“Özlemek bir başka hasreti bağrında taşıyor, bir çok şeye gebe olduğu kadar hasretlerin en büyüklerini yaşatıyor insana”
Şehit Erdal İsyan Arif
HABER MERKEZİ
Haydi dolaşalım yüce dağlarda… Dost beni bıraktın ah ile zarda… Mahsuni’nin İşte gidiyorum türküsünün en çok bu kısmını severdik, hiç eksilmezdi dilimizden bir zamanlar hani… Sazın teli içimizdeki sızıyı çalıyor Arya…Sözü hasretlerin pınarında akıyor şimdi…
Hangi kelimelerle, hangi sözlerle başlayacağımı bilmiyorum hiç biri yetmez çünkü…Hangisi bu tarif edilemez fırtınayı anlatabilir ki? Şimdi gözlerime, gülüşün mühürlendi güzel delikanlı… Bir insan bu kadarda bütünleşir adıyla değil mi…Yüregin Aydın yaşamın Yılmazdı senin… Anılara sarılarak yeniden yaşıyorum paylaşılmış zamanları… Alp dağlarının ülkesine dönüyorum, İsviçre’ye gidiyorum, ilkin oralarda tanımıştık seninle. Özgürlük serüveninde ilk adımlarını attığın yıllardı. Çabucak etkilerdin çevrendekileri engin ruhunun sıcaklığıyla. Öyle ki ilk karşılaşmamızda sanki seni yıllardır tanıyor gibi hissetmiştim kendimi. Her bakışında bir anlam bağırıyordu adeta o kadar derin yaşıyordun ki zamanı en çokta bu güven yaratıyordu dostluklarında. Gençlerle ile iletişimin bu nedenle çok güçlüydü. Sen de insan felsefesine inanarak ilerlemeyi görev bilmiştin. Maneviyatın yitmediğini her dem diri tutulabileceğin ispatıydı senin duruşun. Bir de toprak…Toprağına özlemin ise bambaşkaydı bir yanın buruk bir yanında dirençti. Burukluğun zorunlu gurbetin koşulları iken direncin ise geri dönüşün sarsılmaz umuduydu. Xelilan’lı genç bir gün elbet dönecekti ülkesine…
Kalbin hiç bir zaman Amed’ten ayrılmamıştı ki, sen buradaydın, kalbin ise orada atıyordu… Gençlerle bu sevdanı paylaşmak için her anı fırsat bilirdin. Avrupa’da yaşadıkları yabancılaşmayı, yozlaşmayı onları ne kadar kendi kimliklerinden uzaklaştırdığını onlara kavratabilmek için verdiğin emek devrime iz bırakacak değerler yarattı. Yoldaşlarına olan sevgin o kadar özlü ve saftı ki her birimizin yüreğinde ifade edemeyeceğimiz ve asla kopmayacak bir bağ oluştu Erdal… Özlemin dile gelişi o kadar zor ki, acı, hüzün herşey fırtına şimdi… Sen de bir çoğumuz gibi Şehit Engin Sincer’i Erdal Hevali tanıma onuruna sahip oldun, hepimizde olduğu gibi sen de onun Özgürlük tutkusundan, deryalar kadar büyük yüreğinden ve devrimci önder kişiliğinden etkilenmiştin bundan böyle yaşamında ki klavuzun Erdalca bir yaşamın sahibi olmak olmuştu… Doğrular için her türlü fedakarlığa hazır olacak, devrimi devrim yapan değerler için hiç ödün vermeden savaşacaktın artık… Sen de o kadar anlam kattığın yaşam için, halkın için amansızca direnecektin… Heval Erdal için yaptığımız anmada sessizce akan göz yaşlarını hatırlıyorum, teninde beliren ışıl parıltıların bir yanı acı, bir yanı Yılmazdı yine… Yumruğunu sıkmış dimdik duruyordun, o gün işte sözleştin, o gün Erdal olacaktı yüreğin…
Bir dönem sonra uzun bir süredir ümit ettiğin yolculuğa çıktın, hasretini çektiğin topraklara ve mücadelemizin teminatı olan Özgür Kürdistan dağlarına yol aldın ve şafak vaktinde Güneşi karşılayanların kervanına katıldın. Xelilan’lı genç ülkesine dönüşü gerçekleştirdi…
Orada da çabucak arkadaşların kalbinde yer edindin. Her mektubunda oraların muhteşem doğa harikalarından bahsediyordun senin sözlerin daha iyi anlatır; “çevremizde çınar ağaçlarının yoğunlukta olduğu ve şu an itibariyle yaprakların döküldüğü o sonbaharın en muhteşem görünümü içinde bizim bir parçamız. Diğer yandan üzerimize dikilmiş görkemlilikleriyle Zagros’un etekleri, su sesinin o doğallığı arasında bir yaşam. Burası henüz keşfedilmemiş bir gizemliliğe sahip”
Evet henüz keşfedilmemiş bir gizemliliğin içerisinde, bu gizemi yaşatmak uğruna hunharca saldırılara karşı Yılmaz duruşunla direndin, inkara ve imha’ya karşı İsyan oldun…
Acı, hüzün her şey fırtına şimdi… Gözlerimize, yüreğimize gülüşün mühürlendi…
Vedalaşmıyoruz, çünkü yaşıyorsun bizimlesin, ömrün sonsuzluğa uzandı kalplerimizde…Seni çok seviyoruz Erdal…
Güzel sesin halen kulaklarımda yankılanıyor “İşte gidiyorum… Haydi dolaşalım yüce dağlarda…”
Sazın teli içimizdeki sızıyı çalıyor… Sözü hasretlerin pınarında akıyor şimdi…Bizim tenlerimizde beliren ışıl parıltılar ise sana ve tüm şehitlere andımızdır…
Senin şahsında tüm Kürdistan Şehitlerini saygıyla anıyorum.
Berfîn Dilav