BEHDINAN – YPS-YPS JIN Koordinasyonu, Newroz vesilesiyle yazılı değerlendirmelerde bulundu.
YPS-YPS JIN’in açıklaması şöyle:
“Kadim tarihten beri Newroz zalim Dehak’lara karşı halklarımızın ortak özgürlük mücadelesi ve direniş ruhu olmuştur. Kapitalizmin çağında Ulus-Devlet sistemlerinin türettiği faşizmin soykırım zihniyeti hiçbir çağda olmadığı kadar, son iki yüz yılda kadim toplumları soykırım dehşetiyle karşı karşıya bıraktı. Özellikle Ortadoğu kadim toplumları en çok bu soykırım dehşetini yaşayan toplumlar oldular. Tarihte insanlığa beşiklik etmiş onlarca otantik kültüre sahip toplumlar, bu soykırım dehşetinin kurbanı oldular.
Ortadoğu toplumunun en kadim otantik kültürüne sahip olan Kürtler, son yüz yıldan beri kendisine dayatılan emperyalist faşist işgalci güçlerin soykırım kıskacında toplum kırımına tabi tutulmuştur. Bilindiği üzere Önder APO bundan 50 yıl önce bir Newroz gününde günümüz Dehak’larına karşı özgürlük mücadelesini başlatmıştı. Önder APO’dan önce Kurdistan’da ölüm sessizliği hakimdi. İşgalciler hayali Kurdistan’ı ve Kürdü Ağrı Dağı’na gömdüğünü, üzerini betonladığını iddia ediyordu. Kurdistan’da Kürtlere dayatılan inkar-imha sürecini ilk fark eden ve bu duruma dur diyen Önder APO olmuştur. Kendine hiçbir inancı, güveni ve iddia umudu kalmayan Kürdün toplumsal gerçekliğiyle, Önder APO mücadeleye başladı. Önder APO’nun bir Newroz gününde özgürlük mücadelesini başlatması kuşkusuz tesadüf değildir. Önder APO’nun Newroz gününde özgürlük mücadelesini başlatması Ağrı Dağı’na gömülen Kürdün yeniden dirilişi oldu. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan yoldaşların Amed zindanında Newroz gününde bedenleriyle tutuşturdukları direniş ateşi, büyüyerek tüm Kurdistan halklarına özgürlük ruhu ve bilincini aşılamıştır.
ÖNDER APO ÖNCÜLÜĞÜNDEKİ MÜCADELE EVRENSEL PARADİGMAYA DÖNÜŞTÜ
Önder APO öncülüğünde faşist işgalci Türk devletine karşı nefes nefese yürütülen 50 yıllık büyük özgürlük mücadelesi, günümüzde Kürt ve Kurdistan sınırlarını aşan, tüm dünya insanlığına öncülük eden evrensel bir paradigma olmuştur. Özünde Önder APO gerçekliği, insanlığın ve toplumsallığımızın var oluşudur. Toplumsallıkla ilgili her ne varsa kutsal ve evrenseldir. Kapitalist modernite çağında tüm toplumsal değerlerimizin ayaklara düşürüldüğü yaşam tarzına karşı, Önder APO bu anti toplum sisteme karşı, özgür toplum ve insan olmada ısrar etti. Özgür toplum ve insanlık değerlerini savunmak, insanlık adına evrensel olduğu kadar aynı zamanda en kutsal mücadele yöntemidir.
DEPREMİN SONUÇLARINDAN SAVAŞ POLİTİKALARI SORUMLU
Önder APO emperyalist hegemon güçlere karşı özgür toplumu ve insanlığı savunduğu için bu hegemon güçler tarafından uluslararası komploya maruz bırakıldı. Hareket ve Halk olarak Önder APO’nun 50. Mücadele yılında uluslararası komploya karşı ‘DEM DEMA AZADİYÊ YE’ özgürlük hamlesini yükseltmeye hazırlandığımız bir dönemde merkezi Bakurê Kurdistan’da gerçekleşen, Suriye ve Rojava alanlarını da etkisi altına alan büyük deprem felaketiyle sarsıldık. On binlerce insanımız hayatını kaybetti. Milyonlarca insanımız yaşanan deprem felaketinde mağdur oldu. Kuşkusuz doğal felaketler yaşanabilecek doğal olaylardır. Yaşanan bu doğal felaketin sonuçlarının bu kadar yıkıcı olmasının tek nedeni faşist işgalci Türk devletinin Kürtlere dayattıkları savaş politikalarının sonucu olduğunu bilmemiz gerekir.
