Doğaya, özgürlüğe olan aşkı, kararlı ve cesur duruşuyla tanınan YJA Star Askeri Konsey Üyesi Süreyya Aslan (Rojin Gevda) 4 yıl önce binlerce kişi tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Annesi Bahar o günü anlatırken, “Anladım ki ne ben sadece Rojin’in annesi kaldım ne de Rojin benim kızım. Ben Rojin gibi binlerin annesi olmuştum, Rojin artık on binlerin kızıydı” diyor.
WAN – Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi Feraşin bölgesine bağlı Yeşilöz (Hındırunis) köyünde 1978 yılında dünyaya gelen Süreyya Aslan (Rojin Gevda), daha çocukluğunda devlet baskısıyla yüz yüze kaldı. 1989 yılında Van’a göç eden ailesine yönelik baskılar devam etti. Çocuk yaşında dağ yaşamına olan düşkünlüğü ve sevdası ile bilinen Süreyya, ateşten zamanların yaşandığı 90’lı yıllarda yönünü çok sevdiği dağlara verir. Uzun yıllar kaldığı dağlarda YJA Star Askeri Konsey Üyesi Süreyya, 2012 yılında Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Geliye Doski alanında çıkan bir çatışmada yaralandı ve 4 Ekim’de ölümsüzleşti. Geliye Doski alanında arkadaşları tarafından toprağa verilen Süreyya’nın cenazesi, ailesi tarafından alınarak, Şırnak’ın Feraşin Yaylası’nda bulunan sonrasında kendi isminin verildiği kabristana defnedildi.
‘Sen bir hayaldin Çarçela’
Süreyya, 2007 yılında kaleme aldığı Çarçela günlüğünde dağlara ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’a olan özlemini şu sözcüklerle ifade ediyor: “Keşke Önder Apo da burada olsaydı. Senin güzelliğin ve asaletinin, heybetli duruşunda birlikte zaman geçirseydik. Sen benim için bir hayaldin Çarçela, hem benim için hem de sana olan aşklarını daha anlatamayan ve şahadete ulaşan yoldaşlar için. Biz insanlığı, aşkı, yoldaşlığı ve yaşamı Önder Apo’dan öğrendik. Bir yaşam varsa, ya da bir özgürlük varsa bu Önder Apo’yla mümkündür.”
‘Soykırıma teslim olmadı’
Mücadele arkadaşı Emine Erciyes de Süreyya için kaleme aldığı yazısında şunları söylüyor: “Rojîn yoldaş, özgürlük ve direniş ruhunu kendi toplumsal gerçekliğinin tarihsel kökenlerinden alan bir yoldaşımızdı. Onu PKK’ye çeken öncelikle bu tarihsel kökleridir. PKK, özgürlük çizgisini toplumun tarihsel köklerinden aldığı gibi, bugün özgürlük için verilmesi gereken mücadelenin adresidir. Özgürlük ruhu PKK’de somutlaşmaktadır. Ve özgürlüğü arayan herkesin yolu PKK’ye çıkacaktır. Rojîn yoldaşın PKK’yi bulması bu nedenle zor olmamıştır. Daha çocuk denecek yaşta genç olsa da topluma dayatılan yok oluşu ve ihaneti anlayabilecek kadar özgürlük ölçüleri keskindir. Kürdistan’a dayatılan soykırım, Rojîn yoldaşın katıldığı yıllarda en vahşi yöntemlerle halka saldırmaktadır. Doğanın bağrında özgürlüğü tadan bir toplumun kızı olarak Rojîn yoldaş, daha çok küçük yaşta da olsa, toplumuna dayatılan soykırıma ve ihanete telsim olmadığı gibi, direnişe geçmenin gerekliğinin de farkındadır.”
‘Dağlar kızıma benden iyi bakmıştı’
Süreyya’yı PKK’ye katıldıktan sonra 2007 yılında gören anne Bahar Aslan, onu ilk gördüğünde sevinç gözyaşlarına boğuluyor. “Gururluydum dağlar kızıma benden iyi bakmıştı” diyen Bahar, kızını en iyi cümlelerle anlatmaya çalışıyor. Bahar, derin bir iç çekişten sonra Süreyya’yı anlatmaya şöyle devam ediyor: “Rojin sanki dağda doğmuştu ve orada büyüdü. Onunla karşılaştığım zaman aradan yıllar geçmişti. Küçük kızım büyümüştü. Ben ona bakıp ağlıyordum, o ise çok olgun bir şekilde benimle konuşuyordu. ‘Ağlama anne sen binlerce anneden birisin ve görüyorsun ki burada yalnız değilim. Sen de sadece benim annem değil burada binlerce kişinin annesisin’ demişti bana.”
‘Bak ben hala direniyorum’
Süreyya’yı yaralı gören Bahar, kendisine “Bak ben hala direniyorum” dercesine neşeli olduğunu anlatıyor. Kızını fotoğraflarda takip eden Bahar, “Onunla yaşama fırsatım olmadı. Yirmi yıl dile kolay bir ömürdür. Ben aldığım her fotoğraf sonrası kızımın fiziğinin değiştiğini görebiliyordum. Belki fiziksel olarak değişmişti. Cesareti ve her şeye başkaldıran, meydan okuyan gülüşü hiç değişmemişti” dedi.
Süreyya’nın ölüm haberini televizyondan duyduğunu söyleyen Bahar son olarak, “Şahadet haberini duyan dost, akraba ve on binlerce insan o gün Rojin’in cenazesine geldi. Ben de o kalabalığın vermiş olduğu heyecanla anladım ki ne ben sadece Rojin’in annesi kaldım ne de Rojin benim kızım. Ben Rojin gibi binlerin annesi olmuştum. Rojin artık on binlerin kızıydı” ifadelerini kullanıyor.
‘Binlerin gönlünde kahraman oldu’
Rojin ile çocuklukları beraber geçen arkadaşı Ayşe Aslan ise onu şu sözlerle anlatıyor: “Rojin ile yaylada tüm zamanımız beraber geçerdi. Küçükken evcilik oynardık, hayallerimizi bile beraber kurgulardık. Kurduğumuz hayallerde bazen gerilla olurduk, bazen evlenir çocuk severdik. Rojin çok cesaretli bir kadındı. Ben onun gibi cesaretli davranamadım. Rojin binlerini gönlünde kahraman oldu. Onunla gurur duyuyorum.”
‘Erkeğe asla boyun eğmeyen bir kadın duruşu sergiledi’
Kardeşi Mehmet Ali de “Oldukça cesaretli ve aktif biriydi. Her zaman oyunu galibi Rojin olurdu. Erkeğe karşı asla boyun eğmez ve çoğu zaman oyun kurallarını bozan erkeğe karşı mücadele ederdi” diye hatırlıyor.