BEHDÎNAN- Komalên Jinên Ciwan üyesi Zilan Dersim 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin 11. yıldönümü vesilesiyle Komalên Jinên Ciwan Sitesine konuştu. Konuşmasının başında Rojava Devrimi’ni Önderliğe ve devrim şehitlerine kutlayan Dersim,”Öncelikle 19 Temmuz Rojava Devrimi’ni başta bu devrimin yaratıcıları olan Önder Apo’ya tüm devrim şehitlerine, bu devrimde büyük bedeller veren yurtsever halkımıza ve Tüm Kürdistan halkına kutluyorm.” dedi. Dersim, konuşmasında ” Rojava devrimi sadece Kürt halkı üzerinde değil, dünyadaki halklar üzerinde gerçekten çok büyük bir etki yarattı. Önder Apo’nun fikirleri ve felsefesi, Önder Apo’nun Rojava Kürdistan’da 20 yıllık emeği ve ardından Önder Apo’nun 2012’de burada ektiği meyvenin ürününü verdiğini de biliyoruz. Bu nedenle Önderliğin Rojava halkı, Kürdistan halkı ve genel olarak Kuzey ve Doğu Suriye halkının üzerinde büyük etkisi oldu.” diye belirtti. Aynı zamanda devrimin oluşumunda kadının önemine değinen Dersim, “Toplum tarafından bu kadar dışlanan kadın, değersizmiş gibi görülen kadın bu devrimle birlikte gücünü buldu. Kadının da iradesini tanıdı, kadın fikir sahibi oldu ve kadın fikirleriyle yaşamın çekim merkezi haline geldi.” dedi. Son olarak gençleri ve özellikle de genç kadınlara çağrı yapan Dersim, konuşmasını ” Kadınlar olarak sığınağımız dağdır. Korunduğumuz yer dağdır, kendini tanıma yeri dağdır. Özgürlük arayışındaki tüm genç kadın ve erkeklere çağrım dağlara çıkın. Kendine bir temel oluşturmanın tek yolu gerilla olmaktır. Bu bir devrimdir, bu özgür bir yaşamdır ve Önder Apo’ya sahip çıkmanın yoludur.” diye bitirdi.
Roportajın içeriği şöyle;
Bilindiği üzere Rojava Devrimi temelini ,fikir ve felsefesini Önder Apo’dan almaktadır. Çünkü herkes biliyor ki Önder Apo ilkin Kobanê’ye adımını attı. İlk olarak Kuzey Kürdistan’dan geçince Kobanê’ye geldi. Bunun da devrimde büyük yeri oldu kuşkusuz. Rojava devrimi başladığında Kobanê şehrinde başladı. Kobanê şehri belki çok küçük bir şehirdi ama burası aynı zamanda destanların, kahramanların, vahşi saldırılara karşı durmaksızın savaşan, direnen ve kazanan şehit yoldaşların mekanıdır. Bu nedenle Rojava devrimi sadece Kürt halkı üzerinde değil, dünyadaki halklar üzerinde gerçekten çok büyük bir etki yarattı. Önder Apo’nun fikirleri ve felsefesi, Önder Apo’nun Rojava Kürdistan’da 20 yıllık emeği ve ardından Önder Apo’nun 2012’de burada ektiği meyvenin ürününü verdiğini de biliyoruz. Bu nedenle Önderliğin Rojava halkı, Kürdistan halkı ve genel olarak Kuzey ve Doğu Suriye halkının üzerinde büyük etkisi oldu. Rojava halkı da bu devrimde yerini alırken, mücadelede sonuna kadar rol sahibi oldu ve bu halkın direnişi tüm dünyada kabul gördü. Bu aslında Önderliğin fikridir ki acımasız saldırılarla karşı karşıya kalmış, kimliksiz kalmış bir toplum yaratıyor, yaşamı yaratıyor,
Önder Apo bu çalışmayla çok güzel sonuçlar elde etti. Önder Apo da diyor ki insan bir iş yaptığında, yaptığı işin sonucunu da geri ödemeli. Bu nedenle şu anda Rojava Kürdistan’da yaşanan bu devrim, Rojava Kürdistan’da sürmekte olan bu demokratik özerklik Önder Apo’nun emeğini, şehit arkadaşlarının emeğini, büyük kahramanların emeğinin karşılığıdır. Bu nedenle Rojava Devrimi sadece Kürt halkını değil, tüm dünyayı ve tüm insanlığı etkilemiştir. Çünkü devrim insanların özgürlüğü içindir, iktidar için değil, insanların özgürlüğü için, toplum için, eşitlik içindir. Bu devrim bunun üzerine kuruludur. Dolayısıyla özellikle sistem içinde şiddetle karşı karşıya kalan ve toplum olarak kimliksiz bırakılan bu devrim aslında Rojava halkı için yeni bir hayatın yaratıldığı bir yerdir.
