HABER MERKEZİ- Tarihçi Sedat Ulugana, Kürtlere yönelik en büyük katliamlardan biri olan Zîlan Katliamı’nın pek bilinmeyen fotoğraflarını paylaştı. Fotoğraflar arasında askerlerin katliamdan sonra Wan Gölü’ne eğlenmeye gittiği bir ‘hatıra’ fotoğrafı da bulunuyor
Wan’ın Erdîş (Erciş) ilçesindeki Zîlan Vadisi’nde 12 Temmuz 1930 tarihinde yaşanan katliamın üzerinden 94 yıl geçti. 15 bini aşkın Kürt’ün katledildiği katliamına dair uzun yıllardır çalışma yürüten tarihçi Sedat Ulugana, katliama dair pek bilinmeyen fotoğraflarını paylaştı.
Buğday başakları dahi yok edildi
Katliama dair değerlendirmelerde de bulunan tarihçi Ulugana, katliamı “20’nci Yüzyıl’ın ilk Kürt soykırımı” olarak tanımlarken, Zîlan’ın Katliamı’nın boyutunu ise “Buğday başağı dahi yok edildi” sözleriyle anlattı. Katliamın “Kemalist rejimin planladığı Kürt soykırımının bir parçası” olduğunu söyleyen Ulugana, yaşananların aynı zamanda jenosit olduğunu ifade etti.
94 yıl geçti devlet sır gibi saklıyor
Ulugana, “Jenosidi ‘Ağrı yenilgisinin intikamını kadın ve çocuklardan alan Kemalistler’ başlığı ile duyuran Avrupa ve Amerika basını çeşitli rakamlar vermektedir. Bu rakamlar 10 bin ile 45 bin arasında değişmektedir. Failin kendisi yani devlet ise, 94 yıldır jenoside dair arşivini sır gibi saklıyor. Herhangi bir belge açıklamıyor. Lakin mağdurların ve şahitlerin anlattıkları katliamın boyutlarını gözler önüne seriyor” ifadelerini kullandı.
“Bilinenin aksine Kemalist ordusunun kitle imha silahlarını kullanma tarihinin 1930 yılına kadar uzandığını” vurgulayan Ulugana, direnişçiler Zîlan’a çekilirken onları takip eden uçakların ölüm saçtığını ifade etti.
Sürüleri bile bombaladılar
Ulugana o dönem yaşananları ise şöyle aktardı: “Yere düşen yangın bombaları, düştüğü yerle birlikte direnişçileri ve onlara iltica etmiş olan sivilleri de yakıp kavuruyordu. Cergeşîn köyünden Eliyê Sertîp, Exis köyünden Ozman ve Hêrîşo köyünden Vahdetin Tulmaç, bu bombardımandan sağ kurtulan şahitlerdi. Nitekim dönemin Cumhuriyet gazetesi, ‘Harp bu havalide pek müthiş şekilde cereyan etmekte… Şakiler tayyarelerimizin ateş bombaları altında inlemekte…’ diye yazıyordu. Uçaklar sonra direnişçileri geçip Kürt köylerine yöneliyorlardı. Köylere gökten ateş yağdırıyorlardı. O günleri yaşayan Şahbazar köyünden Ahmet yıldız; ‘Gök kızıldı ve bulutlar ağlıyordu. Gözyaşları ise alev alevdi’ diyordu. Bu mahşerden her canlı nasibini alıyordu. Genelkurmay raporlarına göre ‘Kürtler koyun kılığına bürünüyorlar’ diye davar sürüleri de bombalanıyordu. Bazen de sürülerin üzerine sivri demir parçaları ve iri çiviler atılıyordu. Ondandır bölgede hala iri çivilere ‘golikkuj’ deniliyor.”
Su kuyularına beton döküldü
Zîlan’da 80’e yakın köyün yakılıp yıkıldığını, yine Agirî’nin Panos (Patnos) ve Wan’ın Ebex (Çaldıran) ve Bêgirî (Muradiye) ilçelerinde 26 köyün havadan bombalandığını ifade eden Ulugana, Zîlan Vadisinin bütün giriş ve çıkışlarının kapatıldığını kaydetti. İlk etapta binden fazla Kürt direnişçinin kurşuna dizildiğini dile getiren Ulugana, “Temmuz ayında bazı Kürt köyleri yaylalara çıkmışlardı, bazı Kürt köyleri ise sırtlarını dağlara dayamış, bekliyorlardı. İki yıl önce vefat eden ve katliamda çocuk olan Şebab Kandemir Zîlan’a akan asker selini seyrettiğini söylüyordu ve ’15 binden fazla kadın, çocuk ve yaşlı birbirlerine bağlanarak mitralyöz ateşine tutuldular. Hamile kadınların karınlarındaki çocuklar süngülendi. Ekinler yakıldı, su kuyularına beton döküldü. Çoban köpekleri, subayların kurt köpeklerine boğduruldu’ diyordu. Bunların hepsi jenosit kavramını fazlasıyla karşılıyor” şeklinde konuştu.
