KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, şehit düşen KCK Başkanlık Konseyi üyesi Mam Zeki Şengali ve HPG Askeri Komuta Konsey üyesi Atakan Mahir için bir makale kaleme aldı.
HABER MERKEZİ – Bu süreçte Kürt halkının özgürlük mücadelesinde büyük katkıları olan iki büyük dava insanımız şehit düştü. Êzîdîlerin Mâm Zeki’si ve Dersim’deki gerilla mücadelesiyle özdeşleşmiş büyük komutan Atakan Mahir. Her iki arkadaş da KCK Yürütme Konseyi üyeliği yapmıştı. Atakan Mahir şehit düşüğünde hem PKK Merkez Komite üyesi hem de HPG Askeri Komuta Konseyi’nde yer alıyordu. Bu açıdan özgürlük mücadelesinde boşlukları her zaman hissedilecektir. Ancak kişilikleri ve mücadeleleri özgürlük mücadelesini güçlendiren etken olacaktır. Çünkü her şehadet Özgürlük Hareketi’nin karakterini derinleştirmekte ve kapsamlılaştırmaktadır. Türk devletinin bu saldırıları soykırımcı sömürgeciliğe karşı mücadele azmini daha da güçlendirecektir. Bu saldırıların AKP iktidarının sonunu getirme dışında bir etkisi ve sonucu olmayacaktır.
Mâm Zeki’nin ve Atakan Mahir’in yarattığı değerleri ortadan kaldırmak mümkün değildir. Mâm Zeki Kürt halkının mücadelesinin kökleşmesini ve tüm toplumu sarmasını ifade etmektedir. Atakan Mahir ise gerilla mücadelesinde ısrarın ve özgürlük mücadelesini mutlaka başarıya götürme iradesinin Kürt Özgürlük Hareketi’nde sarsılmaz ve yenilmez hale geldiğini göstermektedir. Aslında bu iki karakterde somutlaşan özellikler Özgürlük Hareketi’nin yenilmezliğinin kanıtıdır.
Mâm Zeki, Özgürlük Hareketi ile Avrupa’da tanışmıştır. 1983 yılı ve sonrasında iki defa Önder APO’nun yanına kurye olarak gitmiştir. Kürt Özgürlük Hareketi içindeki çalışmaları ve Önder APO’dan etkilenmesi onu Özgürlük Hareketi’nin büyük bir bağlılıkla on yıllara dayalı mücadele yürüten kadrosu ve militanı yapmıştır. Avrupa’daki ilk PKK tutuklanmalarında yargılananlardandır. Yaşamını son ana kadar mücadelesini bir Apocu olarak sürdürmüştür.
Mâm Zeki’nin Avrupa’da Özgürlük Hareketimizin örgütlemesi ve geniş bir toplumsal tabana kavuşmasında büyük bir emeği vardır. Hemen hemen Avrupa’nın her ülkesinde çalışma yürütmüştür. Toplumun örgütlendirilmesi ve mücadeleye sevk edilmesinde öncü bir kadro olarak görevlerini yerine getirmiştir. Avrupa’daki tüm eski yurtseverler Mâm Zeki’yi yakından tanımışlardır. Bağlılığı, dürüstlüğü, sadeliği ve çalışkanlığı onun en temel özelliği olarak hafızalara kazanmıştır. Özellikle Êzîdî toplumunun örgütlenmesinde, Êzîdî toplumunda özgürlük bilincinin gelişmesinde emeği çok büyüktür. Zaten bu nedenle 1992 yılında oluşan Kürdistan Ulusal Meclisi’nde (KUM) Êzîdî temsilcisi olarak yerini almıştır.
Mâm Zeki’nin en temel özelliklerinden biri de Êzîdîliğin otantikliği ve sadeliği içinde yaşamasıdır. Êzîdîlik onu saçından tırnağına kadar sinmiştir. Êzîdîlik onun kişiliği ve tüm hücrelerine koparılamaz biçimde kazınmıştır. Zaten büyük mücadelesinin en büyük amacı da Êzîdîlerin özgür ve demokratik yaşama kavuşması olmuştur. Bunu da en iyi biçimde PKK ve Özgürlük Hareketi saflarında gerçekleştirilebileceği bilinciyle Özgürlük Hareketi’ne büyük bir bağlılık ve inançla son nefesine kadar mücadele etmiş ve çalışmıştır.