Her zaman yok sayılan kadınlar, Rojava devriminin kurulduğu gün ayağa kalktı ve kadın yapamaz diyen tüm zihniyetlere büyük bir cevap oldu.
Hele ki Rojava Kürdistan’da feodal zihniyetin saldırılarıyla, erkek zihniyetinin saldırılarıyla yüz yüze kalan kadınların bu devrimin içinde yer almaları ve alın teri dökmüleri hem Kürt kadınlarında hem de dünya kadınlarında daha büyük bir etki yarattı. Genç kadınlar devrimin başlangıcından günümüze kadar rol oynamışlardır bu nedenle devrimin her adımında genç kadınlar rol oynamalıdırlar. Toplum tarafından bu kadar dışlanan kadın, değersizmiş gibi görülen kadın bu devrimle birlikte gücünü buldu. Kadının da iradesi tanıdır, kadının da fikir sahibi oldu ve kadın fikirleriyle yaşamın çekim merkezi haline geldi. Aradan yıllar geçtikten sonra bu toplumsallaşma devrimle birlikte kadınların etrafında tekrardan toplanmıştır. Her zaman yok sayılan kadınlar, Rojava devriminin kurulduğu gün ayağa kalktı ve kadın yapamaz diyen tüm zihniyetlere büyük bir cevap oldu.
O kadın bir kez daha gücünü bildi ve ben varım, benim de iradem ve aklım var dedi. Bu sadece silahlı bir güçle değil, silahlı yönünün dünya üzerinde büyük etkisi olduğu doğru. Ama kadınların ideolojik, düşünce ve yaşam gücü oldu. Bir insanla, bir erkekle konuşamayan, bu hayata kendi iradesiyle, kendi fikriyle katılamayan kadın, bugün büyük bir irade haline geldi. Tüm dünyada rolünü oynayan, bugün toplumun öncüsü, bugün gücüyle kimsenin karşı koyamayacağı bir kadın haline geldi. Rêber Apo, kadında var olan gücü ortaya çıkardı. Önder Apo’nun fikriyle bu güç kadınlarda ortaya çıktı.
Biz ilk önce Önderliği tanıdık.
Biz kendimiz bu devrimde çocuk gibi büyüdük, devrim başladığında küçüktük ve çok şey bilmiyorduk. İlk tanıdığımız şey Önder Apo’ydu. Devrimi tanımadan önce Önder Apo’yu tanıyorduk. Yıllardır Önder Apo’nun toplumumuzda oluşturduğu değerleri yurtsever aileler sayesinde insanlar tanımış oldular. Bu bizim için büyük bir çelişkiydi. Önder Apo şimdi nerede? Önder Apo şimdi nasıl? Çocuk olabiliriz ama bu bizim için her zaman bir sorgulama noktası olmuştur. Cevabımızı aldığımızda, Önder Apo’nun cezaevinde, bir adada, düşman baskısı altında olduğunu öğrendiğimizde bu bizde nefret uyandırdı. Büyüyüp bu düşmandan nefret edelim diye çocukluğumuzdan beri kinimizi büyüttük. Hayatı yaratan bir insan bugün neden düşmanın elinde? Özgürlük isteyen bu insan neden tutuklanıyor? Bizim bu sorgulamalarla büyümemiz ve bu devrime katılmamız için temel sorular bunlardı.
Rojava devrimi gerçekleştiğinde bizi çok etkilendik. Eskiden kendi dilimizle konuşamazdık, kendi irademizle hareket edemezdik. Kendi kılık, kıyafetimizle yaşardık fakat bu devrim başladığında kim olduğumuzu, nerede olduğumuzu, dünyanın neresinde olduğumuzu yeni öğrendik. dünya. Kürtlük Kürdistanilik nedir bu hepimiz için bir sorgulama yeriydi. Kobanê savaşında Arın gibi, Gelhat gibi, Zehra, Dilovan, Mahmud gibi Kobanê’de eşsiz savaşlar vermiş, daha nice yoldaşlar, hepsi Rojava’da Rojava Kürdistan ve dünya kadınları için öncü olmmuşlardır.