Çocukları süngüleyip öldürdüler
Zîlan Katliamı’nın komutasının Albay Derviş’te olduğunu söyleyen Ulugana, albayın özellikle sağ kurtulan Kürt çocuklarını öldürmek istediğini söyledi. Kürt çocuklarının büyüyüp Zîlan’ın öcünü alacaklarını defalarca kez dile getirildiğinin altını çizen Ulugana, şöyle devam etti: “Hamile Kürt kadınlarının çocuklarının cinsiyetlerini merak ediliyor. Hamile kadınların karınlarını deşebilecek askerlere 40 gün istirahat izni vermeyi vaat ediyordu. Erdîş’in Ziyareta Baso köyünden Hüseyin Yıldız, katliam döneminde 7. Kolordu’nun bünyesinde Diyarbakır’da asker olduğunu söylüyordu. Hüseyin Yıldız yerli er olduğu için Derviş Bey alayına verilir. Çakırbeg köyünde şahit olduğu insanlık dışı olayı, ‘Derviş Bey, ‘İçinizde bu kadının karnını deşip piçini çıkaracak gönüllü biri çıksın’ diye bağırdı. Bir kaç kez seslendi, askerlerden bir ses çıkmadı. Bunun üzerine, ‘Bu işi gerçekleştirecek kişiye kırk gün mükâfat izni’ var dedi. Bir asker gönüllü olarak çıktı, iki kolundan kıskıvrak tutulmuş zavallı kadının karnını süngüyle yardı. Çocuk yaşıyordu. Asker çocuğu da süngüleyip öldürdü’ diye anlatmıştı. Bütün bu katliamlara milisler de bizzat iştirak etmişlerdi.”
Ne olmuştu?
Kürtlere yönelik en büyük katliamlardan biri olarak tarihe geçen Geliyê Zîlan Katliamı’nın (Zîlan Deresi Katliamı) üzerinden 94 yıl geçti. 12 Temmuz 1930 tarihinde Wan’ın Erdîş (Erciş) ilçesinde bulunan Geliyê Zîlan’da on binlerce Kürt katledildi. Hesenebdal, Exs, Kelle, Qizil Kilîse, Zorova, Binesî, Bunizî, Pelex ve Kerx köylerinin de aralarında bulunduğu 80’e yakın köy ateşe verilirken, katliamdan sağ kurtulanlar ise sürgüne gönderildi.
Biroyê Heskî Têlî’nin 1926 yılında, Ağrı Dağı’nda başkaldırması sonrası Lübnan’da kurulan Xoybûn Örgütü, 1929’da isyana dahil olur. Xoybûn, dağınık şekilde savaşan isyancıları toparlaması için Berzenci Aşireti’ne mensup Seyid Resul’ü Zîlan Deresi’ne (Geliyê Zîlan) gönderir. Seyid Resul, beraberindeki 400 kişilik grupla Erdîş’i kuşatır. Uzun süren çatışmalar neticesinde geri çekilen isyancılar, İran’a geçer. Bunun üzerine Erdîş’te yüzbaşı olarak görev yapan Derviş Bey, müfrezesini alarak Zîlan Deresi’ni ablukaya alır. Giriş ve çıkışları askerlerce tutulan Zîlan bölgesindeki 44 köy ateşe verilir. Köylerin ateşe verilmesinin ardından binlerce kişi, toplu bir şekilde makineli tüfeklerle taranıp öldürülür, sağ kalanlar da sürgün edilir. Köylülerin hayvanlarına ve diğer malvarlıklarına ise el konulur.
Cenazelerin altında sağ çıkan ya da kaçıp hayatını kurtaran köylüler, uzun süre kaçak yaşamak zorunda kalır. Zîlan Katliamı’nda öldürülenlerin sayısı 15 bin olarak belirtilse de dönemin tanıkları ve kimi farklı kaynaklar gerçek sayının 40 binden fazla olduğunu ifade eder.
Haber: Ruken Polat / MA