Defalarca Kürdistan dağlarına koşmuş, gerilla mücadelesinin parçası olmuş, bu mücadele içinde birçok görev üstlenmiştir. Özgürlük Hareketi onu defalarca Avrupa çalışmalarına göndermesine rağmen Mâm Zeki Özgürlük Mücadelesi’nin merkezinde, mücadelenin en yoğun bulunduğu alanda bulunmak için her defasında yüzünü Kürdistan’ın özgür alanlarına çevirmiştir. Özgürlük Mücadelesi içinde Yürütme Konseyi üyesi ve KCK Dış İlişkiler Komitesi içinde yer alırken DAİŞ’in Şengal’e saldırması sonrası hiç durmadan Şengal dağlarına koşmuştur. Şengal’de kalan halkın örgütlendirilmesi, zor koşullarda yaşamlarını sürdürmesi çalışmaları ve Şengal’in kurtulması mücadelesinde yer almıştır. Eğer Şengal’in tümü DAİŞ’ten kurtarılmış ve demokratik özerk bir yaşam inşa edilmişse bunda en fazla emeği ve rolü olan Mâm Zeki’dir.
Mâm Zeki, Şengal’deki 4 yıllık çalışması ve mücadelesi ile tüm Êzîdîlerin sevdiği ve saydığı bir Êzîdî halk önderi haline gelmiştir. Sadece Kürt Özgürlük Hareketi’ne sempati duyan Êzîdîlerin değil tüm Êzîdî toplumunun sevdiği ve saydığı önder kişilik haline gelmiştir. Bu açıdan şehadeti karşısında tüm Êzîdî toplumu birleşmiş, Mâm Zekilerine sahip çıkmışlardır. Şu açıktır ki; bundan sonra Şengal’i ve tüm Êzîdxan’daki mücadeleyi, çalışmaları, özgür ve demokratik yaşamı Mâm Zeki’nin özlemleri ve çabası belirleyecektir. Artık Êzîdîxan’daki özgür ve demokratik yaşam çizgisini bundan geriye çekmeye hiçbir çevrenin gücü yetmeyecektir. Mâm Zeki’nin şehadeti Êzîdxan’ın geleceğine yön verecektir. Bunu Êzîdîlerin Mâm Zeki’yi sahiplenmesi göstermiştir.
Atakan Mahir yoldaş daha üniversite yıllarında gençlik mücadelesinde aktif yer almıştır. 1990’lı yılların başında özgürlük mücadelesine katılan binlerce gencin temsilcisi olma karakterinde bir militanlık ve mücadele gücü olmuştur. Bugün Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin temel örgüt, yönetim ve komuta gücü bu yıllarda katılan gençlerden oluşmaktadır. Atakan Mahir büyük bir devrimci coşku ve heyecanla katıldığı özgürlük mücadelesini son nefesine kadar aynı heyecan ve coşkuyla sürdürmüştür. Kürt gençliğinin genç başladık, genç başaracağız, sözünü yaşamının her anında pratikleştiren bir komutan ve bir yönetici olmuştur.
Atakan yoldaş şehit düştüğünde de 20 yaşındaki gençlik ruhu ve heyecanını yaşıyordu. Bu ruhu, heyecanı ve militanlığı bir bilgelik düzeyine çıkartmıştı. Büyük komutan Atakan Mahir bir bilge gençlik duruşuyla mücadele içinde ayırt edici bir yere sahip olmuştur. Önder APO’nun paradigmasını, ideolojik ve teorik gücünü ve bilgeliğini kendi bilinci ve duruşunda somutlaştırmak isteyen bir arkadaştı. Gerçekten de özgürlük mücadelesi içinde yaşadığı zorluklar ve bu zorluklar içinde yürüttüğü mücadele ona genç bir bilge duruşu kazandırmıştı. Önderlik üzerinde yoğunlaşıyor; Önderliğin her sözü ve duruşunu anlama ve kendi kişiliğinin parçası yapmaya çalışıyordu. Sabırlı ve sakin olması; en zor anda bile soğukkanlılığını koruması normal bir durummuş gibi çözüm arama içinde olması temel bir özelliği haline gelmişti. Herkesin yüzü asık ya da üzgün olduğunda bile o her zaman sakin ve sabırlı tarzıyla çevresine güç vermiştir. Çevresine aşılmayacak hiçbir zorluk yoktur, duruşunu yansıtarak en zor dönemde bile moral gücü olmuştur. Bu karakteriye 15 yıldan fazla Dersim’de gerillacılık ve komutanlık yapmış ve Dersim’de mücadelenin gelişmesi ve süreklileşmesinde önemli rol oynamıştır.