Faşist işgalci Türk devletinin son yüz yıldan beri Kürtlere inkâr-imha temelinde bir savaşı dayatıldığı biliniyor. Kurdistan’da Kürtler söz konusu olunca, işgalci faşist Türk devleti katliam, talan, tecavüz, işkence yöntemlerini sistematik olarak Kürtlere karşı hep uyguladı. Son Bakurê Kurdistan’da yaşanan depremde faşist Türk devletinin Kürtlere karşı nasıl bir soykırım zihniyetine sahip olduğunun açık bir göstergesi olmuştur. Yüz binlerce insanımız halen enkaz altındayken faşist AKP-MHP rejiminin depremin ikinci gününde Kurdistan’da olağanüstü hal ilan etmesi, özünde Kürtleri nasıl bir siyasi soykırımdan geçireceklerinin hesabının sonucudur.
Son günlerde faşist AKP-MHP rejimi halklarımızın yaşadığı ağır deprem felaketini unutturmak, genel seçim gündemiyle var olan gündemi saptırmaya, devlet olarak halka karşı içine girdikleri suç durumunun üzerini örtmeye çalışmaktadır. Türkiye’de derin devlet denilen çeteci olgu, Kürt soykırımında AKP-MHP faşist rejimini bir maşa gibi kullandılar. Kurdistan’da Kürtlere karşı yapılan soykırım savaşında AKP-MHP faşist rejimine her türlü çeteci suçu işlettiler. Türkiye’de Ergenekon denilen çeteci derin devlet yapılanması bundan sonrada Kürdistan’da Kürtlere karşı uygulanan soykırımı AKP-MHP faşist rejimi eliyle sürdürmek istiyor.
SEÇİM SÜRECİ
Bugün Türkiye’de normal koşullarda yapılabilecek bir seçimi AKP-MHP faşist rejiminin kaybedeceğini herkes çok iyi bilmektedir. Türkiye’de içine girilen genel seçim sürecinde faşist AKP-MHP rejiminin yapılacak seçimlere karşı son derece rahat olmaları Ergenekoncu derin devletin AKP-MHP faşist rejimine yeşil ışık yaktıkları anlamına gelmektedir. Faşist AKP-MHP rejiminin kaybedeceği bir seçime girmeyeceğini önemle bilmemiz gerekiyor. Faşist rejim Kurdistan’da zaten olağanüstü hal ilan etmiş, yani Önder APO öncülüğünde Kurdistan’da gelişen devrimci mücadeleyle oluşan yurtsever Kürt halkımızın özgür iradesini olağanüstü hal denilen askeri darbeyle gasp edilmek isteniliyor. Türkiye’de AKP-MHP faşist rejimine karşı güya sol muhalefet adıyla hareket eden altılı masa denilen Millet İttifakı’nın özünde faşist rejimi ayakta tutan bir siyaset izlediklerini devrimci yurtsever halkımızın önemle bilmesi gerekiyor.
Türkiye’nin temel sorununun demokrasi ve Kürt sorunu olduğunu herkesin bilmesine rağmen Millet İttifakı’nın sanki Türkiye’de öyle bir sorun yokmuş gibi bir siyaset gütmesiyle açıkça Türkiye’de AKP-MHP faşist rejiminin yedek lastiği rolüne soyunduklarını önemle bilmemiz gerekiyor. Kürtleri yok sayan inkar-imha rejiminin Türkiye halklarını içine düşürdükleri kaos ve kriz görülmeden hiçbir siyasi hareketin başarı şansı olamaz. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi Türkiye’de derin devlet faşist AKP-MHP rejimine onay vermişlerse CHP’ye düşecek olan buna itaat etmektir. Millet İttifakı içinde yer alan İyi Parti özünde bir kontra partisi olduğunu çok daha önceden analiz edebilmiştik. İyi Parti konusunda fazla söze gerek kalmadan Meral Akşener’in Millet İttifakı’na ihanet pratiğinde görüldüğü gibi, bu kontra partinin, ne zaman nerede bozgunculuk yapacağı belli olmayan bir kontra örgütlenmesi olduğu açığa çıktı.
FAŞİST İKTİDAR DEVRİMCİ MÜCADELEYLE ÇÖKÜŞÜN EŞİĞİNE GELDİ
Tüm Bakurê Kurdistan ve Türkiye halklarımızın bunu önemle bilmesi gerekiyor ki Türkiye’de yüzyıldan beri halklarımıza kan kusturan faşist inkar imha rejimini Önder APO öncülüğünde gelişen radikal devrimci mücadeleyle çöküşün eşiğine getirdik. Bugün Türkiye’de derin devlet faşist AKP-MHP rejimi şahsında bir kaos kriz durumunu yaşıyorsa, 50 yıldan beri Önder APO öncülüğünde gelişen radikal devrimci mücadele sayesinde olmuştur. Bundan sonra da halklarımızı bu ceberut faşist inkar-imha rejiminden tümüyle özgürleştirmenin radikal devrimci mücadeleyle olacağını önemle bilmemiz gerekiyor.
