HABER MERKEZİ-
- ÖZGÜR AVZEM’in kaleminden
“Renklerin sesi nasıl duyulur dost
Yaşama denk düşmezse eğer
Notaların gülüşü nasıl duyulur
Dağlara çıkılmadıkça
Rüzgârın savruluşu sorulur mu hiç.”
Komalên Ciwan üyeleri Bişeng Brusk ve Sara Hogir Riha’yı şehadetlerinin 1. yıldönümünde sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. Bişeng ve özgürlük yolunda toprağa düşen bütün Kurdistan özgürlük şehitleri ölümsüzdür. Onlar ölümü yenmiştir. Bizim ölüm anlayışımızda ölümsüzlük vardır. Ölüm bizim mücadelemizde ölmüştür. Ölümden yaşamı yaratmak işte! Onlar hep bizimledir. Yüreğimizde ve bilincimizdedir.
Kendi yaşamını, düşünce tarzını ve felsefesini özgürlük kavgası üzerine kurmuş, özgürlük tutkusu bedenine yerleşen bir şah damarı haline gelmiş, onunla kalkıp oturmuş ve nefes almış devrimcileri anlatmak, hep zor olmuştur. Fakat onlarla bir an bile yaşamak, yürüyüşlerinde yol almak ve amaçlarına ortak olmak kadar, başka bir özgürlük biçimi de yoktur. Tıpkı hayata, gerçeklerden kopmadan bakan Bişeng Brusk yoldaşı tanımak ve özgürlüğü onun soluğunda hissetmek gibi. Bişeng arkadaş en çok anlatılması gereken, fakat anlatmakta da en çok zorlandığımız yoldaşlardan biridir. Her ne kadar yoldaşlık görevi gereği dile getirsek de Şair’in de dediği gibi, anlattıkça eksilen bir anlamdır.
Bişeng yoldaş, diz çökmeyenlerin ve baş eğmeyenlerin diyarı olan Cizîra Botan’da yurtsever bir ailenin çocuğu olarak 1988 yılında İsviçre’nin Lozan kentinde doğdu. Özgürlük hareketi içerisinde daha önce şehit düşen abisi Şehit Brusk’ün ve geniş ailede olan şehitlerin değerlerine sahip çıkma duygusuyla büyüdü. PKK’nin bir gençlik hareketi olduğunu iyi kavrayarak, Eskişehir Üniversitesi’nde okuduğunda, yurtsever gençliğin faşistlere karşı yürüttüğü mücadele direnişine öncülük yapmıştı. Türk devleti kendi üniversitelerini zihniyeti sömürgeleştirme olarak işletirken, Bişeng yoldaş bu yıllarda okul ortamında siyasi arayışı zayıf olan birçok genci örgütlemişti. Türkiye ve Kurdistan gençliğinin devrimci faaliyetleri artmaya başlayınca, Eskişehir Üniversitesi’ne de yansıması güçlü olmuştu. Bu yıllarda PKK’yi daha derinlikli tanıma yönünde mücadele gücü gösterdi. Genç olmanın verdiği duygularla, arayışlarla gerillaya büyük bir ilgi ve merak içerisine girmişti.
YÜREĞİNE DOKUĞUNDUĞU HER ARKADAŞTA DERİN ETKİLER BIRAKTI
PKK’yi biraz daha tanıma ve araştırmada, bu duygular belirleyici olmuştu onda. Daha sonra yurtsever gençlik çalışmaları içerisinde yer alması, kişiliğini ve arayışını tamamlamıştı. Fakat Bişeng için en net olacağı yer ve mekan, dağlar olmalıydı. Bu süre zarfında öncülük misyonunu daha da genişletmek için, gençlik ve genç kadın çalışmalarına katıldı. 2010 yılına gelindiğinde, artık mücadelesini farklı alanlarda sürdürme kararı alarak, PKK’ye katıldı. Partiye militan düzeyde katıldıktan sonra, uzun süre Komalên Ciwan ve Komalên Jinên Ciwan çalışmalarını yürüttü. Bakurê Kurdistan gençliğinin partiye katılmasında büyük emekleri ve etkileri olan Bişeng yoldaş, gençlik çalışmalarına çok büyük bir ciddiyetle yoğunlaştığı, öncülük yaptığı, sorumluluk aldığı özellikleri örnek teşkil edecek denliydi. Bir devrimcinin ilke ve ölçülerine sahip olmanın ahlakını taşıyordu kişiliğinde artık.
Yürek nasıl bilenir? Nasıl özgürlük ve onur nişanesi olur? Nasıl bir halkın özgürlük değerlerine göre yaşar? Nasıl gençleşir? Bir Kürt gencinin hayali ve yaşamı nasıl olur? Kavgada nasıl yiğitleşir? Tüm bu soruların cevabını dağların göğsünde öğrenmişti heval Bişeng. Duygu yüklü bir yürek ve ruh vermişti ona dağlar. Kendi olmanın mücadelesini vermişti. Özgürlük önderliği Önder Apo’nun yetiştirdiği dervişlerden biri olan Dersim’in ölümsüz komutanı Atakan Mahir; PKK’deki arkadaşlığın üçüncü bir kimlik olduğunu söylüyordu. Bişeng yoldaş da yüreğine dokunduğu her bir arkadaşta derin etkiler bırakarak, bu üçüncü kimliği temsil ediyordu.