Dersim’de Kürdistan’ın her tarafından katılan gençler gerillacılık yapmıştır. Bakur’dan, Rojhilat’tan, Rojava’dan, Başhur’dan katılan gerillalar bile Dersim’e büyük bağlanmıştır. Bunda Atakan yoldaşın Dersim’i ve gerillacılığı sevdiren tarzının büyük etkisi vardır. Atakan yoldaşın komutasında Dersim’de savaşan tüm gerillalar büyük bir güç kazanmıştır. Dersim’de gerillacılık yapmak büyük bir onur, gurur ve moral olma kaynağı olmuştur. Dersim’de gerillacılık gerilla romantizminin en zirvede yaşandığı gerillacılık olmuştur. Gerilla Dersim’de o kadar sevilmiş ve sevdirilmiştir ki Dersim’de gerillacılık yapanlar bir daha oradan çıkmak istememiş; Medya Savunma Alanlarına gelen gerillaların beyni ve yüreği hep Dersim’de kalmıştır. Bu nedenle yeniden Dersim’de gerillacılık yapmayı dayatmışlardır. Gerillacılığın Dersim’de büyük bir coşku, sevinç ve moralle yapılmasında Atakan arkadaşın komutanlığı ve duruşunun büyük payı vardır. Çünkü onun yanında olan moralsiz, çaresiz olmazdı. Hiçbir zorluk insanları yıldırmazdı. Bu açıdan Atakan Mahir’in şehadeti büyük bir kayıp olsa da gerillaya kazandırdığı heyecan, coşku ve moral karakterleri Özgürlük Mücadelesi’nde en güçlü biçimde yaşamaya devam edecektir.
Atakan Mahir, Özgürlük Mücadelesi’nin en değerli ve yetkin komutanlarındandı. Yaşamı bir devrimci ve özgürlük savaşçısı nasıl yaşar ve mücadele eder konusunda örnektir. Kürt gençliği nasıl bir duruş içinde olmalı, yaşamı nasıl anlamlandırmalı konusunda da Atakan Mahir’den alınacak çok önemli dersler vardır. Bu yaşam ve mücadele karşısında gençlerin başka bir yaşam tercihi halka ve ülkeye bağlılıkta eksiklik olarak görülmelidir. Atakan Mahir her zaman en zorlu mücadele alanlarında sorumluluk üstlenme yaklaşımıyla Apocu ve PKK’li devrimci olmanın karakterinin ne olması gerektiğini göstermektedir. Kürdistan devriminin tarzı olan zor koşullarda mücadele edip başarmanın tarzını Atakan yoldaş pratiğinde ortaya koymuştur. Atakan yoldaş zorluklara meydan okuyan, halk deyimiyle tilili çeken bir komutandı. Tüm gerilla komutanları ve gerillalar zorluklara karşı tilili çekerek mücadeleyi yükseltip ne kadar saldırılırsa saldırılsın, düşman hangi imkâna sahip olursa olsun soykırımcı sömürgeciliği yenilgiye uğratacaklardır.
Kürt Özgürlük Hareketi kadroları, militanları, yönetim ve komutanları büyük mücadele vererek Atakan yoldaş gibi kendilerini bilinçlendirip güçlendirerek onların özlemlerini zaferle taçlandıracaklardır.
Mâm Zeki ve Atakan Mahir yoldaşların şehadetleri Özgürlük Hareketi kadrolarını, halkımızın ve özgürlük mücadelesini daha da güçlendirecek özgür ve demokratik yaşama yakınlaştıracaktır.
Kaynak: Yeni Özgür Politika/Mustafa Karasu