluşunu ilan ediyoruz. YCWK’nin kuruluşunu başta Önder APO olmak üzere tüm halkımıza ve yurtsever gençliğe kutluyoruz.
YCWK gençliği olarak temel mücadele çizgimiz ve hedeflerimiz şunlar olacaktır;
1)İmralı tecrit ve işkence sistemini parçalayarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamayı en temel mücadele çizgisi ve gerekçesi olarak ele alma,
2)İnsanlığın başına bela olan Akp-Mhp faşist rejimini yıkacak devrimci bir gençlik mücadelesini geliştirme ve öncülük etme,
3)Bakur ve Türkiye deki tüm sol, sosyalist, devrimci ve yurtsever gençliği tüm etnik ve dini kimliklerin özgünlüğü ve zenginliğiyle örgütleme, anti faşist bir direniş cephesinde birleşme,
4) Tüm yurtsever gençliği Önder Apo fikir ve felsefesiyle eğitme, bilinç kazandırma, özgür yaşam ilke ve ölçülerinde derinleştirerek halkına karşı sorumlu örgütlü bireyler haline getirme,
5)Genç kadınları YCWK’nin öncü gücü olarak görme, bu temelde temel görev olarak faşist rejimin özel savaş saldırılarına karşı genç kadınları örgütlemeye seferber olma,
6)Tüm liseleri ve üniversiteleri anti faşist mücadelenin merkezleri olarak ele alarak öğrenci gençliğin 68 devrimci gençlik ruhuyla mücadeleye seferber olmasını sağlama,
7)Faşizmin dizilerle, festivallerle, müziklerle, sportif faaliyetlerle bir özel savaş politikası olarak geliştirdiği kültür kırım saldırılarını teşhir etme, ret etme ve gençliği bilinçlendirerek öz kültürüne dönüşünü sağlayacak sürekli bir mücadele içerisine girme,
8)Faşist rejimin fuhuş, uyuşturucu ve ajanlaştırma saldırılarını bertaraf edecek devrimci bir mücadele geliştirme, gençliğimizi faşizmin kirli batağından kurtaracak devrimci hamleler geliştirme,
9)Faşizmin zulmünün olduğu her mahallede, lisede, üniversitede, köyde ve şehirde YCWK çekirdek örgütlerini yaratma,
10)Faşist soykırımcı rejimi karşı meşru her türlü mücadele yöntemini esas alarak kesintisiz ve sürekli bir direniş çizgisini hakim kılma,
11)Halkımıza ve mücadele değerlerimize karşı geliştirilecek her türlü saldırıya karşı devrimci intikam ruhuyla cevap verme, kesintisiz bir eylem seferberliği içerisine girme,
12)”En büyük güç örgütlü halktır” felsefesiyle faşizmi yıkma mücadelesinde halk serhıldanlarını geliştirme, serhıldanların pratik öncüsü olma,
13)Faşist rejimin ihbarcılarını, ajanlarını ve işbirlikçilerini halk düşmanı olarak görme ve yaşam alanı tanımayarak hesap sorma,
Sonuç olarak tarihi bir mücadele aşamasından geçtiğimizin farkındayız. Faşist rejimin imha saldırılarına karşı yürüttüğümüz varlık yokluk savaşının öneminin bilincindeyiz. Ali Çiçekle tohumları serpiştirilen devrimci gençlik geleneğinin ardıllarıyız. Faşizmin zulmü varsa biz Kürdistan yurtsever ve devrimci gençliğinin de bitmek bilmez enerjisi, baş eğmez direnişçiliği ve faşizmi yerle bir edecek devrimciliği vardır.
Faşist soykırımcı TC rejimine haykırıyoruz; vahşetiniz ve barbarlığınız unutulmayak kadar büyüktür, sizler de YCWK’nin unutulmaz direnişinin büyüklüğünü göreceksiniz. Mücadele mirasımızdan şunu öğrendik; yarına bırakılır yalnız yanınıza bırakılmaz… YCWK olarak bu mücadele bilinci ve intikam ruhuyla faşist saltanatınızı başınıza yıkıp özgür ve onurlu bir yaşamı Önder Apo ile yaşayıncaya kadar durmayacağımızı, bitmeyeceğimizi, eksilmeyeceğimizi görecekseniz. Giderek çoğalan Kürdistan gençlik deryasının direniş seli altında boğulup gidecekseniz.
Bu temelde tüm Bakurê Kurdistan ve Türkiye gençliğini YCWK çatısı altında bir araya gelmeye, örgütlenmeye, coşku seli ile mücadelede yer almaya ve faşizmi yıkacak direnişçilerin onurunu yaşamaya çağırıyoruz.
GENÇ BAŞLADIK, GENÇ BAŞARACAĞIZ…
KAHROLSUN FAŞİST SOYKIRIMCI TC DEVLETİ!
KAHROLSUN HER TÜRLÜ İŞBİRLİKÇİLİK VE İHANET!
YAŞASIN YURTSEVER DEVRİMCİ GENÇLİK DİRENİŞİ!
YAŞASIN YCWK!
YAŞASIN ÖNDER APO!
YCWK GENEL KOORDİNASYONU
17 EYLÜL 2023