HABER MERKEZİ –
“PKK; Tekçi ve yanlı egemen tarihi tekzip ederken, Ortadoğu halklarının alternatif onur tarihini altın harflerle yeniden yazıyor. Kuşkusuz PKK 21. Yüzyılın insanlığı aydınlatan yegane özgürlük romanıdır.”
Ortadoğu’da işgalci TC ve sahadaki çetelerine dönük Kürt Özgürlük Gerillasının verdiği insanlık savaşı yeni bir aşamaya geçmiştir. İngiltere’nin Suriye Özel Temsilcisi Jonathan Hargreaves’in, bugün yaptığı açıklamada ülkesinin, Suriye’nin kuzeyinde Türk ordusuna yönelik saldırıyı kınadığını bildirdi. Türkiye’nin yakın bir dostu ve NATO müttefiki olduğunu belirtti. Bu açıklama Kürt halkına karşı yürürlükteki soykırım konseptinin derinliğini görmemiz açısından oldukça önemlidir. AB’nin başını çektiği TC soykırım destekçisi bu dış klik, yeni Lozan projelerini Kürt jenosidi üzerinde kuruyorlar.
TC cihadist ve narkotik kemerine verilen destek sürekli mültecileştirilen acılı halkların eritilmesi üzerine kuruludur. Seri seri göçmen-mülteci üreten Kapitalist Modernite güçleri, insan kıyımı politikalarını barbarca hayata geçiriyorlar. Yersiz ve yurtsuz bir köksüzlük dayatılıyor insanlığa. Koca Afrika kıtasını bile içindeki insanlarıyla birlikte sömürgeleştirip yutan bu doyumsuz barbarlık insanlığın “i”sini bile ortada bırakmıyor.
Afgan göçmenlerini geçmişte de Kürdistan’a yerleştirme projesi vardı. NATO’nun Erdoğan’a verdiği son Afganistan göreviyle, paralel bir göçmen akını da başlamış durumda. Kürdistan coğrafyasını Kürt halkından arındırarak bu mülteciler projesi için tahsis eden küresel güçler, Kürt soykırım konseptinin hem finansörleri hemde katliamın suç ortaklarıdırlar. PKK’nin tasfiyesi ve terör listelerine alınması, Kürdistan toprağının bu kirli projeye tahsisiyle ilişkili bir durum olarak göze çarpıyor.
PKK’nin Kürdistan coğrafyasında yaşayan halklar için yaşam sigortası olması ve sınırları denetimine alması, bu küresel tasfiye konseptine darbe üstüne darbe vuruyor. PKK’nin her kazanımı halkların kazanımı olduğu gerçekliği, halklar nezlinde gün geçtikçe daha da belirginlik kazanıyor. Mizoijini; Kadın düşmanlık ideolojisinin Ortadoğu’daki temsilcileri bir kadın özgür yaşam partisi olan PKK’nin varlığını sonlandırmak için akla hayale gelmedik uzlaşılara gidiyorlar. TC’de zirve yapan mafya, kadına şiddet vb bunu kutsayan diziler enflasyonu, Türkiye toplumunu “Daişleştirme” projesinin bir parçasıdır. Erdoğan’ın gizli ajandası DAİŞ’in kanlı yasalarıdır. Daişist ajandanın amacı toplumun cariyeleştirmesinin zeminini yaratmaktır. Oluşturulmuş Kürt Hamas’ı da Kürdistan’da bu Daişist projenin aktif yedek gücüdür.
Küresel güçlerin piyonu ve projesi Erdoğan, Ortadoğu halklarının tümünün yaşamını ve geleceklerini hırsızladığı gibi, şimdi de işbirlikçi Kürtler üzerinden Kürdistan’ı da hırsızlıyor. Erdoğan-Barzaniler işbirliğiyle Kürdistan’ın tümünü içine alan bir kolonyalist yapı yaratılmak isteniyor. Rojava sınır hattından başlayarak İran’a kadar uzanan bu kemer inşasına ise KDP, kendisinin denetiminde mikro bölgecikler hayaliyle candan destek veriyor. KDP Kürdistan’ın diğer parçalarında da kendi çıkarlarına endeksli nüfuz alanları yaratmaya can atıyor. Asla gerçekleşmeyecek PKK tasfiyesi üzerine bu hayalleri kuruyor. Bu örülmek istenen ihanet kemeri içinde de KDP, kendi nüfuz alanını oluşturmak istiyor. Bunun için Kerkük, Şengal ve Maxmur’u gözden çıkarmış durumda. YNK içinde önceden oluşturduğu darbe dinamiğini aktifleştirerek bu projeye onuda dahil etmek istiyor. Çin seddine benzer bir Daişist set PKK’nin karşısına örülmek isteniyor. KDP bunu kendisi için tarihi bir fırsat olarak görüyor. Medya Savunma Alanlarını da kapsayan Daişist bir etkinlik alanı inşa etmek istiyor Erdoğan ve KDP kliği. KDP Ortadoğu’da yeni bir görev tanımını kendisi için yazdırmak istiyor. Kürdistan’da oluşturulmak istenen mikro Daişist emirlikleri dengeleyecek bir denge-unsur olarak kendisini küresel güçlere yeniden pazarlıyor KDP. Erdoğan ve Barzaniler Ortadoğu için çok farklı bir denklem hayal ediyorlar.
Efrin ve Serekaniye işgaliyle başlayan ve Güney Kürdistan ilhakı ile devam eden bu sürecin perde arkasında bu küresel ölçekteki yeni Lozan emperyal paylaşım savaşı var. Kürdistan dağları Kabilleştirilmek isteniyor. Afganistan dağları neyse Medya Savunma Alanları da ona dönüştürülmek isteniyor. Medya Savunma Alanlarını Tora Bora’ya çevirmek istiyorlar. TC bu projedeki rolüne uygun olarak Kürdistan’ı yeniden işgale ve talana tabi tutuyor. Ortadoğu’nun hayat damarları olan bu özgürlük alanları için, TC ve Kürt işbirlikçilerinin yaratmaya çalıştıkları model budur. Ama unuttukları bir şey var; Kürdistan dağları onunla özdeşleşmiş şahinlerinin yurdudur asla Taliban-El-Kaide ve DAİŞ yurdu olamaz. NATO’nun yeni paramiliter yapılarının meskeni olamayacak kadar da fedailer ocağıdır Kürdistan’ın özgürlük dağları. İsteyen Erdoğan’ın Afganistan misyonuna farklı bir okumasına sayabilir bu yoğunlaşmayı. İşte PKK bu yeni Lozan’ı amaçlayan ihanet kemerini parçaladığı için bu kadar iç ve dış düşman kazanıyor. PKK’nin tasfiyesi konsepti bu temelde yürütülmek isteniyor. Kürt halkının asıl acil olarak bu hakikati görmesi gerekiyor!
Serdem Amed