Türkiye’de öyle bazılarının iddia ettiği gibi genel seçimlerle faşist rejimi yıkacaklarını belirtenler ya tarihten bi haberler ya da halkta sahte umut geliştirmeye çalışıyorlar. Yaşanan tarihte doğru dersler çıkarmak kadar önemli bir durum olamaz. Öyle iddia edildiği gibi olsaydı 50 yıllık devrimci mücadelemizde Türkiye’de onlarca kez genel seçimler, erken seçimler olmuştur. Her defasında iktidarlar el değiştirse de faşist inkar imha rejimi maalesef aşılamamıştır. Demek oluyor ki Türkiye’de iktidarların el değiştirmesiyle faşist inkar imha rejimi yıkılamıyor. Burada kuşkusuz devrimci demokratik siyasi mücadelenin önemi büyüktür. Ama maalesef Türkiye’de faşizan inkar-imha rejimi, devrimci demokratik siyasi mücadelenin gelişmesine fırsat vermiyor. Bugün Türkiye’de gerçek anlamda devrimci demokratik siyasi mücadele yürüten HDP öncülüğündeki barış ve demokrasi ittifakıdır. Dikkat edilirse onun için faşist Türk devleti HDP’yi bitirmek için akla ayana sığmayan aşağılık yöntemlerle HDP’ye saldırıyor. Burada bilince çıkarmamız gereken temel konu; faşizme karşı yürütülecek radikal devrimci mücadele belirleyicidir. Faşizme karşı yürütülecek demokratik siyasi mücadele radikal devrimci mücadelenin tamamlayıcısı konumundadır.
ŞEHİTLER ANILDI
Değerli yurtsever halkımız bilindiği gibi Önder APO’nun 50. mücadele Newroz ayındayız. Bu ay özgürlük mücadelemiz açısından hem büyük halk kahramanlarının ortaya çıktığı bir aydır hem de Kürt halkı olarak büyük katliamların yaşandığı bir ay olmuştur. 16 Mart 1988 Halepçe Katliamı halk olarak her zaman yüreğimizde kapanmayan bir yara olmuştur. Yine 12 Mart 2004 Qamîşlo katliamı işgalci egemen güçlerin Kürt halkının yeni katliam fermanıdır.
Özgürlük mücadele tarihimizde ilk şehidimiz olarak bilinen Aydın Gül yoldaşımız bu ayda şehit düşmüştür. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’lardan Zekiye Alkan’lara, Rahşan Demirel’lerden Ronahi Berivan’lara kadar süre gelen bir kahramanlar ordusudur söz konusu olan bu ay. Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın tutuşturduğu Newroz ateşi, büyük gerilla komutanı Mahsum Korkmaz yoldaşın tarihi görkemli direnişine kadar kahramanlık haftası olarak mücadele tarihimize damgasını vurmuştur.
Bu ay aynı zamanda özgürlük mücadele tarihimize damgasını vurmuş tarihi görkemli özyönetim şehir mücadelesinin işgalci faşist Türk devletine karşı, destansı direnişlerinin zirve yaptığı ay olmaktadır. Devrimci Halk Savaşımızın büyük öncü komutanları olan Çiyager, İslam, Xebatkar, Nucan, Çeko, ve Berfin yoldaşlar, yine büyük halk kahramanları olan Mehmet Tunç ve Asya Yüksel yoldaşlar şahsında bu süreçte faşizme karşı tarihi destansı direnişler sergileyerek şehit düşen tüm şehit yoldaşlarımızı büyük saygı ve minnetle anıyoruz.
HAMLEYİ BÜYÜTME ÇAĞRISI
Hareket ve halk olarak Önder APO’nun tarihi 50. Mücadele Newroz yılını büyük başarı bilinci, özgürlük coşkusu ve umuduyla karşılıyoruz. Önder APO’nun öncülüğünde gelişen tarihi 50 yıllık mücadelemiz sonucunda bugün Türkiye’de faşist inkar-imha rejimi AKP-MHP iktidarı şahsında tarihi geri dönülmez bir çöküşün içine girmiştir. Önder APO’nun bu tarihi 50. Mücadele Newroz yılını, faşist inkar ve imha rejimine karşı büyük mücadele yılına çevirmek Önder APO’nun mutlak fiziki özgürlüğünü sağlamak, özgürlük hareketi olarak nihai hedefimiz, iddia ve kararlılığımız olmaktadır. Tüm Türkiye ve Bakûrê Kurdistan devrimci yurtsever halkımızı hareketimizin başlattığı ‘DEM DEMA AZADIYÊ YE’ özgürlük hamlesini, faşizme karşı çok daha güçlü sahiplenmeye ve başarı temelinde yükseltmeye çağırıyoruz.
Bu temelde Önder APO’nun 50. Özgürlük mücadele Newroz’unu, başta Önder APO’ya tüm devrimci yurtsever halklarımıza ve özgürlük mücadelesi veren tüm insanlığa kutlu olmasını diliyoruz.”