Üçüncü kimlik aşktı, sevgiydi, güzellikti, bağlılıktı, hakikatti. Zaten PKK’deki yoldaşlığın en temel özelliği de bu değil miydi? Bişeng yoldaş, yoldaşlık ilişkilerinde aşkı yakalamıştı ve aşık olmuştu. PKK tüm güzelliğiyle karşısında duruyordu. O, bu güzel emelleri yüreğinde yaşadı ve yaşattı. Zamanın aynasında yaşama ışık tutan yüreği, bir yoldaşlık ve arkadaşlık duygusuydu. İnsanın iki gözü vardır. Öne bakar, arkası savunmasızdır. O insanın arkasındaki gözleri yoldaşıdır. Yoldaşlık karşılıksızdır. Karşılıklı olmak kapitalizmi doğuran en büyük etkendir. Karşılıklı olmak yok etmektir. Karşılıksız olmak, oluşumdur, oluşturmaktır. Bişeng’deki yoldaşlık, karşılıksızdı. Yoldaşlığı anlayıp, gereklerini dirhem dirhem veriyordu.
DOĞRU BİR PKK MİLİTANININ NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİN EN SOMUT HALİ İDİ
Her bir hücresini verdiği sözle donatan Bişeng yoldaş, her zaman bilgi arayışı, inanç arayışı ve yaşam arayışı içerisindeydi. Kişiliği, özellikleri, yoldaşlığı büyüktü. Kişiliğinde ilgimi çeken en temel özelliği, yoldaşlarına olan cana yakınlığıydı. O kadar arkadaş canlısı birisiydi ki, onunla yeni tanışmak isteyen birisi için, ilk buluşma yeterliydi. Onunla ilk buluşma, edilecek sıcak sohbetlerin başlangıcıydı. Derler ya, ilkler belirleyicidir. Her arkadaşla rahatça alıp verebilen, samimi dürüst bir şekilde güven verebilen bir yanı vardı. Yaşam içerisindeki duruşu, rahat paylaşabilecek, tartışabilecek, çelişkileri çözümleyip, mahkum edebilecek denli, güven veriyordu. Botan gibi Kürt toplumsallığının en saf halini yaşayıp ta bu biçimiyle gençlik çalışmalarını yürütmesi, herkeste hayranlık oluşturmuştu.
Bütün acıların ve şehadetlerin tanığı olarak yaşamak, bir devrimci için çok ağır bir durum olsa da bir o kadar da sorumluluğu ve onuru da kendi içinde barındıran bir durumdur. Emek insanlığın yaradılış serüveniydi. Bu serüvende özgürleşen efsanevi komutanlardan Baran Mawa ve Axîn Dîcle’ye olan bağlılığı yüceydi. Her zaman onlardan aldığı güç, moral ve coşkuyla, halka ve gençliğe ilgisi artmış ve birçok genç Bişeng arkadaşın emeğiyle mücadele saflarına akmıştır. Zamandan süzülen bir yiğitti bakışları. Dağlar kadar büyük olan anıları arkasında bırakan, saf, cesur, güzel ve aşklıydı yürüyüşü. Vicdani ve duygu yönü, yoldaşlarına ve şehitlere bağlılığı, her arkadaşla empati kurabilme yönü, herkese moral, güç veren yönleri, büyük, ısrarlı bir devrimci olduğunun en büyük kanıtıydı. Doğru bir PKK militanının nasıl olması gerektiğinin en somut hali idi. PKK’de zafer kesinleşmişti. Bişeng kesinleşen bu zaferin inancı, morali ve motivasyonuyla hareket edip, yaşıyordu. Ümidi, sevinci, neşesi sonsuz gibiydi. Güler yüzlüydü. İyimserdi ama bu iyimserliği bilgeceydi. Hayatla daima barışıktı. Hayat onun için anlamı büyük bir şeydi.
Sana selam verdi, Güneş ülkesinde yaşayan Medyalı çocuklar Bişeng yoldaş. Her biri şimdi senin etrafında çember ve sen her birinin yanaklarına öpücükler konduruyorsun. Çocuklar göz bebeklerinde saklıyor gülüşünü, sıcaklığını, içtenliğini ve beyazlaşan her bir telinde direniş kokan saçlarını. Beyaz yeleli bir atın üstünde çıkıyorsun karşılarına. Onlara bütün çağların insanlık bilgelerini anlatıyorsun. Onlara önderliği anlatıyorsun. Sonra da senin çok sevdiğin bir türküyü seslendirirler. Türküye eşlik ettiğini hissediyorlar. Ne asil bir duygudur senin yoldaşın olabilmek, diyorlar.
Daha sonra seni izleyip, bir araya gelirler genç kadın ve genç yoldaşların. Sen birçok genç kadın ve Kürt gençliğini, önderlik paradigması temelinde eğittin. Dönemin öncüsünü geliştirme yönünde çok emeklerin oldu. Mizacın, yaklaşımın, yoldaşlaşma bilincin ve hissiyatın genç kadın ve Kurdistan gençliğinin üzerinde derin bir etki bıraktı ve bırakmaya devam edecek.
Yolun bize aydınlık olsun Bişeng yoldaş…
Şehit Bişeng Brusk ve şehit Sara Hogir Riha, 28 Temmuz 2023 tarihinde Medya Savunma Alanlarında şehadete ulaştı.
Kaynak: ANF