Bu hepimiz için br hayal gibiydi. Biz de o değere sahip çıkabilmek Önder Apo’nun inşa ettiği değere sahip çıkabilmek ve korumak istedik. Bir değer kurulduğunda, bu değer korunmazsa, her zaman saldırılarla karşı karşıya kalır. Bugün bile Rojava’ya büyük bir kin besleyen Türk devletinin temeli bunun üzerinedir. Önder Apo’nun kurduğu değer, şehit yoldaşların değerine saldırmak istiyorlar.
Egemen bir devlet asla özgür bir toplumun yaşamasını istemez. Bir çocuğun kendi özgür iradesiyle konuşmasını, kendi dilinde öğrenmesini asla istemez. Bunun için Türk devleti işgalini sürdürmek istiyor. Bu nedenle Türk devleti kendi zihniyetini her yere empoze etmek istiyor. Bu yüzden de şzden istenen bu devrime sahip çıkmamız bu değerlere sahip çıkmamızdır. Genç kadınlar ve gençler olarak Rojava’da nice şehit arkadaşlarımız gördük, kahraman yoldaşlar gördük ve bu nedenle önümüzde tek yol var; bizler de bu silahı elimize alıp Önder Apo ve şehitler çizgisinde var olan zulme karşı mücadelemizi güçlendirebilmeliyiz. Çünkü Önder Apo’nun her zaman “Kürdistan halkının yapması gereken kendini koruması ve mevcut saldırılara karşı büyük bir iradeyle mücadele etmesidir” dediğini hepimiz biliyoruz. Çünkü Kürdistan halkı bugüne kadar hep soykırımla karşı karşıya kaldı. Önder Apo, Kürt halkının kabul ettiği kaderi değiştirdi. Yapılmaz denilenleri Önder Apo değiştirdi. Kürtler için kuruyan ağacı Önder Apo tekradan yeşertti. Bugün bütün toplum bu ağacın altında yaşıyor. Burası tutunmamız ve yürümemiz için bir yer.
Bizi hergün öldüren düşmanı neden biz öldürmüyoruz?
Rojava’da savaş başladığında, silaha sarılamadığımızda, kendimizi savunamadığımızda, DEAŞ’ın mevcut saldırılarına karşı koyamadığımızda, bu bize çok acı verdi. Neden kendimizi koruyamıyoruz? Çünkü bize öğretilmedi. Neden o silahları kaldırıp düşmana karşılık vererek kendimizi savunamıyoruz? Çünkü bu silahı nasıl kullanacağımızı bilmiyorduk. Toprağımızın değerini bilmiyorduk. Toprağın bu kadar büyük bir değeri olduğunu bilmiyorduk. Bu kadar şehid gördükten sonra şunu anladık. Bu bir insan olarak benim içimde büyük bir nefret uyandırdı. Neden silahlarımız var ve bunu toprağa gömüyoruz? Neden saklıyoruz? Neden öğrenmiyoruz? Neden kendimizi korumuyoruz? Neden sizi öldüren düşmana karşı parmağımızı tetiğine koymuyoruz? Bizi hergün öldüren düşmanı neden biz öldürmüyoruz? Bu bizim için büyük bir hırs meselesiydi. Kadın olarak inanmamız ve bu devrimde üzerimize düşen rolü oynamamız bizim için temel oldu.
Çünkü genç kadınlar için hep söylenen “yapamazsın, evin sahibi sensin, evdeki rolünü oynamalısın” Kadının gücü ve irade gömüldü. Kadın gömüldü, çarşafların altına gömüldü. Dört duvar arasına gömüldü, mezarlığa gömüldü. Önder Apo bu kaderi değiştirdi. Bir kadın yapabilir, bir kadının büyük bir gücü ve iradesi vardır. Bunu Rêber Apo ortaya çıkardı. Bunun Rojava ve genel olarak dünya kadınları üzerinde büyük etkisi oldu. Bugün Kadın, Yaşam ve Özgürlük sloganıyla eşsiz bir direniş ve mücadelenin yürütüldüğü Doğu Kürdistan’daki devrim de kaynağını Rojava’dan alıyor. Bunu Rojava Devrimi’nden kopuk ele alamayız. Gerçekten de Kürdistan’ın ruhu ortaya çıktı. Bir genç olarak Kürdistan’ın diğre parçalarına geçiyorsunuz ve oranın bir parçası oluyorsunuz. Bir fark yoktur arada çünkü bir Kürt genci olarak ne için mücadele ettiğinizi biliyorsunuz.
Aile sadece annenize, babanıza, kız kardeşinize ve erkek kardeşinize verdiğiniz şey değildir. Biz ailemizi Kürdistan’da bulduk.
Sistemin bize sunduğu bu. Sadece kendini düşün, özel hayatını düşün, aileni düşün. Ama büyük aileyi gördük. Aile sadece annenize, babanıza, kız kardeşinize ve erkek kardeşinize verdiğiniz şey değildir. Biz ailemizi Kürdistan’da bulduk. Büyük ailen kaybolursa, küçük ailen de kaybolur. Büyük aile doluysa küçük aile de doludur. Yıllardır bu gerçekle yüz yüze geldik. O yüzden bu bizim için büyük bir etki. Her şeyden önce toprağımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Her gencin gerilla saflarına katılması ailesini sevmediği anlamına gelmez. Bu katılımlar aynı zamanda aileyi korumaktır. Aile’yi var olan saldırılara karşı korumaktır. Ülkesi için toprağı için katılır. Kısıtlanan yaşam için özgür bir yaşama katkı sağlar. Rojava devrimi de buna zemin oluşturdu. Bu işin kıymetini, Önder Apo’nun 50 yıldır yaptığı emeği milletin elinden alamaz. Çünkü bu işi yapan Önder Apo’nun fikriydi. Biz Kürt gençliği olarak tüm Ortadoğu ve dünya gençliği olarak bu değere sahip olabilmek için öncelikle Önderliğin üzerindeki tecridi kırmalı ve onu fiziki olarak özgürleştirmeliyiz. Çünkü ancak Rojava devrimi Rêber Apo’nun varlığıyla anlam kazanır. Bu devrimin mimarı Önder Apo’dur. Çünkü Önder Apo herkese karşı emek vermiştir. 7 yaşında bir çocuktan 70 yaşında bir anneye kadar Rêber Apo bu insanların için çalıştı. Önder Apo’yu korumak için bu devrime sahip çıkmalı ve Önder Apo’yu fiziki olarak özgürleştirmeliyiz. Çünkü devrimin rengi, devrimin mutluluğu Önder Apo’nun varlığıyla daha da anlamlı. Bu nedenle kadınlar, özellikle de genç kadınlar olarak tekrar söylüyorum çünkü özgürlüğümüzü bulmamızın, irademizi bulmamızın, gücümüzü bulmamızın temel yolu Rojava devrimidir.
Bu bir devrimdir, bu özgür bir yaşamdır ve Önder Apo’ya sahip çıkmanın yoludur.
Bugün savaş tünellerinde yoldaşlarımız kesintisiz bir şekilde savaşmaktadır. Daha arkalarını dönmeden tüm saldırılara karşı inanılmaz bir direnç gösteriyorlar. Bütün bunlar özgür bir yaşam inşa etmek içindir.
Birçok yoldaş şehit olacak ve özgür bir Kürdistan’ı göremeyecek ama önemli olan bir toplum için bir gelecek inşa etmeleridir, bu ülkenin evlatları için bir gelecek inşa etmektedirler. Çünkü Partimiz sadece kendini düşünen bir Parti değildir. Partimiz geleceği düşünen bir partidir. Sadece bugunü düşünmğyor gençlerin, toplumun geleceğini düşünürler. Buna sahip çıkmalı ve bu değeri korumalıyız. Bu değeri korumanın tek yolu var, o da o özgür dağlarda olmaktır. Çünkü halka güç veren, halkın bu devrimi gerçekten alıp özgürlüğe uçmasını sağlayan, halka coşku veren bu dağlardır. Tarihten bugüne kadar hep o dağlara bel bağladık, hep o dağlara güveneceğiz hele hele kadınlar olarak. Önder Apo, “O dağların tepesinden kim inerse insin, dağ kadının yeridir” diyor. Kadınlar olarak sığınağımız dağdır. Korunduğumuz yer dağdır, kendini tanıma yeri dağdır. Özgürlük arayışındaki tüm genç kadın ve erkeklere çağrım dağlara çıkın. Kendine bir temel oluşturmanın tek yolu gerilla olmaktır. Bu bir devrimdir, bu özgür bir yaşamdır ve Önder Apo’ya sahip çıkmanın yoludur.